Ahiret ile ilgili ayetler ve hadisler, kısaca içinde Ahiret geçen Kuran ayetleri ve sahih hadisler, Ahiret hakkındaki ayetlerin ve hadisleri...

Ahiret İle İlgili Ayetler ve Sahih Hadisler Türkçe Anlamları

Ahiret ile ilgili ayetler ve hadisler, kısaca içinde Ahiret geçen Kuran ayetleri ve sahih hadisler, Ahiret hakkındaki ayetlerin ve hadislerin mealleri Türkçe anlamları, açıklamaları.

Ahiret Hakkında Kuran Ayetleri

Konulara Göre Kuran Ayetleri

Bakara Suresi, 4. ayeti: Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.

Bakara Suresi, 8. ayeti: İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir.

Bakara Suresi, 62. ayeti: Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi, 86. ayeti: İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

Bakara Suresi, 94. ayeti: De ki: "Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."

Bakara Suresi, 102. ayeti: Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.

Bakara Suresi, 114. ayeti: Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır.

Bakara Suresi, 126. ayeti: Hani İbrahim: "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah: "Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.

Bakara Suresi, 130. ayeti: Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir.

Bakara Suresi, 177. ayeti: Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

Bakara Suresi, 200. ayeti: (Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah'ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur.

Bakara Suresi, 201. ayeti: Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der.

Bakara Suresi, 217. ayeti: Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

Bakara Suresi, 220. ayeti: Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda). Ve sana yetimleri sorarlar. De ki: "Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır. Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırt eder). Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

Bakara Suresi, 228. ayeti: Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç 'ay hali ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

Bakara Suresi, 232. ayeti: Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara, kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz.

Bakara Suresi, 264. ayeti: Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez.

Al-i İmran Suresi, 22. ayeti: Onlar, yaptıkları dünyada ve ahirette boşa gitmiş olanlardır. Ve onların yardımcıları yoktur.

Al-i İmran Suresi, 45. ayeti: Hani melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır."

Al-i İmran Suresi, 56. ayeti: "İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur."

Al-i İmran Suresi, 77. ayeti: Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... İşte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

Al-i İmran Suresi, 85. ayeti: Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.

Al-i İmran Suresi, 114. ayeti: Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.

Al-i İmran Suresi, 145. ayeti: Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.

Al-i İmran Suresi, 148. ayeti: Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.

Al-i İmran Suresi, 152. ayeti: Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp-geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır.

Al-i İmran Suresi, 176. ayeti: Küfürde 'büyük çaba harcayanlar' seni üzmesin. Çünkü onlar, Allah'a hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah, onları ahirette pay sahibi kılmamayı ister. Onlar için büyük bir azap vardır.

Nisa Suresi, 38. ayeti: Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.

Nisa Suresi, 39. ayeti: Allah'a ve ahiret gününe inanarak Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.

Nisa Suresi, 59. ayeti: Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah'a ve elçisine döndürün. Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.

Nisa Suresi, 74. ayeti: Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz.

Nisa Suresi, 77. ayeti: Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."

Nisa Suresi, 134. ayeti: Kim dünya sevab(yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah Katındadır. Allah işitendir, görendir.

Nisa Suresi, 136. ayeti: Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır.

Nisa Suresi, 162. ayeti: Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

Maide Suresi, 5. ayeti: Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

Maide Suresi, 41. ayeti: Ey peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar, "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Allah, kimin fitne(ye düşme)sini isterse, artık onun için sen Allah'tan hiçbir şeye malik olamazsın. İşte onlar, Allah'ın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azap vardır.

Maide Suresi, 69. ayeti: Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

En'am Suresi, 32. ayeti: Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

En'am Suresi, 92. ayeti: İşte bu (Kur'an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap'tır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır.

En'am Suresi, 113. ayeti: Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar. En'am Suresi, 150. ayeti: De ki: "Gerçekten Allah'ın bunu haram kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin." Şayet onlar, şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların heva (istek ve tutku)larına uyma; onlar (birtakım güçleri ve varlıkları) Rablerine denk tutmaktadırlar.

Araf Suresi, 45. ayeti: "Ki onlar Allah'ın yolundan alıkoyanlar, onda çarpıklık arayanlar ve ahireti tanımayanlardır."

Araf Suresi, 147. ayeti: Ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar, onların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?

Araf Suresi, 156. ayeti: Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve Bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım."

Araf Suresi, 169. ayeti: Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım 'kötü kimseler' geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici- yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?

Enfal Suresi, 67. ayeti: Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tevbe Suresi, 18. ayeti: Allah'ın mescidlerini, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.

Tevbe Suresi, 19. ayeti: Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

Tevbe Suresi, 29. ayeti: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.

Tevbe Suresi, 38. ayeti: Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yer(iniz)de ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır.

Tevbe Suresi, 44. ayeti: Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.

Tevbe Suresi, 45. ayeti: Senden, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

Tevbe Suresi, 69. ayeti: Sizden önceki (münafıklar ve kafirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp-ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte onlar kayba uğrayanlardır.

Tevbe Suresi, 74. ayeti: Allah'a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.

Tevbe Suresi, 99. ayeti: Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Yunus Suresi, 64. ayeti: Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.

Hud Suresi, 16. ayeti: İşte bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur.

Hud Suresi, 19. ayeti: Bunlar Allah'ın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahireti tanımayanlardır.

Hud Suresi, 22. ayeti: Hiç şüphesiz bunlar, ahirette en çok hüsrana uğrayanlardır.

Hud Suresi, 103. ayeti: Ahiret azabından korkan için bunda kesin ayetler vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür.

Yusuf Suresi, 37. ayeti: Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terk ettim."

Yusuf Suresi, 57. ayeti: Ahiretin karşılığı ise, iman edenler ve takvada bulunanlar için daha hayırlıdır.

Yusuf Suresi, 101. ayeti: "Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

Ra'd Suresi, 26. ayeti: Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.

Ra'd Suresi, 34. ayeti: Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da yoktur.

İbrahim Suresi, 3. ayeti: Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar). İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler.

İbrahim Suresi, 27. ayeti: Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar.

Nahl Suresi, 22. ayeti: Sizin İlahınız tek bir İlah'tır. Ahirete inanmayanların kalpleri ise inkarcıdır ve onlar müstekbir (büyüklenmekte) olanlardır.

Nahl Suresi, 30. ayeti: (Allah'tan) Sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Hayır" dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir.

Nahl Suresi, 41. ayeti: Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.

Nahl Suresi, 60. ayeti: Ahirete inanmayanların kötü örnekleri vardır, en Yüce örnekler ise Allah'a aittir. O, güç sahibi olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Nahl Suresi, 107. ayeti: Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah'ın da inkar eden bir topluluğu hidayete erdirmemesi nedeniyledir.

Nahl Suresi, 109. ayeti: Şüphesiz, onlar ahirette ziyana uğrayanlardır.

Nahl Suresi, 122. ayeti: Ve Biz ona dünyada bir güzellik verdik; şüphesiz o, ahirette de salih olanlardandır.

İsra Suresi, 10. ayeti: Ve şüphesiz, ahirete inanmayanlar için de acı bir azap hazırlamışızdır.

İsra Suresi, 19. ayeti: Kim de ahireti ister ve bir mü'min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır.

İsra Suresi, 21. ayeti: Onlardan kimini kimine nasıl üstün tuttuğumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakımından daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür.

İsra Suresi, 45. ayeti: Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

İsra Suresi, 72. ayeti: Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha 'şaşkın bir sapıktır.'

İsra Suresi, 104. ayeti: Ve onun ardından İsrailoğulları'na söyledik: "O toprak (yurt)ta oturun, ahiret va'di geldiğinde hepinizi derleyip-toplayacağız."

Taha Suresi, 127. ayeti: İşte Biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.

Hac Suresi, 11. ayeti: İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.

Hac Suresi, 15. ayeti: Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

Mü'minun Suresi, 10. ayeti: İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır.

Mü'minun Suresi, 33. ayeti: Kendi kavminden, inkar edip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir."

Mü'minun Suresi, 74. ayeti: Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapanlardır.

Nur Suresi, 2. ayeti: Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit bulunsun.

Nur Suresi, 14. ayeti: Eğer Allah'ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

Nur Suresi, 19. ayeti: Çirkin utanmazlıkların (fuhşun) iman edenler içinde yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada ve ahirette acıklı bir azap vardır. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz.

Nur Suresi, 23. ayeti: Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü'min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azap vardır.

Neml Suresi, 3. ayeti: Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.

Neml Suresi, 4. ayeti: Ahirete inanmayanlara gelince; Biz onlara kendi yaptıklarını süslemişiz, böylece onlar, 'körlük içinde şaşkınca dolaşırlar'.

Neml Suresi, 5. ayeti: İşte onlar; en kötü azap onlarındır ve ahirette de en büyük kayba uğrayanlardır.

Neml Suresi, 66. ayeti: Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.

Kasas Suresi, 77. ayeti: "Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez."

Kasas Suresi, 83. ayeti: İşte ahiret yurdu; Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir.

Ankebut Suresi, 20. ayeti: De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

Ankebut Suresi, 27. ayeti: Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır.

Ankebut Suresi, 36. ayeti: Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik) Böylece dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."

Ankebut Suresi, 64. ayeti: Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.

Rum Suresi, 7. ayeti: Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.

Rum Suresi, 16. ayeti: Ancak inkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise; artık onlar da azap için hazır bulundurulurlar.

Lokman Suresi, 4. ayeti: Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.

Ahzab Suresi, 21. ayeti: Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.

Ahzab Suresi, 29. ayeti: "Eğer siz Allah'ı, Resûlü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız artık hiç şüphesiz Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır."

Ahzab Suresi, 57. ayeti: Gerçek şu ki, Allah'a ve elçisine eziyet edenler; Allah, onlara dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için aşağılatıcı bir azap hazırlanmıştır.

Sebe Suresi, 1. ayeti: Hamd, göklerde ve yerde olanların tümü Kendisi'ne ait olan Allah'ındır; ahirette de hamd O'nundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, haber alandır.

Sebe Suresi, 8. ayeti: "Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir sapıklık içindedirler.

Sebe Suresi, 21. ayeti: Oysa onun, kendilerine karşı hiçbir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, herşeyin üzerinde gözetici-koruyucudur.

Zümer Suresi, 9. ayeti: Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler."

Zümer Suresi, 26. ayeti: Artık Allah, onlara dünya hayatında 'horluğu ve aşağılanmayı' taddırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı gerçekten daha büyüktür.

Zümer Suresi, 45. ayeti: Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öfkeyle kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar.

Mü'min Suresi, 39. ayeti: "Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir meta (kısa süreli bir yararlanma)dır. Şüphesiz ahiret, (asıl) karar kılınan yurt odur."

Mü'min Suresi, 43. ayeti: "İmkanı yok; gerçekten sizin beni kendisine çağırmakta olduğunuz şeyin, dünyada da, ahirette de çağrıda bulunma (yetkisi, gücü, değeri ve bağışlama)sı yoktur. Şüphesiz, bizim dönüşümüz Allah'adır. Ölçüyü taşıranlar, onlar ateşin halkıdırlar."

Fussilet Suresi, 7. ayeti: Ki onlar, zekatı vermeyenler ve ahireti inkar edenlerdir.

Fussilet Suresi, 16. ayeti: Böylece Biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

Fussilet Suresi, 31. ayeti: "Biz, dünya hayatında da, ahirette de sizin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istediğiniz herşey de sizindir."

Şura Suresi, 20. ayeti: Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde artırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.

Zuhruf Suresi, 35. ayeti: Ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbinin Katında muttakiler içindir.

Necm Suresi, 27. ayeti: Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, melekleri dişi isimlerle isimlendiriyorlar.

Hadid Suresi, 20. ayeti: Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir.

Mücadele Suresi, 22. ayeti: Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.

Haşr Suresi, 3. ayeti: Eğer Allah, onlara sürgünü yazmamış olsaydı, muhakkak onları (yine) dünyada azaplandırırdı. Ahirette ise onlar için ateş azabı vardır.

Mümtehine Suresi, 6. ayeti: Andolsun, onlarda sizlere, Allah'ı ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirecek olursa, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Hamid (övülmeye layık olan)dır.

Mümtehine Suresi, 13. ayeti: Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

Talak Suresi, 2. ayeti: Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;

Kalem Suresi, 33. ayeti: İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler.

Müddesir Suresi, 53. ayeti: Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.

Kıyamet Suresi, 20. ayeti: Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.

Kıyamet Suresi, 21. ayeti: Ve ahireti terk edip-bırakıyorsunuz.

Nazi'at Suresi, 25. ayeti: Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

A'la Suresi, 16. ayeti: Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.

A'la Suresi, 17. ayeti: Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.

Ahiret Hakkında Sahih Hadisler (Kütübü Sitte)

Konulara Göre Sahih Hadisler

Fasil : LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ Konu : İpek Hakkında Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İpeği dünyada giyen, ahirette giyemez." HadisNo : 5288

Fasil : LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ Konu : İpek Hakkında Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dünyada ipeği, ahirette nasibi olmayanlar giyer." HadisNo : 5287

Fasil : NAMAZ BÖLÜMÜ Konu : Cenaze Namazı Ravi : Hasan Basri
Hadis : Ravi "Çocuk üzerine Fatiha okunur" der ve şöyle dua ederdi: "Ey Allahım, bunu bize öncü yap, karşılayıcı kıl, (ahiret) azığı ve ücret yap." HadisNo : 3067

Fasil : SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ Konu : Kadının Yolculuğu Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah`a ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir gece ve gündüz devam edecek bir mesafeye, yanında bir mahremi olmadıkça gitmesi helal değildir." HadisNo : 2194

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Hastayı Ziyaretin Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir hastaya veya bir din kardeşine Allah rızası için ziyarette bulunursa, bir münadi ona nida eder: "(Dünyada da ahirette de) iyi olasın, (ahiret yolculuğun da) iyi olsun. (Bu davranışınla) cennette bir ev hazırladın!" der." HadisNo : 4660

Fasil : Nefsin Afetlerine Temas Eden Hadisler Konu : Dilin Afetleri Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Allah`a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun." [Tirmizi`nin İbnu Ömer (ra)`den yaptığı diğer bir rivayette, Resulullah: "Kim susarsa kurtulur" buyurmuştur.] HadisNo : 5910

Fasil : NAMAZ BÖLÜMÜ Konu : Me`mum (İmama Uyan) İle İlgili Hükümler Ravi : Esma Bintu Ebi Bekr
Hadis : Resulullah (sav)`ı işittim, kadınlara diyordu ki: "Sizden kim Allah`a ve ahiret gününe iman ediyorsa, erkekler başlarını kaldırıncaya kadar başını yerden kaldırmasın, böylece erkeklerin avretlerini görmekten korunmuş olur." HadisNo : 2835

Fasil : DUA BÖLÜMÜ Konu : Duanın Fazileti Ve Vakti Ravi : Muaz
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Akşamdan (abdestli olarak) temizlik üzere zikrederek uyuyan ve geceleyin de uyanıp Allah`tan dünya ve ahiret için hayır taleb eden hiç kimse yoktur ki Allah dilediğini vermesin." HadisNo : 1755

Fasil : DUA BÖLÜMÜ Konu : Duanın Fazileti Ve Vakti Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ezanla kaamet arasında yapılan dua reddedilmez (mutlaka kabule mazhar olur)." "Öyleyse," dendi, "ey Allah`ın Resulü, nasıl dua edelim?" "Allah`tan," dedi, "dünya ve ahiret için afiyet isteyin!" HadisNo : 1760

Fasil : KİTABU`Z ZİKR Konu : Kitabu`z Zikr`e Dair Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim yatağına temiz (abdestli) olarak girer ve uyku basıncaya kadar Allah`ı zikrederse gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da Allah`tan dünya veya ahiret hayırlarından bir şey isterse Allah Teala, istediğini mutlaka ona verir." HadisNo : 1946

Fasil : İMAN VE İSLAM HAKKINDA Konu : Mecaz Hakkında Ravi : Ebu Saidi`l-Hudri
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in şöyle dediğini rivayet etti: "Bir kimsenin mescide alakasını görürseniz, onun mü`min olduğuna şehadet edin, zira Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "Allah`ın mescidlerini ancak Allah`a ve ahiret gününe inananlar imar ederler" (Tevbe 18) HadisNo : 34

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : İslam Ümmetinin Fazileti Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dünyadadır: Fitneler, zelzeleler ve katl." HadisNo : 4517

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. İsa (as) Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben, dünyada da ahirette de Meryem`in oğluna insanların en yakınıyım. Benimle onun arasında başka bir peygamber yok. Peyamberler anneleri ayrı, babaları bir kardeştirler, dinleri de birdir." HadisNo : 4344

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Hastayı Ziyaretin Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir hastaya veya bir din kardeşine Allah rızası için ziyarette bulunursa, bir münadi ona nida eder: "(Dünyada da ahirette de) iyi olasın, (ahiret yolculuğun da) iyi olsun. (Bu davranışınla) cennette bir ev hazırladın!" der." HadisNo : 4660

Fasil : KAPLARLA İLGİLİ BÖLÜM Konu : Kaplar Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle dediğim işittim: "İpek ve ibrişim elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar (kafirler), ahirette de sizin içindir." HadisNo : 143

Fasil : HACC VE UMRE BÖLÜMÜ Konu : Tavaf Ve Sa`yde Dua Ravi : Abdullah İbnu Saib
Hadis : Safa ile Merve arasındaki tavaf sırasında Resulullah (sav)`ın şöyle dua ettiğini işittim: "Rabbimiz bize dünyada hayır ver, ahirette de hayır ver ve bizi ateş azabından koru." HadisNo : 1393

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hz. Ali (ra) Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) Ashabının arasını kardeşlemişti. Hz. Ali (ra) yanına geldi ve: "Ashabmızın arasını birbirleriyle kardeşlediniz, ama beni kimseyle kardeşlemediniz!" dedi. Bunun üzerine (sav): "Sen dünyada da ahirette de benim kardeşimsin" buyudular. HadisNo : 4404

Fasil : İMAN VE İSLAM HAKKINDA Konu : Kur`an Ve Hadise Uymaya Dair Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuştur: "Kim Allah`ın Kitabını öğrenir ve sonra da onda bulunanlara uyarsa, Allah onu, dünyada dalaletten çıkarıp doğru yola sevkeder, ahirette de kötü hesabtan korur." HadisNo : 67

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Yunus Suresi Ravi : Ubade tu`bnu`s-Samit
Hadis : Resulullah (sav)`a Cenab-ı Hakk`ın şu ayeti hakkında sordum: "Dünya hayatında da, ahirette de müjde onlaradır..." (Yunus, 64). Şu cevabı verdi: "Burada kastedilen müjde salih rüyadır. Mü`min kul onu görür veya kendisine gösterilir." HadisNo : 657

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - TEFSİRİN HÜKMÜ HAKKINDA Konu : Kur`an`ın Faziletine Dair Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur`an`ı okuyup ona sahip çıkan kimseye (ahirette): "Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zira senin makamın, okuduğun en son ayetin seviyesindedir" denir." HadisNo : 425

Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez." HadisNo : 2268

Fasil : DUA BÖLÜMÜ Konu : Sebebe Ve Vakte Bağlı Olmayan Dualar Ravi : Enes
Hadis : Resulullah`ın duasının çoğu: "Allahümme atina fi`d-dünya haseneten ve fi`l-ahireti haseneten ve kına azabe`n-nar. (Allahım bize dünyada da bir hayır, ahirette de bir hayır ver, bizi cehennem azabından koru" idi. HadisNo : 1871

Fasil : SOHBET BÖLÜMÜ Konu : Hasta Ziyareti Ve Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah rızası için bir arkadaşını ziyaret eder veya bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münadi ona şöyle nida eder: "Dünya ve ahirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın." HadisNo : 3403

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : İbrahim Suresi Ravi : el-Bera İbnu`l-Azib
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman, kabirde suale maruz kalınca: "Allah`tan başka ilah bulunmadığı ve Muhammed`in O`nun kulu olduğuna şehadet eder." Bunun delili şu ayettir: "Allah inananları dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerine tutar, zalimleri de saptırır..." (İbrahim, 27). HadisNo : 668

Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav): "Yaktığınız ateş var ya, bu cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!" buyurmuşta. (Yanındakiler): "Zaten bu ateş, vallahi (asileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem ateşi öbürüne altmış dokuz kat üstün kılındı. Her bir kat`ın harareti, bunun mislindedir." HadisNo : 5114

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Kadın Sahabilerin Faziletleri - Aişe (ra) Ravi : Ebu Vail
Hadis : Hz. Ali (ra), asker toplamak için Ammar İbnu Yasir ve Hasan İbnu Ali (ra)`yi Kufe`ye gönderince, Ammar halka şöyle hitab etti: "Ben de biliyorum. O (Hz. Aişe), dünyada da ahirette de Peygamberimiz (sav)`in zevcesidir. Velakin Allah sizleri imtihan ediyor. Kendisine mi, yoksa, Aişe`ye mi tabi olacaksınız?" HadisNo : 4488

Fasil : RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ Konu : Tabir Edilmiş Rüyalar Ravi : Enes
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in şöyle söylediğini işittim: Ben bu gece, rü`yamda, kendimi Ukbe İbnu Rafi`in evinde imişim gördüm. Orada bana İbnu Tab denen cinsten taze hurma getirildi. Ben bu rüyayı şöyle te`vil ettim: "Yükselme dünyada bizimdir, ahirette de hayırlı akibet bizimdir, dinimiz de tamamlanmıştır." HadisNo : 967

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Ahzab Suresi Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Ben her mü`mine, mutlaka, dünya ve ahirette insanların en yakınıyımdır. Dilerseniz (bu hususla ilgili olan) şu ayeti okuyun: "O peygamber, mü`minlere öz nefislerinden evladır. Zevceleri, mü`minlerin analarıdır..." (Ahzab 6). Hangi mü`min (vefatında) bir mal bırakırsa varisleri (asabı) ona varis olsunlar. Borç veya bakıma muhtaç birini bırakmışsa o bana gelsin, ben onun mevlasıyım." HadisNo : 741

Fasil : MEHİR BÖLÜMÜ Konu : Mehrin Miktarı Ravi : Ebu`l-Acfa es-Sülemi
Hadis : Bir gün, Hz. Ömer (ra), cuma hutbesi verdi ve hutbede şöyle söyledi: "Sakın, kadınların mehirlerini artırmayın, zira bu, eğer dünya için bir şeref, ahiret için de bir takva olsaydı buna en çok Resulullah layik idi. Halbuki O, kadınlarından veya kızlarından hiç birine oniki okiyyeden fazla mehir takdir etmemiştir." HadisNo : 3457

Fasil : TAHARET BÖLÜMÜ Konu : Hamam Hakkında Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah ve ahiret gününe inanan kimse izarsız hammama girmesin. Kim Allah`a ve ahirete inanıyorsa, bir özrü olmadan hanımım hammama sokmasın. Kim Allah`a ahirete, inanıyorsa üzerinde içki bulunan sofraya oturmasın." HadisNo : 3821

Fasil : DÜNYANIN VE BAZI YERLERİNİN ZEMMEDİLMESİ BÖLÜMÜ Konu : Dünyanın Zemmi Ve Kötülenmesi Ravi : Ali
Hadis : Dünya arkasını dönmüş gidiyor, ahiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler ahiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok." [Rezin tahric etmiştik. Buhari, muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (Rikak 4)] HadisNo : 1973

Fasil : GAZVELER BÖLÜMÜ Konu : Gazveler - Hendek Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) Hendek`e gitti. Gördü ki Muhacir ve Ensar soğuk bir sabah vakti hendek kazıyorlar. Onların, bu işi kendilerine bedel yapacak köleleri yok. Onları vuran yorgunluk ve açlıklarını görünce (şiirimsi bir ifade) terennüm ettiler: "Ey Allah`ım! Gerçek hayat ahiret hayatıdır. Ensar ve muhaciri mağfiret buyur!" Çalışanlar da O`na şöyle mukabele ettiler: "Biz Muhammed`e bey`at edenleriz. Hayatta kaldıkça cihad gayemiz." HadisNo : 4259

Fasil : MEV`İZELER BÖLÜMÜ Konu : Mev`izeler Hakkında Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kimin arzusu ahiret otursa, Allah onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar, artık dünya ona hakir gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya otursa, Allah iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar, işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak, dünyadan da eline, kendisine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez." HadisNo : 5368

Fasil : İDDET VE İSTİBRA BÖLÜMÜ Konu : Mutallaka Ve Muhteleanın İddetleri Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç aybaşı hali beklerler, eğer Allah`a ve ahiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah`ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal değildir, kocaları bu arada barışmak isterlerse, karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler" (Bakara 223) ayeti için der ki: "Bu ayete göre, erkek hanımını üç kere de boşasa ona dönmeye hakkı vardı. Bu hüküm şu ayetle neshedildi. "Boşanma iki defadır (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktır" (Bakara 229). HadisNo : 4189

Fasil : İDDET VE İSTİBRA BÖLÜMÜ Konu : İstibra Ravi : Ruveyfi` İbnu Sabit el`Ensari
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah`a ve ahiret gününe inanan bir kimseye, suyunu başkasının ekinine dökmesi, yani hamile (esire)ye teması helal değildir. Keza Allah`a ve ahirete inanan mü`min kişiye, istibra hasıl olmazdan önce esire kadına temas helal olmaz. Keza Allah`a ve ahirete inanan kimseye, taksim edilmezden önce ganimet malından satması helal değildir." HadisNo : 4200

Fasil : KATL BÖLÜMÜ Konu : Katlin Mübah Olduğu Yerler Ravi : Muharik
Hadis : Resulullah (sav)`a bir adam gelerek: "Ey Allah`ın Resulü! Bir adam gelip malımı almaya kalkarsa (ne yapayım)?" dedi. "Ona Allah`ı hatırlat!" cevabını verdi. Adam tekrar: "Hatırlamazsa ne yapayım?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Etrafındaki Müslümanlardan yardım talep et!" buyurdu. Adam: "Etrafımda hiç Müslüman yoksa ne yapayım?" dedi. "Öyleyse sultandan yardım iste!" buyurdu. Adam: "Sultan benden uzaksa?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Bir ahiret şehidi oluncaya veya malını koruyuncaya kadar malın için mücadele et!" buyurdular. HadisNo : 4932

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Beraet (Tevbe) Suresi Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Allah`a ve ahiret gününe inananlar mallarıyla, canlarıyla savaşmak istediklerinden ötürü geri kalmak için senden izin istemezler.." (Tevbe, 44) ayeti, Nur suresindeki şu ayetle neshedilmiştir: "Doğrusu Allah`a ve Peygamberine inanan mü`minler, Peygamberle beraber bir işe karar vermek için toplandıklarında ondan izin almaksızın gitmezler. Ey Muhammed! Senden izin isteyenler, işte onlar, Allah`a ve Peygamberine inananlardır. Bazı işleri için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver, Allah`tan, onların bağışlanmalarını dile. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder" (Nur, 62). HadisNo : 649

Fasil : BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ Konu : Riba İle İlgili Hükümler
Hadis : Müslim`de gelen diğer bir rivayette Haneş es-San`ani der ki: "Biz Fadale ile bir gazvede beraberdik. Derken bana ve arkadaşlarıma ganimetten bir gerdanlık isabet etti. Gerdanlık altın, gümüş ve kıymetli taşlardan yapılmıştı. Ben bunu satın almak isteyerek, Fadale`ye sordum. Bana şöyle cevap verdi: Bunun altınını ayır, bir kefeye koy. Kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla birşey alma! Zira ben Resulullah (sav)`ın şöyle buyurduğunu işittim: "Kim Allah`a ve ahiret gününe iman ederse sakın misli mislinden fazla bir şey almasın." HadisNo : 319

Fasil : DUA BÖLÜMÜ Konu : Hapşıranın Duası Ravi : Amr İbnu Rebia
Hadis : Resulullah (sav)`ın arkasında namaz kılan birisi, namazda hapşırdı ve şu duayı okudu: "Mübarek (hayrı bol), ihlaslı ve çok hamdle Allah`a hamdederiz, ta Rabbimiz razı oluncaya kadar; dünya ve ahiret işindeki rızasından sonra da (hamdimize devam ederiz)." Resulullah (sav) namazdan çıktıktan sonra: "Namazda dua okuyan kimdi?" diye sordu. Ancak okuyan kişi sükut etti. Resulullah (sav) tekrar sordu: "Duayı kim okudu? Zira fena bir şey söylemedi" Bunun üzerine adam: "Bendim, bu dua ile sadece hayır murad ettim" dedi. Efendimiz: "(Duanız) Rahmanın Arşına kadar yükseldi" buyurdu. HadisNo : 1865

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : A`la Suresi Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) mescidde iken huzuruna girdim. Bana: "Ey Ebu Zerr mescide tahiyye (selam vermek) gerekir" buyurdu. Ben: "Mescide verilecek selam nedir?" diye sorunca: "(Girince) kılacağın iki rek`at namazdır" dedi. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa`nın suhuflarında olanlardan herhangi bir şey size indirildi mi?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Ey Ebu Zerr! (Evet, şu mealdeki ayetler indi deyip okudu:) "Şüphesiz iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (ahiretten) üstün tutarsınız. Halbuki ahiret daha hayırlı, daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar evvelki sabitelerde, İbrahim ile Musa`nın sahifelerinde de vardır" (A`la, 14-19). Ben tekrar sordum: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa (a.s.)`nın suhuflarında ne vardı?" "Bunlarda" dedi, "hep ibretli şeyler vardı, (mesela şöyle denmişti): Ölümü görüp bildiği halde gamsız-kedersiz yaşayana şaşarım, Cehenneme kesinlikle inandığı halde gülene şaşarım, içinde yaşayanlarla birlikte dünyanın devamlı değiştiğini görüp de ondan tatmin bulana şaşarım. Kadere inanıp da (haram-helal ayırımı yapmadan hırsla mal peşinde) yorulana şaşarım. ahiret hesabına inanıp da o maksadla çalışmayana şaşarım" (Rezin ilavesidir, ed-Dürrü`l-Mensur`da (6, 341) daha uzun olarak kaydedilmiştir) HadisNo : 862

Fasil : ÖLÜM BÖLÜMÜ Konu : Ölümden Sonrası Hakkında Ravi : Hani Mevla Osman İbnu Affan
Hadis : Hz. Osman (ra), bir kabrin üzerinde durunca sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Kendisine: "Cenneti ve cehennemi hatırladığın vakit ağlamıyorsun, fakat kabri hatırlayınca ağlıyorsun!" dediler. Bunun üzerine: "Çünkü Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Kabir, ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir." Hz. Osman devamla Resulullah (sav)`ın şu sözünü de nakletti: "(ahiret aleminden gördüğüm) manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!" [Rezin şu ziyadeyi kaydetti: "Hani der ki: "Hz. Osman (ra)`ın şu beyti inşa ettiğini işittim: "Eğer ondan necat buldunsa, büyük musibetten kurtuldun. Aksi halde senin kurtulacağını hayal etmem."] HadisNo : 5492

Fasil : SOHBET BÖLÜMÜ Konu : Dayanışma Ve Yardımlaşma Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir mü`minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah`ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah`ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekme iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz." HadisNo : 3351

Fasil : LİBAS (GİYECEKLER) BÖLÜMÜ Konu : İpek Hakkında Ravi : İbnu Ömer
Hadis : (Babam) Ömer (ra) satılmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu Resulullah (sav)`a getirip: "Ey Allah`ın Resulü! Bunu satın al da bayramlarda ve taşradan gelen heyetlerin karşılanması sırasında tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (sav): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giysisidir" buyurdular. Sonra Hz. Ömer, Allah`ın dilediği kadar kaldı. Aleyhissalatu vesselam ona atlastan mamul bir cübbe gönderdi. Ömer gelerek: "Ey Allah`ın Resulü! Siz (ipek hakkında): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giyeceğidir" demiştiniz. Sonra bana bunu gönderdiniz, (hikmeti nedir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam, buna karşılık: "Bunu, sana bizzat giyesin diye göndermedim. Bilakis, satasın ve parasıyla ihtiyaçlarını göresin diye göndermiştim" buyurdular. HadisNo : 5289

Fasil : MEV`İZELER BÖLÜMÜ Konu : Mev`izeler Hakkında Ravi : Ebu Kebşe el-Enmari
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Üç şey vardır, (bunların doğruluğu hususunda size) yemin ederim. Ayrıca bir de hadis söyleyeceğim, bunları iyi belleyin: Kişinin malı sadaka sebebiyle eksilmez. Bir kula haksız zulüm yapılır o da sabrederse, Allah onun izzetini (dünya ve ahirette) mutlaka artırır. Bir kul dilenme kapısını açtı mı, onunla birlikte Allah da o zavallıya fakirlik kapısını açar." HadisNo : 5366

Fasil : HUDUD BÖLÜMÜ Konu : Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir hadd cürmü işler de, cezası dünyada verilirse, Allah`ın adaleti kuluna ahirette ikinci sefer ceza vermeye müsaade etmez. Kim de bir hadd cürmü işlemiş, Allah da onun günahını örtmüş ve affetmiş ise, Allah`ın keremi affettiği şeyden dolayı ona dönüp ceza vermeye müsaade etmez" HadisNo : 1657

Fasil : FİTNELER HEVALAR VE İHTİLAFLAR BÖLÜMÜ Konu : Sahabe Ve Tabiin Arasında Çıkan Kavga Ve İhtilaflar Ravi : Abdullah İbnu Ziyad
Hadis : Hz. Talha, Zübeyr ve Hz. Aişe (ra) Basra`ya yürüyünce, Hz. Ali, Ammar İbnu Yasir ve Hasan`ı (ra) gönderdi. Bu ikisi Kufe`ye yanımıza geldiler ve minbere çıktılar. Hz. Hasan (ra) minberin yukarısında idi. Ammar (ra) da ondan aşağıda idi. Biz onların etrafında toplandık. Ammar`ın şöyle konuştuğunu işittim: "Aişe, Basra`ya yürüdü. Muhakkak ki o, dünyada da ahirette de Peygamber (sav)`in zevcesidir. Ancak Allah sizi imtihan ediyor: Kendisine mi itaat edeceksiniz, yoksa ona (Hz. Aişe`ye) mi?" HadisNo : 4810

Fasil : BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ Konu : Aldatmaya Dair Ravi : İbnu Ebi Evfa
Hadis : Bir adam çarşıya satmak üzere mal koydu. Müslümanlardan biri alıcı çıkınca, onu ikna için, "senin vermediğin parayı ödedim" diye Allah`a kasem etmişti. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Allah`ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenler var ya, işte onların ahirette bir payları yoktur. Allah, kıyamet günü, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir" (Al-i İmran, 77) HadisNo : 259

Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) "ahirette kimin hesabı münakaşa edilirse, azaba maruz kalacak demektir!" buyurmuşlardı. Ben: "Nasıl olur? Allah Teala hazretleri (mealen): "O vakit kimin kitabı sağ eline verilirse; kolay bir hesabla muhasebe edilecek ve ehline sevinçli olarak dönecek" (İnşikak 7-9) buyurmadı mı, (bu hesap münakaşası değil mi)?" dedim. "Hayır! buyurdular, bu (münakaşa değil) arzdır. Kıyamet günü hesaba çekilen herkes mutlaka helak olmuş demektir!" HadisNo : 5065

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Maide Suresi Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Onlara ahirette büyük azab vardır. Şu kadar ki, siz kendileri üzerine kadir olmazdan (kendilerini ele geçirmezden evvel) tevbe eden (muhariblerle yol kesen)ler müstesnadırlar. Bilin ki Allah, çok affedici ve çok merhamet sahibidir" (Maide 33-34) ayeti müşrikler hakkında indi. Kendileri mağlub edilmezden önce, kim gelip teslim olursa bu, ona işlediği suç sebebiyle had cezası uygulamaya mani değildir. HadisNo : 584

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Nisa Suresi Ravi : Enes
Hadis : "Allah, şüphesiz zerre kadar haksızlık etmez, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artırır ve yapana büyük ecir verir" ayeti ile ilgili olarak Resulullah (sav)`ın şöyle dediğini rivayet etti: "Allah hiçbir mü`mine, yaptığı tek hayrın bile karşılığını ihmal etmek suretiyle zulümde bulunmaz. Yaptığı her hasenenin karşılığı hem dünyada hem de ahirette kendisine verilir. Kafir ise, yaptığı hayır sebebiyle dünyada öylesine yedirilir ki, ahirete varınca, karşılığı verilecek tek hayrı kalmaz." HadisNo : 553

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Hacc Suresi Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "İnsanlardan bazısı vardır, Allah`a (dininin) yalnız bir taraf(ın)dan (tutup, şekk ve tereddüd içinde) ibadet eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa ona yapışır. Eğer bir fitne isabet ederse yüzü üstü döner. Dünyada da, ahirette de hüsrana uğramıştır o. Bu ise, apaçık ziyanın ta kendisidir." (Hac, 11) ayetinin iniş sebebini açıklamak maksadıyla şöyle buyurdu: "Bazıları vardı, Medine`ye gelir, bakardı; bu gelişiyle hanımı oğlan doğurur, atı da yavrularsa, "Bu din, derdi, salih iyi bir dindir." Şayet hanımı oğlan doğurmaz, atı da yavrulamazsa: "Bu din kötüdür" derdi. HadisNo : 710

Fasil : YEMİN BÖLÜMÜ Konu : Yalan Yemin Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah; "Kim Müslüman bir kimsenin malı hakkında yalan yere yemin ederse, (Kıyamet günü) Allah`la karşılaştığında O`nu kendisine karşı gadablanmış bulur!" buyurdular. Sonra Resulullah (sa), bu sözlerini tasdik eden ayetleri Allah Teala`nın kitabından okudular: "(Ahirzaman peygamberine iman hususunda) Allah`a verdikleri ahdi ve ettikleri yemini, az bir dünya malı karşilığında değiştirenlere gelince, onların ahirette hiçbir nasibi yoktur. Kıyamet gününde Allah onlara ne bir hitapta bulunur, ne rahmetiyle nazar eder ve ne de onları temize çıkarır. Onların hakkı pek acı bir azabtır" (Al-i İmran 77). HadisNo : 5821

Fasil : NAMAZ BÖLÜMÜ Konu : Teşehhüd Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Ebu Davud`un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...bize onları öğretirdi veya şu duaları bize teşehhüdü öğrettiği gibi öğretirdi: "Allah`ım! Kalplerimizi birleştir, aramızdaki geçimsizliği düzelt. Bizi selamet yollarına şevket, zulümattan nura kavuştur. Bizi, çirkinliklerin açık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, zevcelerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübarek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizi kabul et, sen rahimsin, tövbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şakir, onlarla sena edici, onları kabul edici kıl, onları (ahirette de nasib ederek) hakkımızda tamamla." HadisNo : 2625

Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları Ravi : Kab İbnu Ucre
Hadis : Resulullah (sav) bana şunu söyledi: "Ey Ka`b İbnu Ucre, seni, benden sonra gelecek ümeraya karşı Allah`a sığındırırım. Kim onların kapılarına gider ve onları, yalanlarında tasdik eder, zulümlerinde onlara yardımcı olursa, o benden değildir, ben de ondan değilim; ahirette havz-ı kevserin başında yanıma da gelemez. Kim onların kapısına gitmez, yalanlarında onları tasdik etmez, zulümlerinde yardımcı olmazsa o bendendir, ben de ondanım; o kimse havzın başında yanıma gelecektir. Ey Ka`b İbnu Ucre! Namaz burhandır. Oruç sağlam bir kalkandır. Sadaka hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürdüğü gibi. Ey Kab İbnu Ucre! Haramla biten bir ete mutlaka ateş gerekir." HadisNo : 1733

Fasil : KAZA (DAVA) VE HÜKÜM BÖLÜMÜ Konu : Davalar Ve Beyyineler Ravi : İbnu Abbas
Hadis : İki kadın bir odada deri dikiyorlardı. Bunlardan biri avucuna biz batırılmış olarak dışarı çıktı. Bunu diğerinin yaptığını iddia etti. Dava İbnu Abbas (ra)`a götürüldü, İbnu Abbas dedi ki: "Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardı: "Eğer insanlara sırf iddialarıyla (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar başkalarının kan ve mallarını istemeye kalkarlardı. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir. İddiayı inkar edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadına) Allah`ı (yalan yere yemin etmenin günahını) hatırlatın. Ona şu ayeti okuyun: "Allah`ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya değişenler, işte bunlar için ahirette hiçbir nasib yoktur" (Al-i İmran 77). Kadına bu hatırlatıldı. Bunun üzerine kadın suçunu itiraf etti. HadisNo : 4901

Fasil : İlaveler Bölümü Konu : Nefisle İlgili Eedebe Giren Hadisler Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ben Resulullah (sa)`ın terkisinde idim. Bana şu nasihatta bulundu: "Yavrum! Allah`a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve ahirette) korusun! Allah`ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O`nu karşında (dünya ve ahiretin fenalıklarına karşı hami) bulasın -veya önünde demişti-. Bollukta Allah`ı tanı ki, darlıkta da O, seni tanısın. (Dünya ve ahiretle ilgili) bir şey isteyince Allah`tan iste. Yardım talep edeceksen Allah`tan yardım dile. Zira kullar, Allah`ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah`ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin mürekkebi kurudu ve sayfalar dürüldü. Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki Nusret(i İlahi) sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır." [Rezin bu eifazla tahric etmiştir. Tirmizi`de muhtasar olarak kaydedilmiştir. Sıfatu`l-Kıyamet 60, (3518)] HadisNo : 5836

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR Konu : Ahzab Suresi Ravi : İbnu Abbds
Hadis : Resulullah (sav) muhacir olan mü`min kadınlar dışında kalanlarla evlenmekten men edildi. Ayet şöyle buyurur: "Bundan sonra kadınlar(ı alman) ve bunları herhangi zevcelerle değiştirmen, güzellikleri hoşuna gitse de, sana helal olmaz. Sağ elinin malik olduğu (cariyeler) müstesna. Allah her şeye nigahbandır" (Ahzab 52). Keza Allah, "Mü`min cariyelerinizi..." (Nisa, 25); "Nefsini peygambere bağışlayan mü`min kadın"ı (Ahzab, 50) helal kıldı. İslam`dan başka bir dinde olanların hepsini haram kılıp sonra da şöyle buyurdu, (Mealen): "... Kim imanı tanımayıp kafir olursa her halde bütün yaptığı boşuna gitmiştir ve o, ahirette en çok ziyana uğrayanlardandır" (Maide, 5). Yine ayet-i kerime şöyle buyurur: "Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin zevceleri ve Allah`ın sana ganimet (olarak nasib) ettiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medine`ye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü`min bir kadın kendisini Peygamber`e bağışlayıp da eğer Peygamber de nikahla almak isterse onu -(fakat bu sonuncusunu) diğer mü`minlere değil, yalnız sana has olmak üzere- senin için helal kıldık..." (Ahzab, 50). İşte bunlar dışında kalan bütün kadınlar Hz. Peygamber`e haram edilmiştir. HadisNo : 750

Fasil : RİYA BÖLÜMÜ Konu : Riya Hakkında Ravi : Şüfeyyü`l-Esmai
Hadis : Şüfeyyü`l-Esmai, Hz. Ebu Hüreyre`den naklediyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü ilk çağrılacaklar, Kur`an-ı ezberleyen biri, Allah yolunda öldürülen biri ve bir de çok malı olan biridir. Allah Teala Hazretleri Kur`an okuyana: "Ben Resulüme inzal buyurduğum şeyi sana öğretmedim mi?" diye soracak. Adam: "Evet ya Rabbi! diyecek. "Bildiklerinle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teala tekrar soracak. Adam: "Ben onu gündüz ve gece boyunca okurdum" diyecek. Allahu Teala Hazretleri: "Yalan söylüyorsun! diyecek. Melekler de ona: "Yalan söylüyorsun!" diye çıkışacaklar, Allahu Teala Hazretleri ona: "Bilakis sen, "Falanca Kur`an okuyor" densin diye okudun ve bu da söylendi" der. Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teala Hazretleri: "Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?" der. Zengin adam, "Evet ya Rabbi" der. "Sana verdiğimle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teala sorar. Adam: "Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim" der. Allahu Teala Hazretleri: "Bilakis sen: "Falanca cömerttir" desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi" der. Sonra Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah Teala Hazretleri: "Niçin öldürüldün?" diye sorar. Adam: "Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım" der. Hakk Teala ona: "Yalan söylüyorsun!" der. Ona melekler de: "Yalan söylüyorsun!" diye çıkışırlar. Allah Teala Hazretleri ona tekrar: "Bilakis sen: "Falanca cesurdur" desinler diye düşündün ve bu da söylendi" buyurur. Sonra (Resulullah (sav) Ebu Hüreyre`nin dizine vurup): "Ey Ebu Hüreyre! Bu üç kimse. Kıyamet günü, cehennemin, aleyhlerinde kabaracağı Allah`ın ilk üç mahlukudur!" dedi." Şüfey der ki: "Ben Ebu Hüreyre`den aldığım bu hadisi, Hz. Muaviye`ye haber verdim. Bunun üzerine: "Böylelerine bu muamele yapılırsa, insanların geri kalanlarına neler yapılır?" dedi ve Hz. Muaviye şiddetli bir ağlayışla ağlamaya başladı, öyle ki helak olacağını zannettim. Derken bir müddet sonra kendine geldi, yüzündeki (gözyaşlarını) sildi. Ve şunları söyledi: "Allah ve Onun Resulü doğru söylediler: "Dünya hayatını ve onun zinetini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz. Onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır" (Hud 15-16). HadisNo : 2002

0 Comments:

Yukarı Çık