Kompozisyon nedir, kısaca tanımı, Kompozisyonun giriş, gelişme ve sonuç bölümleri nasıl yazılır, kompozisyon hakkında bilgiler.
Kompozisyon Hakkında Genel Bilgiler
Kompozisyon, dilimize Fransızcadan geçmiş bir kelimedir ve ayrı ayn parçaları, unsunları bir araya getirerek uyumlu bir bütün oluşturma anlamına gelir. Kompozisyon terimi, edebiyat, resim, müzik, heykeltraşlık, mimarlık gibi bütün sanat dallarında kullanılmaktadır. “Musikide beste, beste parçası” veya “musikîde bestekârlık ilmi” kompozisyon kelimesiyle ifade edilir. “Bestekâr” anlamına gelen “kompozisyon” kelimesi de kompozisyonla yine ilgilidir.
Kompozisyonu bir edebiyat terimi olarak değerlendirecek olursak, okullarda yazı yazma alışkanlığını kazandırmak için öğrencilere verilen yazı ödevi, kalem alıştırması, daha geniş manada ise düşüncelerin, duyguların, olayların tasarıların uyumlu bir bütün oluşturacağı şekilde sözle veya yazı ile anlatılması anlamlarına gelmektedir.
Fıkra, makale, sohbet, tenkit (eleştiri) deneme, roman, hikâye masal, tiyatro, hatırat, seyahatname (gezi yazılan), mektup-dilekçe (eski: arzuhal), şiir, nutuk, konferans, röportaj hayat hikâyesi (biyografi) edebiyatla ilgili birer kompozisyondur.
İnsanlar zihinlerindeki fikirleri veya yüreklerinde hissettikleri duyguları başkalarına anlatabilmek amacıyla bazen sözlerini yazıya dökme ihtiyacı duyarlar. Bunun için en uygun yollardan birisi de kompozisyondur. Bu düşünceleri yazıya aktarırken ise bir uyum içerisinde aktarmak gerekmekte. Her düşüncede mutlaka ama mutlaka bir sıralama vardır. Bu sebeple kompozisyonlar da belirli bir düzende ve anlatılanlar bir bütün oluşturacak şekilde kağıda dökülmelidir.
Kompozisyon Nedir Kısaca Tanımı
Farklı parçaları, uyumlu ve düzenli şekilde bir araya getirmeye kompozisyon denir. Fransızca kökenli bu kelimenin dilimizde ki tam karşılığı, düzenlemedir. Kompozisyon kelimesini, genel anlamı içinde değerlendirecek olursak, yaşadığımız dünya ve evrenin kendisi de bir kompozisyondur.
Kompozisyon Nasıl Yazılır Kuralları
1 - Kompoziyon başlık bölümü:
Kompozisyonu anlatabilecek etkili ve mümkün olduğu kadar kısa bir başlık seçilmelidir.
2 - Kompoziyon giriş bölümü:
İyi bir kompozisyon yazmak istiyorsak, oldukça etkili bir giriş hazırlamamız gerekir. Giriş bölümünde konu hakkında genel bir düşünce ortaya konmalıdır ve konuya dikkat çekilmeye çalışılır.
3 - Kompoziyon gelişme bölümü:
Giriş bölümü bittikten sonra gelişme bölümü başlar. Burada anlatılmak istenenler biraz daha detaylandırılarak açıklağa kavuşturulur. Mümkünse örnekler verilerek anlatım biraz daha canlandırılır.
4 - Kompoziyon sonuç bölümü:
Kompozisyonun en vurucu olması gereken bölümü bu bölümüdür. Giriş ve gelişme bölümlerinde artık gerektiği kadar açıklama yapıldığı için okuyucu zaten söylemek istediğinizi rahatlıkla anlayabilecek duruma gelmiştir. Asıl söylenmek istenen şey bir iki cümle ile özetlenerek kompoziyon tamamlanır.
Mesela bir mimarî eser nasıl meydana getirilir? Mimarlar ve mühendisler, öncelikle binanın kâğıt üzerinde projesini hazırlar. Elektrikçi, elektrik kablolarını döşer. Duvar ustası duvarını belli ölçüler doğrultusunda örer. İşçiler harcını kararınca karar… vb. Bütün bu çalışmaların sonunda bir mimarî eser ortaya çıkar.
Farklı iş kollarında çalışan insanlar uyumlu bir tekilde bir araya gelerek eseri oluştururlar. Eğer, düzenli bir çalışma olmazsa, düzenli bir eser da ortaya çıkmaz. Konuyla ilgili daha çok örnek vermek mümkündür. İnsan hayatının kendisinde de bir kompozisyon vardır. Sabah belli saatlerde kalkılır, el ve yüz yıkanır, kahvaltı yapılır, okula ya da işe gidilir, öğle ve akşam yemekleri yenir, uyunur… vb. İnsan, günlük işlerinde bir düzenleme yapmazsa mutlu ve başarılı da olamaz. Her sanat dalında ayrı bir kompozisyon görülmektedir. Müzikte beste düzenleyenlere “Kompozitör” denilmesi de buradan kaynaklanmaktadır.
Dilde kompozisyon ise; insanların duygu, düşünce ve hayallerinin, belli bir ahenk içinde yazılı ya da sözlü olarak etkili bir biçimde yansıtılmasıdır. Pek çok insan yazı yazar. Ama, kompozisyon kurallarına uygun yazı yazan pek azdır. Herkes konuşma yapar. Ama, kompozisyon kurallarına uygun konuşma yapan pek azdır. İnsan, yazı yazma ve konuşmada düzenleme yapabildiği takdirde başarılı olmayı da yakalar.
Yukarıdaki tariften de anlaşılacağı gibi sözlü ve yazılı olmak üzere iki çeşit kompozisyon türü vardır:
1. Sözlü kompozisyon: Sözlü kompozisyon, duygulara, düşüncelere, sezgilere, tasarılara konuşma yoluyla bütünlük vermektir. Nutuk, tartışma, konferans, münazara, açık oturum ve ders anlatma sözlü kompozisyon örnekleridir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi alabilmek için, “Sözlü Anlatım” bölümüne bakabilirsiniz.
2. Yazılı kompozisyon: Yazılı kompozisyon, duygulara, düşüncelere, sezgilere, tasarılara yazma yoluyla bütünlük vermektir. Fıkra, makale, sohbet, tenkit, deneme, roman, hikâye, masal, tiyatro, hatırat, seyahatname, mektup, şiir biyografi yazılı kompozisyon örnekleridir. Gerek sözlü, gerekse yazılı kompozisyonda fikirler, olaylar, verilen örnekler yeri yerinde olmalıdır.
Bir kompozisyon yazarken konu ile ilgili maddelerin toplanmasına buluş; buluşların bir sıraya konulmasına düzenleyip; yazı şekli verilmesine anlatış denir.
Bir kompozisyonun etkili olabilmesi için birlik, denge ve canlılık olmazsa olmazdır. Birlik ana fikirden ayrılmamaya; denge, unsurların ana fikrin çevresinde oranlı bir biçimde bulunmasına; canlılık, anlatımın (ifadenin) sürekleyici, ilgi uyandırıcı bir kıvraklık taşımasına denir.
İyi ve güzel yazabilmek sabır ve titizlik ister. İnsan, iyi yazmayı çabuk yazmakla öğrenemez. Aksine, iyi yazarak, çabuk yazmayı öğrenir. Bunun için yazılı anlatımda başarılı olabilmek, yazılı kompozisyon ilkelerini bilmek ve bunları yazma çalışmaları ile geliştirmek gerekir.
İyi kompozisyon yazmak; “İyi düşünmek, doğru duymak, uygun anlatmak, aynı zamanda düşünce, ruh ve beğeni (zevk) sahibi olmak” demektir. İyi ve başarılı yazı yazabilmek için önce, doğru düşünmek ve duymak, sonra da en iyi biçimde bunları anlatabilmek gerekir. Yani, “yazmadan önce, düşünmeyi öğrenmek” başta gelen özelliktir.
Güzel yazmak aynı zamanda bir sanattır. Özel bir yetenek gerektirir. Örneğin; şiir, hikâye, roman yazmak… Fakat, iyi ve doğru yazmak ise, yeteneğe bağlı değildir. Yazma zevk ve alışkanlığına sahip olan, yazma tekniğini ve dil kurallarını bilen, plân ve paragrafların oluşmasıyla ilgili gerekli deneyimi bulunan herkes, zamanla başarıya ulaşır. İyi yazmak, kolay bir iş değildir. Kişinin kendini yetiştirmesi, geliştirmesi ve düzeltmesi gerekir.
0 Comments: