Kısa ve uzun sevgi sözleri, sevgiye dair en anlamlı ve en güzel sözler, sevgiliye söylenebilecek sevgi üzerine ünlü duygusal sözler.
En Güzel ve Anlamlı Sevgi Sözleri
Ben sana kızsam, kendime küserim.
İnsan en çok aşka başlarken mutludur.
Aşk ehli isen sitemin cahili olma. Şems
Sen benim şarkımsın, herkesin dili dönmez.
Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?
Sesindeki huzuru kimse bilmesin. Kıskanırım.
Sevmek için yürek, sürdürmek için emek gerek.
Evvelimiz aşk, halimiz aşk, istikbalimiz aşk.
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
Öğrendik ki: Her yarayı saran zaman değil, sevgidir.
Ben sana kızsam, kendime küserim. (Cemal Süreya)
Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda.
Sımsıkı sarılalım, aramızdan rüzgâr bile geçmesin.
Sen beni sev, geri kalan her şeyi ben hallederim.
Kalbim; ki kendisine kefilim. Adınla uyandı bu sabah.
Sen yeter ki çocukluk yap. Gönlümde salıncağın hazır…
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?
Bırak da seni ben seveyim. Yabancıya gitmesin gözlerin…
Ve sen ağlama. Gözlerin fazlasıyla güzel ağlamak için.
Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor. Özdemir Asaf
Ölürsem beni yârimin kalbine gömün. Mekânım cennet olsun…
Sevmek çaydır sevilmek şeker biz çayı hep şekersiz içeriz.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Seni ben canımın içinde sakladım. Kalbimin ta derinliklerinde…
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Belki de sonu nasıl bitecek diye korkmaktan sevmeyi unuttuk.
Sevmek ve sevilmek güneşi iki taraftan hissetmeye benzer.
Seviyorsan git ısır bence, köpek gibi sevdiğini o da anlasın. (anlamlı sevgi sözleri)
Bir dilek hakkım olsaydı, gittiğin her yer olabilmeyi dilerdim.
Bir insanın bir insana verebileceği en ölümsüz hediye, sevgidir.
Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?
Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.
Niyet ettim seni sevmeye desem, Allah kabul etsin der misin?
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.
Ey gece git o yâre söyle. Kokusuna sarılıp uyumak isteyen biri var.
O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?
Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim. (duygusal sevgi sözleri)
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Çok müsaitti gözlerin sevilmeye, azıcık bakayım derken içine düştüm…
Ve diyeceğim ki; Aşk güzel şey. Vaktinde ve doğru insanla geldiği sürece…
Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.
Bir yürek anca bir yürek ile takas edilir, yüreğini almadığıma, yüreğimi vermem.
Ve sen, dünyanın neresinde olursan ol gözlerimi kapadığımda gelmek zorundasın.
Sen benim sadece ilk görüşte değil; her görüşte aşık olduğum ilk ve son aşkımsın.
Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var.
Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.
Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun.
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen de kalayım…
Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek taraflı aşkın en güzel aşk olduğunu inkâr ederdi.
Seni sen olduğun için değil, seni bende bulduğum için seviyorum.
Beni hep yanlış anladın zaten sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil.
Herkesten kıskanacak kadar değil, herkesi kıskandıracak kadar sev.
Ya kırdığın kalbi Allah seviyorsa? Bilemezsin. Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.
Kızdığında, küstüğünde bile seni düşünen bir sevenin olması ne güzeldir.
Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir. Ama anlayana işte…
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.
Dilek tutman için yıldızların kayması mı gerekiyor illa ki? Gönlüm gönlüne kaydı yetmez mi?
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni…
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş, öyle derdi.
Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur. (sevgiliye sevgi sözleri)
Aşk bittikten sonra arkadaş kalalım diyenler. Güle başka isim versen değişik kokacak mı?
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Mevlana
Ben seni bu yaşımda yaşamın tam ortasında öylesine değil ölesiye seviyorum.
Bunca yalanın, bunca talanın, bunca riyanın arasında sen. Ne güzel duruyorsun ömrümün ortasında.
İnsana imtihan için özlemek yeter, bir şehri, bir sesi, bir nefesi. İmtihan için bir sen yeter…
Belki hiçbir evrakta isimlerimiz yanyana gelmedi. Ama gayriresmi birçok hayalde ben seninle aynı yastıkta yaşlandım.
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
Elimdeki resmin yerine kendin olsaydın. Olsaydın da benim yine derdim olsaydın.
Bir şehir ol. Mesela İstanbul gibi. De ki; boğazım kuruyuncaya kadar seveceğim seni.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!
Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi. (uzun sevgi sözleri)
Eş olan, aşka eştir. “Eş” değer, nefesten ötedir. Ötemde özüm var, özüm nefesin ötesinden ötedir.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, olsun! Vuslata aşık gönül susmaya da razı.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır…
Belki de aşk asla kullanılmamalıydı cümle içinde, zaten bir daha gönül koymak mı ortaya, tövbe.
Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi karanlıklar sırdaşım yağmurlar gözyaşım oldu.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur: Hadi beni aşka inandır.
Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.
O yokken “hayır sevmiyorum, unuttum” deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte.
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.
Halden ala halsizliğim, sözden ala sessizliğim. Ben seninle olduktan sonra, umurumda değil kimsesizliğim.
Gerçek sevgi sabırdır, her şeye dayanır. Affeder, çabalar, gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.
Ne iş yaparsın sen dedi. Hamalım dedim. Nasıl yani dedi. Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım dedim. (ünlü sevgi sözleri)
Yerden yere vurmak yardan yâre tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da Yâr’i yürekten oynatmamaktı aşk.
Gönlüme düştüğü günden beri o ateşi aşk bilirim. Lal olmuş dilime adını dolar. Beni sen, seni ben bilirim.
Aşk ateşten bir parçadır; önce ruhunu aydınlatır, sonra bedenini ıstırtır. Ama illaki yakar benliğini kavurur.
Aşk’a sınır koyamazsın ve aşık oldun mu kalbinin esirisin onun sürüklediği yerdesin; sana acı çektirse bile.
Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim.
Eğer gökyüzü bir parça kâğıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Benim sadece iki elim var, hayata dört elle sarılmam için sana da ihtiyacım var.
Yarınlarımı hazırlıyorum ikimiz için, o güzel sihirli sözlerin için yaşıyorum hayatı bebeğim.
Seni tertemiz heIaI duyguIarımIa sevdim seni bitmeyen özgüvenimIe sevdim sana ben aşık oIdum habersizce şimdi soIuyorum duy sesimi inan bana seviyorum seni aşık oIdum sana.
Seni seven çoktur, şükür anlım aktır, bir de sen seversen, dünya bana dardır.
Bir kadının dudaklarında değildir aşk. Bedeninde hiç değildir.Aşk, kadının göz kapaklarındadır. Kadın, göz kapaklarında saklar o adamı. (Özdemir Asaf)
Sarı giyer güneş olursun, Mavi giyer deniz olursun, Siyah giyer matem olursun, Kim bilir belki bir gün, Beyaz giyer benim olursun.
Var’la yok arasında yaşanır bazen aşklar… "Gel" demeye hayat izin vermez.."Git" demeye kalbin…
Aşk Hz. Zeyd'in gözlerindeydi, Hz.Bilal'in sesinde! Sümeyyenin parcalanan bedeninde, Ammar'ın yetim kalışındaydı! AŞK onun( s.a.v. ) yolunu takip etmekti. Şimdi söyle `Aşık` mısın?
Sen güldün. Ben bir yudum daha içtim çaydan.... Yoksa nasıl açıklardım içimde ki bu sıcaklığı...
Kalbim bomboş kaImıştı sanki atmıyordu sessiz kalmıştı küsmüştü sanki bana, seni gördü gözlerim kalbime haber verdi kalbim direk seni kendine yazdı ve öyle aşık oIdum sana.
Mutluluğumsun sen, umudumsun sen, nefesimsin sen, vazgeçilmezimsin sen, aşkımsın sen, sevdiğimsin sen. işte bu yüzden her şeyimsin!
Hayatta iki kişi tanıdım. Birisi asla benim olmayacak sen, diğeri senden başkası olmayacak sen.
Gülümseme nedenimsin sen. yüzümden asla gitmeyecek olan tebessümün tek nedenisin. tek bir dokunuşunla üzüntüleri sıkıntıları unutturansın sen. işte bu yüzden "MUTLULUĞUMSUN" sen..
Aşk seven için sevinç, sevilen için gurur, sevip de ayrılan için ölüm demektir.
Eskisi gibi sevdalar lazım. Mektup yazarak seven, sevdiğinin fotoğrafını cebinde taşıyan. O kadar narin, bir o kadar zarif sevdalar.
Evleniriz belki bir gün, belki çocuklarımız olur. Bana benzer şair olur, sana benzer şiir olur.
Okyanusla, gökyüzü gibiydik biz seninle. İkimizde maviydik, birlikte gibiydik. Aslında hiç birleşmemiştik.
Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.
Yaşadığım aşkların hepsi dram, tek gerçek benim için yanan sigaram.
Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, Bir ayrılığı var bir de gözyaşı.
Biz elini tuttuğunda titreyen insanlardın sen belini tuttuğunda titreyenleri seçtin.
Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir… ama; anlayana işte.
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden.. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.
Seninle kavga etmeyi en yakın arkadaşımla eğlenmeye tercih ederim.
Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Söyle sevgili şimdi hayatın da bir kayıp mıyım bulunmaz. Açık bir yara mıyım sarılmaz. Tehlikeli bir yol muyum gidilmez.
Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil. Yüreğinde duruşunu seversin.
Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın.
Al bu kalbi yeni sevgiline ver. De ki, senden önce benim öldürdüğümden sana küçük bir armağan olsun.
Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
Senin için yapraklarını kopardığım papatyalardan dün gece özür diledim. Haklısınız dedim. Ne sevdiği belli, ne sevmediği…
Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.
Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu. Hissettin mi?
Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim?
Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler. İnsanlar onu hayatı boyunca belki bir kez görürler. Ben o yıldızı gördüm, o da sensin bir tanem?
Bir insanı sevmek onunla yaşlanmayı kabul etmek demektir benim için. Ben seni seviyorum ve bir ömür boyu seninle olmak istiyorum.
Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin.
Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamı taşısaydı ve sen bana seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inan ki bir tanem her gün yağmur yağardı.
Öyle çok yanar ki için dünyadaki bütün suçları işlediğini sanırsın. Oysa sadece sevmişsindir.
Seviyorsan git ısır bence, köpek gibi sevdiğini o da anlasın…
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim?
Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, kar beyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat.
Güneşi seviyorum diyorsun güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Yağmuru seviyorum diyorsun yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Korkuyorum sevgilim çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.
Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle. Bir tutam sevinç, bir tutam umut ve bir tutam mutluluk gönderiyorum sana.
Allah’ım beni öyle bir sonbahar ayazı öldür ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamazsın…
Gönlüme taht kurdun, gönlümün sultanı oldun, gece gökyüzünde parlayan yıldızım, sabah ise ruhuma doğan güneşim oldun.
Yanağına düşen kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde ve o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yüzünü rüzgâra dön, ordayım.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Seni bulmaktan çok aramak isterim. Seni sevmeden önce anlamak isterim. Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.
Sen Allah’a dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.
Dün gece sen uyurken kızıla boyadım denizleri, uçurumdan attım sessizliği, haber saldım rüzgârlara, fısıldasınlar kulağına seni ne kadar çok özlediğimi.
Sesini duysam da her an yüzünü görmek gibi değil, özlediğimi bil her an çünkü hiçbir şey seni sevmek gibi değil.
Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi, sadece yürek ister.
Sadece sev istemiyorum. Kıskan, sahiplen istiyorum. Senin olduğumu, benim olduğumu belli et istiyorum. Hissetmek istiyorum.
Bir gül olmak isterdim. Neden mi? Beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için?
Sen benim hayatımda olduğun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakiptir çünkü sen benim için daima teksin.
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Sevgi ne boğazda, ne mum ışığında yemek yemek, ne de pahalı bir pırlanta demek. Sevgi; bir lokmada iki mutlu insan demek…
Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep oradayım.
Bana bir günün 24 saat, bir saatin 60 dakika ve bir dakikanın 60 saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi. Yaşamımızın her anında birlikte olmamız dileğiyle sevgilim.
Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…
Sevgililer öpüşürken neden gözlerini kapatırlar bilir misin? Çünkü gözleriyle değil de kalpleriyle görmek isterler. Yani hissetmek isterler. Ben de seni ruhumun derinliklerinde hissediyorum sevgilim çünkü seni çok seviyorum.
Aşkına döksem gözyaşlarımı, elinle bir defa silecek misin? Şu kalbimi sana versem, bir gün gelecek sevecek misin?
Biliyorsun her gökkuşağının bittiği yerde bir hazine saklanırmış. Gökkuşağını takip ettim geçenlerde sende bitti. En değerli hazinemsin benim, canımsın. Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondur.
Seni seviyorum çünkü bu cümleyi senin kadar kimselere yakıştıramadım. seni seviyorum çünkü varlığınla anlam kazandı hayatım.
Gitmesini bileceksin kimi zaman, arkana bile bakmadan! Ve kimi zaman söyleyeceksin sevdiğini, çok geç kalmadan.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Gecenin karanlığında sabahın aydınlığında hep aklımdasın bu ufacık kalbimin en büyük yerindesin ve tek sahibisin.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Aşk; gülü dikeniyle avuçlamaya benzer ellerin kan içinde kalır ama dikenin hesabını gülden soramazsın.
Seni bulmadan önce aramak isterim, seni sevmeden önce anlamak isterim, seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep yeniden başlamak isterim.
Neden yağıyorsun yağmur? Neyi ıslatmak için… Cadde ıslak, sokak ıslak, eğer ıslatmak istediğin gözlerimse nafile onlar ezelden ıslak.
Boğazıma takıldı sevdan. Üç kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Bir romansın okuyup da bitiremediğim, bir özlemsin uzanıp da erişemediğim bir sensin merhaba deyip de evlada diyemediğim.
Kendimi nokta kadar hissettiğimde bakıyorum ki en anlamlı cümlelerin sonuna gelmişim.
Rüzgâr alabildiğine hırçın, yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman… Tıpkı gözlerindeki huzur gibi…
Kalbin hangi sevgi için çarpıyorsa yeni doğan günün güneşi seni ona kavuştursun.
Mutluluk yağmuru altında şemsiyesiz yürü ki yağan mutlulukların hepsi üstüne yağsın ve ömrünce hep mutlu olasın gülüm…
Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.
Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.
Bazen hiç ummadığınız birine aşık olabilirsiniz ama bu yaptığınız şeyi yanlış kılmaz. Herkes mutlu olmayı hak etmez mi?
Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Sen, hayalini kurup, sonunda bulduğum o hayallerimdeki adam değilsin. Sen karşıma çıkıp, bana aşkı hayal ettiren ilk sevgilisin.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Sizi hayallerinden vazgeçecek kadar seven bir kalp bulduysanız Allah’tan yeni bir ömür isteyin. Çünkü bir ömür yetmez onu sevmeye.
Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…
Kadehime lacivert bir akşam çöküyor gülüm. Zehrini akıtarak çöküyor. Kartana çeviriyor her saniyeyi. Üşüyorum. Üşüdükçe seni daha çok özlüyorum.
Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlar da onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi… Bir insanın özlemi olmalı, özlemle açan çiçekler gibi… Bir insanın bir tanesi olmalı, o da senin gibi…
Seni seviyorum; elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman, üzüntülerimi alıp onların yerine şimdiye kadar kimsenin başaramadığı o sıcaklığı koymayı başardığın için…
Hayat demek mücadele demektir, en güzel duygu yalansız sevmektir. Sevgine gözyaşlarını feda etmektir. Asıl marifet görmesen de, sevdiğini yüreğinde bilmektir.
Yatağını gül yapraklarıyla, hayalini papatyalarla süsledim, kâbuslarını da ben aldım ki en güzel rüyalar senin olsun diye.
Biri var uzaklarda haykırıyor, biri var uzaklarda seni özlüyor, biri var uzaklarda seni sensiz yaşamaktan korkuyor, biri var uzaklarda seni çok ama çok seviyor.
Ben asla ağlamam deyip her gece yatağa yattığında aklına o gelip gözünden iki damla yaş süzülüyorsa eğer utançla işte o zaman aşıksın demektir.
Sen Tanrıya dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.
Kızıl bir güneşin altında mavi bir yelkendir umut, alır götürür seni uçsuz bucaksız derin sevgilere sevgi mavidir mavi umut sen de gönlünü hep mavi tut.
Sen yol aldığım ilk gemi, durduğum son limansın. Beni yakan ilk güneş, yüreğimi titreten son rüzgârsın. Sen beni ağlatan ilk sevdam, unutamayacağım son insansın.
Hani kardelen çiçeği göğe açık olur da kafasını karın altından çıkarır ya zemheri yüreğim yüreğine der ki kardelen kadar cesaretin yoksa sakın aşık olma.
Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da, ne aşkına bedduam, ne de sana kinim var, derya gibi akan bir derdim olsa da mahşere kadar seni unutmamaya yeminim var.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? “Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken, her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Yalnızlık üşümekse yalnızım üşüyorum, sensizlik uçurumsa tut kolumdan düşüyorum. Soru sorma cevabını bilmiyorum bildiğim tek şey var seni seviyorum.
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Sen yemeğimin tuzu, yüreğimin buzu, anasının en güzel kızı… Sen kalbimde en tatlı sızı, sen bütün varlığımın sevimli hırsızı… Sen sevdikçe sevilesi, övdükçe övülesi, öptükçe öpülesi, aşık oldukça olunacak aşkımsın.
Eğer seni nasıl ve ne kadar sevdiğimi öğrenmek istiyorsan bana yeni bir dil bulmalısın çünkü sana olan sevgimi anlatmak için kelimeler bulamıyorum ama bir şeyi bil ki seni çok seviyorum?
Ey gönül; ille de birini seveceksen dışını değil içini seveceksin. Gördüğünü herkes sever ama sen asıl görmediklerini seveceksin. Sözde değil özde aşk istiyorsan elbet tene değil cana değeceksin.
Sevmek bir bakıma zamanını vermektir, zaman aralarını doldurmak değil, sabahları birlikte uyanmaktır ve yelin sessizliğini gecenin gizemini bakışa bakışa duyumsamaktır sonra birbirinin damarlarında bir kavurgan kan gibi dolanmaktır.
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Bazı aşklar okyanus gibidir. Görmesen de sonunun bir yerde bittiğini bilirsin, şimdi okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi, görmesem de biliyorum sonunu sonsuza dek bitmeyecek.
Bir gün sokaklar boyu ararsan sevgiyi, bir dağ eteğinde bir deniz kenarında yaşla dolarsa gözlerin, uzat bana elini unutma ben senin yanındayım.
Seni bana veren rabbime şükürler. Yaşanan senli her anıma şükürler. Göz görüp gönlüm severse sevgim için seni gören gözlerime teşekkürler.
Sen hasretimsin, kaderimsin, yaşamadığım günlerimin sevgisine doyamadığım akşam gözlümsün. İnsanları tanıdım yıldızlar gibiydi hepsi gökteydi ama ben seni güneşi seçtim ve bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim.
Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen, insan insan bakan gözbebeklerin. Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta. Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Bir açarsın ki mutluyum. Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.
Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım, en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım, severek çektiğim ahımsın.
Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim açar açmaz duyayım kokunu. Sevda essin başak saçlarında, sesin yüzümü rüzgârla bulsun. Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim, gelsin beni en koyu zulamda bulsun ve öyle bir mektup yaz ki sevgilim varsın ölümüm olsun.
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın. O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum. Öylesine bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum. Seni çok seviyorum.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.
Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın… Sen tarifi imkânsızımsın.
Arzular göz açıp kapayıncaya kadar geçer biter. Oysa seninle aramızdaki sevgi ve aşk asla bitmedi. Ne kadar kötü şey yaşamış olsak da tüm bildiklerimi içimde yaşayan sana ayırdım. Emin ol ki kendimi yüceltecek bir şey yaparsam bil ki bu artık senin gözünde değer kazanmak ve daha mutlu etmek içindir. Seni seviyorum
Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir. Mevlana
0 Comments: