Ertuğrul Gazi kimdir, kısaca hayatı hakkında bilgiler, Ertuğrul Gazi yaşamı, biyografisi, eşleri, çocukları, doğum ve ölüm yeri ve tarihi, türbesi mezarı nerede gibi aramaların cevabını bulabilirsiniz.
Ertuğrul Gazi Hayatı Hakkında Kısaca Bilgiler
Doğum Tarihi: 1 Ocak 1198Ölüm Tarihi: 1 Eylül 1281, Söğüt
Babası: Süleyman Şah
Çocukları: Saru Batu Savcı Bey, Gündüz Alp ve Osman Bey
Eşi: Halime Hatun
Burcu: Oğlak
Türbesinin Adresi: Türkmenbaşı, Ertuğrul Gazi Cd., 11600 Söğüt/Bilecik
Türbesinin Telefonu: (0228) 361 30 05 (24 saat açık)
Ertuğrul Gazi Hayatı Hakkında Genel Bilgiler
Ertuğrul Gazi veya Ertuğrul Bey (1198 – Eylül 1281,Söğüt) Osmanlı Devleti'nin kurucusu olan Osman Bey'in babasıdır.Oğlu Osman Gazi 1299 yılında, merkezi Söğüt olan Osmanlı Beyliği'ni kurdu. Söğüt'te vefat eden Ertuğrul Gazi'nin, oğlu Osman Gazi tarafından yaptırılan bir türbesi bulunmaktadır.
Babasının Süleyman Şah olduğu ve 1227 yılında Moğol istilasında atıyla girdiği Fırat Nehri'nde boğulunca, Oğuz Türkleri'nin Kayı boyu'nun başına oğlu Ertuğrul'un geçtiği söylenir. Bununla birlikte Bizanslı tarihçi Halkondil'in kayıtlarında babasının Gündüz Alp olduğu yazılıdır.
Enveri'nin Düsturnamesi ve Tavki’i Mehmet Paşa'nın Tarihi gibi önemli Osmanlı kaynakları da bunu ifade eder. Ayrıca arkeologlar tarafından yakın dönemde bulunan "Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp" yazısının darp edildiği bir sikke de bu görüşü teyit etmektedir.
Müneccimbaşı Derviş Ahmet'in yazdığı Câmiü’d-Devle adlı kitapta şu ifadeler bulunmaktadır: Kayı Boyu, Ankara civarında bulunan Karacadağ’a geldikleri sırada reisleri Kayı Alp idi. Daha sonra Çağbalık’a geldiler. Burada Kayı Alp öldü. Yerine Sarkuk Alp geçti. Bu da Kırşehir civarında Karahöyük’de öldü. Bunun yerine Gök Alp geçti. Bu da Şaraphane mevkiinde öldü. Bunun yerine Gündüz Alp geçerek Kayıları uç taraflarına yerleştirdi. Bu da Söğüt civarında öldü. Yerine oğlu Ertuğrul kabilesinin reisi oldu... Ancak Ertuğrul Gazi'nin babasının Gündüz Alp olduğu hala kesin olmadığından bugün kabul edilene göre Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'dır.
Osmanlı Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti'nin devamı sayıldığından, Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah'a saygı ifadesi olarak bazı tarih kayıtlarında Osmanlıların Atası Süleyman Şah'tır yazılmıştır.
Ertuğrul Gazi'nin eşi Hayme Hatun'dur. Boy içerisinde Hayme Ana deniliyordu. İç Anadolu'daki Haymana Yöresinin adı ondan gelmektedir. Ertuğrul Gazi'nin üç oğlu vardı: Saru Batu Savcı Bey, Gündüz Alp ve Osman Bey. Üçüncü oğluna öncelikle Otman adını vermiştir. Daha sonra İslam Dünyası'yla ilişkileri geliştirmek için Otman, Osman Bey olarak anılmaya başlamıştır.
Anadolu Selçuklu sultanı III. Alaeddin Keykubad, yerleşmesi için kendisine Ankara yakınlarındaki Karacadağ yöresini vermiştir. Sonradan, daha batıdaki Söğüt ve çevresi de Ertuğrul Gazi ve aşiretine verilmiştir.
Ertuğrul Gazi'nin ataları, Anadolu'nun ilk fethi sırasında Sultan Tuğrul Bey ve Alparslan'ın emîrlerinin maiyetinde olarak önce Ahlat bölgesine gelmişler ve buradan Anadolu'ya yapılan gazâ ve fütuhat hareketlerine katılmışlar, daha sonra Ahlat emîrlerine bağlanıp onların maiyetinde Gürcüler'e ve Trabzon Rum İmparatorluğu'na karşı savaşmışlardı.
XIII. yüzyıl başlarında Ahlat'ın Eyyûbîler'in eline geçmesi ve ardından Moğollar'ın Ahlat bölgesini istilâsı üzerine Mardin'e gelerek kendileri gibi Kayı boyuna mensup bulunan Artukoğulları'na bağlandılar. Burada bir müddet kaldıkları anlaşılan Gündüz Alp ve beraberindeki Türkmenler, Moğollar'ın Mardin ve çevresini yağmalaması sonucunda bu bölgeden de ayrılarak Anadolu içlerine doğru hareket ettiler.
Bu sırada Malatya civarında yaşayan Germiyanlılar Kütahya bölgesine geldikleri gibi Gündüz Alp idaresindeki Kayılar da batıya göç ederek önce Erzurum yakınlarındaki Pasinler ovasına, Sürmeliçukur'a yerleştiler. Kayılar'ın Pasinler'e gelmesinden kısa bir süre sonra Gündüz Alp'in hastalanarak vefat ettiği ve yerine oğlu Ertuğrul Gazi'nin aşiretin başına geçtiği anlaşılmaktadır.
Moğol saldırılarının bu bölgelerde de hissedilmesi üzerine ağabeyleri Sungur Tegin ve Gündoğdu'nun Ahlat'a geri dönmelerine rağmen Ertuğrul Gazi kardeşi Dündar Bey ile beraber batıya doğru hareket etti. Sivas yakınlarına gelip konakladığında burada Selçuklu ordusu ile büyük bir Moğol birliğinin savaştığını ve Moğollar'ın Selçuklu ordusunu bozmak üzere olduğunu gördü. Ertuğrul Gazi Selçuklu ordusuna yardım edince savaşın seyri değişti ve savaşı Selçuklular kazandı.
Sadece Neşrî'nin Cihannümâ'sında kaydedilen bu savaşın Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad ile Hârizmşahlar arasında yapılan Yassıçimen Savaşı (1230) olduğu da söylenmektedir. Savaştan sonra Alâeddin Keykubad Ertuğrul Gazi'ye yardımlarından dolayı iltifatlarda bulunarak hil‘at giydirdi ve Selçuklu ülkesinde yaşamak için göç ettiklerini öğrenince Ankara yakınlarındaki Karacadağ ve çevresini ona verdi (1230).
Ertuğrul Gazi Karacadağ'da bir müddet kaldı, ardından da oğlu Savcı Bey'i (Saru Yatı) Sultan Alâeddin Keykubad'a göndererek ondan yeni yurt istedi. Osmanlı kaynaklarına göre sultandan gerekli izni aldıktan sonra belki de daha verimli topraklar elde etmek üzere batıya doğru hareketle Bizans sınırlarına kadar gelerek Söğüt dolaylarına, Aşağı Sakarya havzasına yerleşti. Burada Bizans sınırlarındaki kasaba ve köylere karşı akınlar düzenlemeye başladı.
Bu sırada I. Alâeddin Keykubad ülkesinin batı sınırlarını itaat altına almak amacıyla Bizans topraklarına bir sefer düzenledi. Konya'dan 1231 yılında hareket eden ordu Sultanöyüğü'ne (Eskişehir) geldiğinde Ertuğrul Bey de maiyetiyle birlikte buraya gelerek sultana katıldı. Selçuklu ordusuyla Nikaia (İznik) Rum İmparatoru Teodoros Laskaris'e bağlı birlikler arasında bugünkü Pazaryeri ile Bozüyük arasındaki Ermeniderbendi denilen yerde yapılan savaşı, Ertuğrul Bey'in emrindeki akıncı süvarilerinin başarılı mücadelesi sonucunda Selçuklu ordusu kazandı. Bu haber Sultanöyüğü'nde bulunan Alâeddin Keykubad'a ulaştığında sultan çok sevindi ve Ertuğrul Gazi'yi taltif ederek Eskişehir ve çevresini kendisine verdi.
I. Alâeddin Keykubad bu zaferden sonra bölgenin önemli merkezlerinden olan Karahisar'ı (Karacahisar) kuşattı, ancak bu sırada Moğollar'ın Anadolu'ya girdikleri haberini alınca şehrin muhasarasını Ertuğrul Gazi'ye bırakarak geri dönmek zorunda kaldı. Ertuğrul Gazi ve beraberindeki Türkmen beyleri uzun süren bir mücadele sonucunda Karacahisar'ı ele geçirdiler (629/1231-32). Şehrin tekfurunu yakalayarak elde edilen ganimetin beşte biriyle birlikte Sultan Alâeddin Keykubad'a gönderdiler. Ganimetin geri kalanını da gaziler arasında paylaştırdılar. Ertuğrul Gazi Karacahisar Kalesi'ni ele geçirdikten sonra Söğüt üzerine yürüyerek Osmanlı Beyliği'nin ilk başşehri olan bu yere de hâkim oldu. Onun bu başarıları sonucunda Selçuklu sultanı Söğüt ve çevresini kendisine yurt olarak verdi.
Ertuğrul Gazi Söğüt ve çevresine yerleştikten sonra Bizans sınırı boylarında bulunan diğer uç beyleriyle birlikte mücadeleyi sürdürdüğü gibi komşu Rum beyleriyle (tekfurlar) dostluk kurmaya da çalıştı.
Özellikle Belocome (Bilecik) ve Melangeia (Lefke, bugünkü adı Osmaneli) tekfurları Ertuğrul Bey ile gayet iyi geçiniyorlardı. Ertuğrul Gazi, kendisi gibi Kayı Türkleri'nden olup Selçuklular'ın Kastamonu uç beyi olan Hüsâmeddin Çoban'ın oğulları ile de dostane münasebetlerde bulunuyordu. Bu şekilde kışları Söğüt'te, yazları da Domaniç yaylalarında geçiren Ertuğrul Gazi zaman zaman Bizans sınırlarındaki bölgelere akınlar düzenliyordu.
Onun Bizans'a karşı yaptığı bu akınlar sırasında çevrede bulunan Akça Koca, Samsa Çavuş, Kara Tegin, Aykut Alp ve Konuralp gibi tecrübeli uç beyleri de etrafında toplanmışlardı. Böylece Söğüt'e yerleşmiş olan Kayı aşireti her geçen gün biraz daha büyüyerek kuvvetlendi. Osmanlı kaynaklarındaki rivayetlere göre Batı Anadolu'da Anadolu Selçukluları'na bağlı bir uç beyi olarak faaliyetlerini sürdüren Ertuğrul Gazi, Cimri olayından sonra Bizans sınırlarına gelen Selçuklu Sultanı III. Gıyâseddin Keyhusrev'i karşılamış ve ona bağlılık bildirip hediyeler takdim etmişti (1279).
Bu tarihten sonra Ertuğrul Gazi'nin oldukça yaşlandığı ve Kayı aşiretinin idaresini oğlu Osman Bey'e bıraktığı anlaşılmaktadır. Muhtemelen bu son tarihten kısa bir süre sonra da doksan yaşını aşmış olduğu halde vefat etmiştir (680/1281-82). Ölüm tarihi olarak 1288 veya 1289 yılları da verilmektedir. Türbesi Bilecik ili Söğüt ilçesinin 1 km. doğusunda Söğüt-Bilecik yolu üzerinde bulunmaktadır.
Kayı aşiretine mensup olanlar ve özellikle Karakeçili aşireti Ertuğrul Gazi'nin ölümünden sonra onun türbesini mânevî bir ziyaret yeri haline getirmişler ve yıllarca burayı ziyaret ederek şölenler tertiplemiş, cirit, güreş gibi millî oyunlarla atalarını anmışlardır.
0 Comments: