Hakkında Kısaca Bilgiler sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
Hakkında Kısaca Bilgiler sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

Böbrek kanseri nedir, nasıl bir hastalıktır, Böbrek kanseri yaşam süresi, nedenleri, belirtileri, tedavisi ve ameliyatı hakkında kısaca bilg...

Böbrek kanseri nedir, nasıl bir hastalıktır, Böbrek kanseri yaşam süresi, nedenleri, belirtileri, tedavisi ve ameliyatı hakkında kısaca bilgiler.

Böbrek Kanseri Nedir, Hakkında Kısaca Bilgiler

Böbrek Kanseri Sayfa İçeriği

Böbrek Kanseri Nedir?

Malum, böbreklerimiz, sağlıklı ve ideal bir hayat sürebilmemiz amacıyla gerekli olan çok sayıda görevi yerine getirmektedir. Böbreklerin başlıca görevlerinden biri, kanı süzerek günlük metabolizma sonucunda oluşan üre ve kreatinin gibi zararlı artık maddeleri idrarla vücudumuzdan uzaklaştırmaktır.

Böbrek içinde habis (kötü huylu) hücre büyümesine (bir tümör) böbek kanseri denir. Tıbbi ismi böbrek hücreli karsinom şeklindedir. Böbrekteki tümörler selim (iyi huylu) de olabilir. Böbrek kanseri genel bir terimdir. Böbrekte farklı tümör çeşitleri ve farklı hastalık evreleri bulunur. Tedavi şekliniz, süreniz ve tedavi sırasında yaşayacaklarınız tümöre ait özelliklere ve tıbbi ekibinizin tecrübesine göre değişim gösterecektir. Bu sayfamızdaki bölümler böbrek kanseri, tanı ve tedavi alternatifleri hakkında genel bilgiler sunar.

Böbreklerin Vücudumuzdaki Fonksiyonu Nedir?

Böbrekler 2 adet kuru fasulye şeklinde olup, karnımızın arka kısmında bulunan, kanı süzüp idrar üreten organlardır. Kan basıncının düzenlenmesi, kan hücrelerinin üretilmesi ve kemiklerinizin sağlıklı kalması gibi birçok işlem böbreğin görevidir. Böbrek kanserleri tüm dünyada tanı konulan kanserlerin yaklaşık %2’sini oluşturur. Son 25 yılda Avrupa’da böbrek kanserli hasta sayısı biraz artış göstermiştir. Fakat hayatta kalma oranı da birçok bölgede artmıştır. Ultrason ve BT gibi görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler ve daha sık kullanılmalarından dolayı daha fazla böbrek kanserine şimdilerde erken dönemde tanı konulmaktadır. Erkeklerde kadınlara kıyasla böbrek kanserine yakalanma riski daha fazladır. Genellikle 60-70 yaş arasında görülmektedir.

Böbrek Kanseri Belirtileri

Böbrek Kanseri Belirtileri ve Tedavisi

Tümörün henüz küçük olduğu erken dönemlerinde böbrek kanseri, hastalarda çok belirgin bir şikayete neden olmayabilir. Teşhis edilebilirse hastalık bu dönemde genellikle tedavi edilebilir. Bir başka deyimle erken tanı konulduğunda tedavi hem daha kolay olmakta, hem de kanserden tamamen kurtulma olasılığı artmaktadır. Genelde şikayete neden olduğu zaman tümör çok büyük boyutlara ulaşmıştır ve tümör büyüdükçe ve yayıldıkça tedavi olasılıkları azalmaktadır. Böbrek bölgesinde kitle ve ağrı, kanlı idrar gibi böbrek kanseriyle ilişkili olabilecek şikayetler yanında diğer kanserlerde de gelişebilen iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, tekrarlayan ateş gibi belirtiler de olabilir. Bu yakınmalar böbrek kanserinin belirtisi olabileceği gibi enfeksiyon gibi başka problemlerden de kaynaklanabilir. Kanser yayılmışsa yayıldığı organla ilgili bulgular görülebilir. Örneğin akciğerlere yayıldıysa öksürük, nefes darlığı olabildiği gibi kemik yayılımı olan hastalarda kemik ağrıları, beyin yayılımı olanlarda baş ağrısı, felç gibi bulgular olabilir. Belirtiler metastaz (diğer doku ve organlara yayılma) durumuna göre değişmektedir.

Böbrek kanseri ilk evrelerde genellikle kendini göstermez yani belirti vermeyerek seyreder. Birtakım belirtiler meydana geldiğinde ise çoğu hastada böbrek kanserinin ileri safhalara taşındığını gözlemleriz. İşte bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz;

  • Kansızlık
  • İştahsızlık
  • Aşırı yorgunluk
  • İdrarda kan görülmesi
  • Geçmeyen yan ağrı (böğür ağrısı)
  • Sebebi bilinmeyen kilo kaybı
  • Karın alt ve yan bölgesinde şişkinlik
  • Bacaklarda ve eklemlerde şişmeler
  • Nefes darlığı (Diğer organlara yayılmışsa)
  • Kanlı öksürük (Diğer organlara yayılmışsa)
  • Bel ağrısı (Diğer organlara yayılmışsa)
  • Herhangi bir enfeksiyon ya da soğuk algınlığı olmadan haftalar boyu süren ateş

Böbrek Kanserinde Erken Tehşis

Yukarıda sayılan belirtilerin altında başka sebeplerin yatabileceğinin unutulmaması gerekir. Her kanserde olduğu gibi böbrek kanserinde de erken teşhis oldukça önem taşır. Hastalık ne kadar erken saptanırsa hem tedavi süreci o kadar kolaylaşır hem de sağlıklı bir yaşam olanağı ilerlemiş bir safhaya kıyas ile daha çok artar.

Böbrek kanserinde belirtilerin kendisini ileri safhalarda belli ettiğini düşünürsek bir birey böbrek kanseri ise bunu nasıl anlayabilir? Yaşadığımız şu günlerde böbrek kanseri adı verilen bu kötü huylu tümörün tanısı genellikle rastlantısal olarak koyulur. Hastalar hastaneye tamamen başka sebeplerden ötürü gider ve yapılan görüntülemeler sonucu böbrekte kanserli kitle tespit edilir. Hastaya bu tanı sıklıkla ultrasonografi yöntemi ile konulur. Eğer ultrasonografi tecrübeli bir radyolog tarafından yapılmaz ise böbrekteki kitlenin tanısı koyulamayabilir, atlanabilir.

Bilgisayarlı tomografi veya MR filmi ile de böbrek kanseri tanısı koyulabilir. Burada ise çeken kişiye göre sonuçlar değişmediği için rahatlıkla böbrekte bulunan kitle tespit edilebilir.

Tabi ki durum bu raddeye gelmeden hayatınızda birtakım değişikliklere giderek böbrek kanserinin önüne geçebilirsiniz. Özellikle ailenizde böbrek kanseri varsa yaşam pratiklerinize dikkat etmenizi öneririz.

Böbrek Kanserinde Tanı

Tanı genellikle başka sebeplerle yapılan radyolojik tarama sonucu tesadüfen böbrek kitlesinin saptanması ile konulmaktadır. Ancak tümörün iyi ya da kötü huylu olduğunu ayırt ettirecek bir yöntem maalesef henüz mevcut değildir. Dolayısıyla aksi ispat edilene kadar böbrekte saptanan her kitle kanser kabul edilerek ileri incelemelere gidilmek zorundadır. Nadir olarak her iki böbrekte birden fazla kitle olarak kendini gösterebilir.

Hastanın yakınmaları, öyküsü ve doktorun ilk değerlendirme bulguları daha sonra yapılacak araştırmaları belirlemek için çok önemlidir. Tanıda kan ve idrar tetkikleri yapılabilir. İdrar tetkikinde idrar rengini değiştirmeyecek kadar az miktarda da olsa kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar veya eritrositler) saptanabilir. Hastalığın komşu yapılarla ilişkisi ve uzak yayılımını değerlendirmek için tanı anında görüntüleme yöntemleri olarak akciğer grafisi, intravenöz piyelografi (IVP), ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR), kemik sintigrafisi, pozitron emisyon tomografisi (PET) yapılabilir.

Böbrek Kanseri Evreleri

Böbrek kanserinin farklı dönemleri vardır. Tümör (kanserli hücre kitlesi) böbrekle sınırlı ve yayılmamışsa lokalize böbrek kanseri olarak adlandırılır. Lokal ilerlemiş böbrek kanserinde tümör böbreğin dışına çevreleyen dokuya doğru büyümüş, venlere, adrenal bezi ve lenf nodlarına uzanmıştır. Uzak lenf nodlarına veya diğer organlara sıçramışsa, metastatik evreye girilmiş demektir.

Böbrek Kanseri İçin Risk Faktörleri

Diğer pek çok kanser türünde olduğu gibi böbrek kanserinin nedeni de henüz tam olarak saptanamamıştır. Böbrek kanserli hastalar üzerinde yapılan çalışmalarda bazı faktörlerin risk oluşturabileceği gözlemlenmiştir. Yüksek tansiyon (hipertansiyon), aşırı kilolu olmak, uzun süre diyaliz tedavisi görüyor olmak gibi faktörlerin böbrek kanserli hastalarda görülebildiği tespit edilmişdir. Böbrek kanseri riski sigara içenlerde içmeyenlere göre iki kat daha fazladır. Sigara bırakılması ile risk zamanla azalır. Ayrıca ailede böbrek kanserli bir akrabanın olması böbrek kanserine yakalanma riskini artırmaktadır. Mesleksel risk faktörü olarak çelik endüstrisi, kurşun endüstrisi, petrol ve gemi sanayi (asbest) çalışanlarında böbrek kanseri riski artmaktadır. Son olarak yüksek yağ ve kalorili diyet riski artırmaktadır.

Böbrek kanserinin sebeplerini saptamak genellikle zordur. Genel risk faktörleri sigara ve obezitedir. Birinci derece akrabasında böbrek kanseri olanlar ve yüksek kan basıncı olanlar da risk altındadır. Hayatımızdaki tedbir amaçlı bazı değişiklikler, en önemlisi sigaranın bırakılması ve ideal kilonun korunması böbrek kanseri gelişme riskini azaltabilir.

Lokal ilerlemiş böbrek kanseri

Eğer lokal ilerlemiş böbrek kanseri tanısı aldıysanız, doktorunuz size radikal nefrektomi veya embolizasyon tedavisini önerebilir. Her iki prosedürün de kendine özgü avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Tedavinin seçimi sizin bireysel durumunuzla ilişkili olarak belirlenecektir

Lokal ileri böbrek kanseri nedir?

Lokal ilerlemiş böbrek kanseri, tümörün böbreğin etrafındaki kan damarları, doku, organ ve lenf bezlerine yayılması anlamına gelmektedir. Evre III veya IV olarak adlandırılabilir ve tümörün ne kadar uzağa yayıldığını göstermektedir.

Böbrek Kanserinde Kişiye Özel Tedavi Belirlenmesi

Lokal ilerlemiş böbrek kanserlerinin en yaygın tedavisi, tümör içeren böbrek dokusunun cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Lokal ilerlemiş böbrek kanserleri, radikal nefrektomi olarak isimlendirilen ameliyat ile tedavi edilebilir. Bu işlemin açılımı, tümör içeren böbrek dokusu ve etrafındaki dokuların çıkarılması şeklindedir. Radikal nefrektomi, açık veya laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Şayet cerrahi imkansız veya çok riskli ise embolizasyon düşünülebilir.

Aşağıdakiler tedavi planınız esnasında doktorunuzla konuşmanız gereken konu başlıklarıdır:

  • Tıbbi özgeçmişiniz
  • Böbrek fonksiyonlarınız
  • Tek böbrekli kaldığınızda neler olacak
  • Ailenizde böbrekleriyle ilgili hastalığı olma durumu
  • Hastanenizde uygulanabilen tedavi seçenekleri
  • Doktorunuzun tecrübesi.
  • Sizin kişisel tercih ve değerleriniz
  • Tedavi esnasında ve sonrasında destek hizmetleri
  • Tek böbreğinizde veya her iki böbreğinizde bir veya birden fazla tümör varsa ne olacak

Böbrek Kanserinde Tedavi Yöntemleri

Böbrek tümörünün tedavisine hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve kanserin yaygınlığına göre karar verilir. Böbrek kanserlerinde uygulanan farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Erken evre kanserlerde tümörün cerrahi olarak çıkarılması altın standarttır.

Böbrek Kanserinde Cerrahi:

Ameliyat yapılarak böbreğin çıkarılması nefrektomi olarak adlandırılır ve böbrek kanserlerinde standart tedavi yöntemlerindendir. Kanserin evresi, büyüklüğü ve sayısına göre değişmek üzere ya böbrek, böbrek üstü bezi ve etrafındaki tabakaları ile birlikte tamamen çıkartılır (ki buna da radikal nefrektomi denir) ya da kısmi olarak yalnızca tümörün çıkarılması (parsiyel nefrektomi) uygulanabilir.


Diğer böbrek sağlıklı ise hastalıklı böbreğin alınması hastanın sağlığı açısından her hangi bir sorun yaratmaz. Nefrektomi klasik olarak açık ameliyatla yapılır. Fakat son dönemlerde kapalı yöntem denen laparoskopi kullanılarak da nefrektomi yapılabilmektedir. Çıkarılan örnekler patolojik olarak incelenir ve tümörün cinsi, karakteri ve yayılım derecesi belirlenir. Bu, hem tanıyı kesinleştirir hem de yayılım hakkında bilgi verir. Erken evrede kanser böbreği saran kılıf içinde sınırlıdır. Bu durumda başka ek bir tedaviye ihtiyaç kalmaz. Eğer tümör böbrek kılıfın dışına çıkmışsa ya da başka yerde de mevcutsa cerrahi sonrası ek bir tedavi gerekecektir. 


Böbrek Kanserinde Radyoterapi (Işın tedavisi):


Vücut dışından gelen yüksek enerjili ışınlar ile kanser hücrelerinin öldürülmesi amaçlanan bir tedavi yöntemidir. Bölgesel bir tedavi yöntemidir. Işın tedavisi böbrek kanseri tedavisinde sınırlı role sahiptir, ilk tedavi olarak önerilmez. İleri böbrek kanserli bazı hastalarda radyoterapi kemik tutulumuna bağlı ağrı gibi diğer bulguları gidermeye yönelik olarak uygulanabilmektedir.

Böbrek Kanserinde Kemoterapi:


Kanser hücrelerini öldürmek amacıyla kullanılan ilaçlardan bir kısmına verilen isimdir. Tek ilaç veya birkaç ilaç birlikte kullanılır. Böbrek kanserlerinde kemoterapinin etkisi sınırlı ve tartışmalıdır. Yaygın ve uzak yayılımı olan hastalarda kullanılabilir.

Böbrek Kanserinde Biyolojik Tedavi (immünoterapi):


Kansere karşı hastanın bağışıklık sistemini kullanan tedavi yöntemidir. İnterferon ve interlökin-2 adlı ilaçlar dışarıdan vücuda verilmek suretiyle vücudun savunma sisteminin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Yan etki olarak kas ağrısı, halsizlik, dikkat kaybı, ateş, kusma ve ishale neden olabilir. Hastalar genelde kendilerini çok yorgun hissederler. Bazılarında deri dökülmesi olur. Bu problemler çok ciddi olabilir ama tedavi bitiminde bu etkiler kaybolur. 


Böbrek Kanserinde Hormon Tedavisi:

İlerlemiş böbrek kanserlerinde kullanılır. Progesteron böbrek kanserinde en sık kullanılan hormondur. Tedavi edici değil sıklıkla yakınmaları geçici olarak azaltmak amacıyla kullanılır. Kilo değişiklikleri, terleme ve su kaybı görülen yan etkilerdir. 


Böbrek Kanserinde Hedefe Yönelik Tedaviler:


Son yıllarda popüler olan bir tedavi yöntemidir. Sadece yaygın böbrek kanserli hastalarda kullanılabilir. Kanserli hücreler özellikle hedef alınmakta ve diğer hücrelere zarar verilmemektedir. Kanser hücresinin büyümesi ve çoğalmasını tetikleyen mekanizmalar vardır. Bu mekanizmaların tamamı bilinmemektedir. Ancak bilindiği kadarı ile kanserleşmeye sebep olan moleküllerin susturulmasına yönelik ilaçlar geliştirilmiştir. Bu moleküller hücre içi haberleşmeden sorumlu sinyal proteinleri ve büyüme faktörleridir. Hedefe yönelik tedavilerden Sunitinib ve Sorafenib dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ilaçların etkinliği halen elimizde bulunan ve kullanılan interferon ve interlökin-2 gibi biyolojik ilaçlardan daha iyidir.


Ayrıca tümöre özgü yeni küçük damar oluşumunun (anjiogenesis) engellenmesi sağlanarak tümörün öldürülmesi amaçlanmaktadır. Kanserin yaşaması ve büyümesi amacıyla yeni damar gelişimi önemlidir. Bevasizumab denilen bir ilaç sayesinde tümörün yeni damar yapması engellenerek beslenme bozukluğu sonucu kanserin küçülebildiği gösterilmiştir. Standart tedavilere cevapsız ve yaşam süresi bakımından ümitsiz hastalarda deneysel tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Aşı tedavisi hastalara tümöre karşı oluşan bağışıklık sistemini uyarıcı bir madde verilmesi esasına dayanan yöntemdir. Yine temelde hasta kişinin bağışıklık sistemini aktif hale getirme prensibi söz konusudur. Ayrıca başka bir kişiden (allojeneik) kemik iliği nakli ile başarı elde edilmiş hastalar vardır. Ancak bu yöntem henüz yaygın kabul ve kullanım alanı bulamamıştır.

Böbrek Kanserinde Tedavi Yan etkileri

Tedavinin yan etkileri Kanser tedavisinin yan etkileri tedavinin cinsine, süresine ve hasta ile ilgili kişisel faktörlere göre değişir. Nefrektomi büyük bir cerrahi operasyondur. Operasyondan sonra hasta ağrı ve rahatsızlık duyulabilir. Ancak erken evrelerde yakalanan hastalarda tam şifa elde edilebilmesi nedeni ile olası rahatsızlıklar göze alınabilir. Biyolojik tedavinin yan etkileri türüne göre değişir. Bu tedaviler grip benzeri şikayetler, kas ağrısı, halsizlik, dikkat kaybı, ateş, kusma ve ishale neden olabilir. Hastalar genelde kendilerini çok yorgun hissederler. Bu problemler çok ciddi olabilir ama tedavi bitince bu etkiler kaybolur.

Kemoterapinin yan etkileri verilen ilaçlara göre değişir. Genellikle kanser ilaçları, hızla büyüyen kan hücrelerini etkiler ve saç dökülmesine sebep olur. Diğer ciddi yan etkileri arasında halsizlik, yorgunluk, bulantı, kusma, bağışıklık sisteminin bozulması, kan hücreleri üzerine olan yan etkileri sayılabilir. Bazı hastalarda iştahsızlık, bulantı, kusma, ağız yaraları ve tat değişikliği kilo kaybına neden olabilir.

Böbrek Kanserinden Korunma Yolları

  • Sigara içmemeli
  • Sigara içilen ortamlardan uzak durulmalı
  • Alkol tüketilmemeli
  • Kızartma ağırlıklı bir beslenme düzeni olmamalı
  • Yoğun radyasyondan uzak durmalı
  • Fazla kilolardan kaçınılmalı
  • Ayrıca uzun süre diyalize girmekde Böbrek kanserini tetikleyebilir

Hülya Avşar kimdir, biyografisi, kısaca hayatı, kaç yaşında, boyu, nereli, ne mezunu, Hülya Avşar oynadığı rol aldığı diziler, filmler ve ya...

Hülya Avşar kimdir, biyografisi, kısaca hayatı, kaç yaşında, boyu, nereli, ne mezunu, Hülya Avşar oynadığı rol aldığı diziler, filmler ve yapımlar vb. hakkında bilgiler.

Hülya Avşar kimdir, biyografisi, kısaca hayatı, kaç yaşında, boyu, nereli, ne mezunu, Hülya Avşar oynadığı rol aldığı diziler, filmler ve yapımlar

112 Acil Servis Nedir, 112 Acil Servis neye yarar, görevleri nelerdir, 112 Acil Servisin kısaca tanımı.

112 Acil Servis Nedir, 112 Acil Servis neye yarar, görevleri nelerdir, 112 Acil Servisin kısaca tanımı.

112 Acil Servis Nedir, Ne İşe Yarar, Kısaca Tanımı Görevleri

Ertuğrul Gazi kimdir, kısaca hayatı hakkında bilgiler, Ertuğrul Gazi yaşamı, biyografisi, eşleri, çocukları, doğum ve ölüm yeri ve tarihi, t...

Ertuğrul Gazi kimdir, kısaca hayatı hakkında bilgiler, Ertuğrul Gazi yaşamı, biyografisi, eşleri, çocukları, doğum ve ölüm yeri ve tarihi, türbesi mezarı nerede gibi aramaların cevabını bulabilirsiniz.


Ertuğrul Gazi kimdir, kısaca hayatı

Melih Gökçek kimdir, biyografisi, kısaca hayatı hakkında bilgiler, nereli, yaşı, partisi, eşi gibi aramaların cevabını bu sayfamızda bulabi...

Melih Gökçek kimdir, biyografisi, kısaca hayatı hakkında bilgiler, nereli, yaşı, partisi, eşi gibi aramaların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz.

Melih Gökçek kimdir, biyografisi, kısaca hayatı hakkında bilgiler, nereli, yaşı, partisi, eşi

Kompozisyon nedir, kısaca tanımı, Kompozisyonun giriş, gelişme ve sonuç bölümleri nasıl yazılır, kompozisyon hakkında bilgiler.

Kompozisyon nedir, kısaca tanımı, Kompozisyonun giriş, gelişme ve sonuç bölümleri nasıl yazılır, kompozisyon hakkında bilgiler.

Abbas İbn-i Firnas kimdir, kısaca hayatı hakkında bilgiler, Abbas İbn-i Firnas'ın astronomi ve bilime katkıları, eserleri nelerdir, icat...

Abbas İbn-i Firnas kimdir, kısaca hayatı hakkında bilgiler, Abbas İbn-i Firnas'ın astronomi ve bilime katkıları, eserleri nelerdir, icatları, neyi bulmuştur.

Abbas İbn-i Firnas Kimdir

Abbas İbn-i Firnas Kimdir, Genel Bilgiler

Ölüm : 887
Görev : Astronom, filozof, şair
Eserleri : el-Muktebes
Nereli : Kurtuba, Endülüs (bugünkü İspanya)
Meslek : Berberi İslam bilgini, simyacı, gökbilimci ve şair

İbni firnas, 810 yılında Endülüs’ün Kurtuba şehirinde doğmuştur. Tam adı Abbas Kasım İbni firnas’dır. Âilesi, Berâbir Kabîlesindendir. Halîfe İkinci Abdurrahmân bin Hakem’in zamânında yaşadı. MS. 9. yüzyılda günümüzdeki İspanya ve Portekiz topraklarında Endülüs Emevi devleti vardı.

Birçok alanda çalıştı ve kimya, fizik, astronomi ğitimleri aldı. Astronomi tabloları hazırladı, şiir yazdı, el-Makata adlı bir su saati tasarladı. İbni firnas, kendisine has metodlarla bir kısım kum ve taşlardan mükemmel renksiz cam yapma usûlünü buldu. Ayrıca düzeltme kabiliyeti olan camı keşfederek gözlüğün mucidi olduğu kabul edilir. Sülfirik nitrik, nitro hidroklorik asitleri keşfetmiş, ayrıca birçok kimyevî maddeyi de ortaya çıkarmıştır. Ayrıca kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. O zamana kadar sadece Mısırlılar kristal kesmeyi bilmekteydi. Bundan sonra, İspanya Mısır’dan kuartz ihracını bıraktı.

875 yılında tüy ve kumaş gibi malzemeleri kullanarak ilk uçuş aletini, bir planör yaptı, bir kuleden atlayarak uçmayı denedi. Uçuş büyük ölçüde başarılı oldu, havada uzun. Ancak, inişi biraz sert oldu, yaralandı. İbni firnas’ın bu başarısından 1028 yıl sonra 17 aralık 1903 tarihinde Wright Kardeşler uçak yapıp uçmayı başardı. Philip Hitti, “Siyasî ve Kültürel İslâm Tarihi” adlı eserinde şöyle der: ‘İbn Firnas, insanlık tarihinde ilk defa bilimsel uçma girişiminde bulunan kişidir.’ Alman bilim tarihi araştırıcısı Sigrid Hunke, ‘İbn- i Firnas’ın yaptığı bu uçakla İkaros‘un rüyasını gerçekleştirdiğini’ dile getirmektedir. Prof. Dr. Osman Turan da İbn-i Firnas’ın “İslâm medeniyetinde modern havacılığın öncüsü” olduğunu dile getirdikten sonra şöyle bir tesbiti de ilâve etmektedir: “Daha doğrusu şu dünya tarihinde ilk defa uçmayı gerçekleştiren, uçak yapan bir Müslümandır.”

Güneş ve gezegenleri hareket halinde gösteren bir “Plenatarium” da yapmıştır. İbni firnas, Bilgin bu cihazla yıldızlarla birlikte bulutu ve şimşekleri de inceliyordu.

Hayatı hakkında Serberi asıllı azatlı bir köle olduğu dışında çok fazla bilgi bulunmayan Abbas İbn Firnas, Endülüs’ün Rondo bölgesindeki Takeruna’nın köylerinden birinde dünyaya geldi. Kurtuba’da büyüyen ve o bölgede tahsil gören Firnas, daha gençlik yıllarında felsefe, kimya, astronomi ve edebiyat alanında adını duyurmayı başardı. Yaptığı ilmi ve edebi çalışmalar sayesinde Kurtuba’da I. Hakem sarayına girdi ve II. Abdurrahman ile I. Muhammed dönemlerinde de mevkisini korudu.

Meraklı ve araştırmacı bir karaktere sahip olan Abbas İbn Firnas, uzayı temsil eden bir gök küresi kurdu ve sonraları Avrupa'da astronominin gelişmesinde tesiri olan Sindhind tablolarının çizimlerini yaptı. Bir ara uçmayı denediyse de yaptığı uçuş takımında kuyruk kısmı bulunmadığı için inişi çok sert oldu ve ölümden zor kurtuldu. Firnas, bu deneme dolayısıyla havacılığın öncülerinden sayılmaktadır. Kuvarstan kristal yapmayı ve kristal kesimini Batı İslam âlemine tanıttı ve ayrıca kimya ile ilgilendi. I. Muhammed'e takdim etmek üzere, daha önce benzeri görülmemiş menkâne adı verilen bir de saat imal etti. Yaptığı birçok keşifle ve Doğu ilimlerini Batı'da yayma çabalarıyla çağdaşlarının dikkatini çeken Abbas İbn Firnas'a I. Hakem. "Hakimü'I-Endelüs" unvanını vermiştir. Musikiye olan ilgisiyle bilinen Firnas, kendisine karşıt kişiler tarafından sihirbazlık ve zındıklıkla suçlandığı rivayet edilmektedir. İbn Hayyan'ın el-Muktebes adlı eserinde örneklerini verdiği bazı şiirlerinin dışında hiçbir eseri günümüze ulaşmamıştır.

Abbas İbn-i Firnas Bilime Katkıları

Bin yıldan daha uzun süre önce 9. yüzyılda, Müslüman İspanya - Cordoba'da bir kişi daha evvel kimsenin yapmadığı birşeyi cesurca deneyerek tarihe geçti. Abbas ibn Firnas icat ettiği ilk uçuş makinesini test etmek amacıyla hazırdı.

Uçuşa şahit olmak amacıyla davet edilmiş kalabalığa seslendi: "Şimdi sizden ayrılacağım. Aşağı yukarı hareket edebilen bu kanatlar sayesinde, bir kuş gibi yükselebileceğim. Herşey yolunda giderse, bir süre sonra güvenli şekilde yanınızda olabileceğim." diyerek tarihe not düşüyordu.

Uçan Makinenin İmalatı Abbas ibn Firnas, ağırlığını yeteri kadar karşılayabilmek ve yeteri kadar kaldırma kuvveti elde edebilmek amacıyla, açıklıkları 4 - 5 metreyi bulan kanatlar inşa etti. Uçan bu makinenin yeteri kadar güçlü ve hafif olabilmesi amacıyla çalışıyordu. Bir kuşun kanadındaki kemikler gibi içi boş olan kafes oluşturdu ve muhtemelen içi boş olan bambu ağacı kullandı.

Ağaçtan imal ettiği kafesi ipek iplerle bağlayarak o dönemde elde edebileceği en hafif ve güçlü malzemelerle uçuş için gerekli iskeleti oluşturdu. Ayrıca kanatlar da ipek kumaşla kaplanarak kanatlar oluşturuldu. Abbas ibn Firnas, ipler yardımı ile kablo ağı üreterek mekanik olarak kolları yardımı ile kanatları da yönlendirmeye çalıştı.

Abbas ibn Firnas'ın o dönemde 70 yaşında olduğunu ve fiziksel kabiliyetlerini de düşündüğümüzde, kanat hareketleri muhtemelen oldukça kısıtlıydı. Kayıtlara göre; yüksek bir tepeden/kuleden atlayıp bir süre havada süzülmeyi gerçekleştirdiği için tasarlayıp ürettiği bu makine iyi süzülme kabiliyetine sahipti.

İnişte kanatların zarar görmesi ve Abbas ibn Firnas'ın sırtının yaralanması; uçan makinesinin bir eksiğinin olduğunu işaret etmekteydi. Bu eksiklik; uçan makinenin yanal kontrolünü ve vücut hareketlerini oldukça sınırlayan bir kuyruğunun olmaması olarak belirtilir. Abbas ibn Firnas bu uçuşuyla tarihteki diğer uçuşlara da öncülük etmiştir.

Meryem Uzerli kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, s...

Meryem Uzerli kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, serveti vb. soruların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz...

Meryem Uzerli kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler

Meryem Uzerli Hakkında Genel Bilgiler

Doğum Tarihi: 12 Ağustos 1983 Doğum Yeri: Kassel / Almanya Eğitimi: Almanya'da Oyunculuk Eğitimi Boyu: 1.73 m veya 173 cm Kilosu: 64 Burcu: Aslan Doğal Göz Rengi: Mavi Doğal Saç Rengi: Açık Kahverengi

Meryem Uzerli Kimdir, Kısaca Hayatı, Biyografisi

Meryem Uzerli kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler

12 Ağustos 1983 tarihinde, dört çocuklu bir ailenin en küçük ve ikinci kızı olarak Almanya Hessen'in Kassel Şehri'nde Türk babadan ve Alman anneden dünyaya gelmiştir. İlerleyen yaşlarında Hamburg'a yerleşmiş ve Schauspiel Studio Frese'de oyunculuk ve tiyatro eğitimi almıştır.

İki ağabeyi ve bir ablası vardır. Oyuncu 8 ay süren seçmeler sonrasında Meral Okay‘ın yazdığı, Timur Savcı’nın yapımcılığını yaptığı 2011 yılının dizilerinden olan Muhteşem Yüzyıl dizisinde Hürrem Sultan rolünü canlandırmıştır.

Meryem Uzerli, aynı zamanda Almanya'da birçok dizide ve birçok filmde rol almış bir oyuncudur. Ana dili Almanca olan genç oyuncu, aynı zamanda iyi derecede İngilizce bilmektedir. Türkçesi ise oynadığı Muhteşem Yüzyıl dizisinde canlandırmış olduğu Hürrem Sultana paralel olacak kadar gelişmiştir.

Meryem Uzerli oyunculuk eğitimlerini doğduğu ülke olan Almanya’da aldı. Oyunculuk kariyerine ilk adımını 27 yaşında attı. İlk olarak ”Inga Lindström” adlı alman dizisinde ”Britta” karakterini canlandırdı. Toplam 12 Alman dizisinde oynadıktan sonra asıl çıkışını Türkiye’de yaptı.

2011 yılında ”Muhteşem Yüzyıl” dizisinde Halit Ergen ile beraber başrol oynadı. Dizide ”Hürrem Sultan” karakteriyle tüm Türkiye tarafından tanınmayı başardı. Henüz Türkiye’de oynadığı ilk dizi olmasına rağmen bir anda ünlendi. Borsacı Can Ateş ile bir süre evli kaldı ve çiftin bu evlilikten Lara adında kızları oldu. Birçok kez ”Muhteşem Yüzyıl” dizisinde ki oyunculuğuyla ödüllere layık görülen Meryem Uzerli, dizi bittiğinden beri herhangi bir projede yer almadı. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin Hürrem Sultan’ı olarak ünlenen 33 yaşındaki oyuncu, 12 milyon lira ödeyerek satın aldığı villa ile Boyner ailesi, Ali Koç, Acun Ilıcalı ve Okan Bayülgen gibi birçok ünlüye komşu oldu.

Meryem Uzerli Oynadığı Diziler, Filmler, Yapımlar

Meryem Uzerli kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler

Almanya 2008 Inga Lindström Britta Yardımcı oyuncu Televizyon dizisi Almanya 2009 Das total verrücktes Wochenende Yardımcı oyuncu Sinema filmi Almanya 2009 The Line Anna Kısa Film Almanya 2009 Sterne über dem Eis Öğrenci Yardımcı oyuncu Sinema filmi Almanya 2010 Journey of No Return Hostes Yardımcı oyuncu Sinema filmi Almanya 2010 Ein Fall für zwei Ankel Yardımcı oyuncu Televizyon dizisi Türkiye 2011–2013 Muhteşem Yüzyıl Hürrem Sultan Başrol oyuncusu Televizyon dizisi Türkiye 2016 Gecenin Kraliçesi[5] Selin Başrol oyuncusu Televizyon dizisi Türkiye 2016 Annemin Yarası Marija Başrol oyuncusu Sinema filmi Türkiye 2016–2017 Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Suzi Yardımcı oyuncu Televizyon dizisi Türkiye 2017 Cingöz Recai ? Başrol oyuncusu Sinema filmi Türkiye 2017 Öteki Taraf Başrol oyuncusu Sinema filmi

Meryem Uzerli Aldığı Ödüller

2010 47. Altın Portakal Film Festivali Jüri Özel Ödülü Journey of No Return 2011 24. Uluslararası Tüketici Zirvesi Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu Muhteşem Yüzyıl 2011 Gümüş At Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2011 2. AyakliGazete.com Yılın Televizyon Yıldızları En İyi Kadın Oyuncu 2011 38. Altın Kelebek Ödülleri Televizyon Yıldızları Özel Ödülü 2011 2011 Tv Oscarları En İyi Kadın Oyuncu 2012 İstanbul Kültür Üniversitesi Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu 2012 39. Altın Kelebek Ödülleri Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu 2012 Galatasaray Üniversitesi En İyi Sinema-Dizi Kadın Oyuncusu 2012 İstanbul Aydın Üniversitesi 8.İletişim Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2012 İstanbul Yıldız Üniversitesi En İyi Kadın Oyuncu 2012 Magazinci.com Onur Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2012 Magazin Gazeteciler Derneği En İyi Kadın Oyuncu 2012 Radikal Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2012 Andy-Ar Ödülleri Yılın Enler Kadın Oyuncusu 2012 Esenler Halkı 2012 En Başarılı İsimleri Yılın En İyi Kadın Oyuncusu 2012 GQ(grikü) Dergisi Yılın Erkekleri Özel Ödülü Yılın Kadını 2013 11.Yılın Yıldızları Ödül Töreni 2012 Yılında En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncusu 2013 20. İtü Emös Başarı Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2013 2. Kristal Fare Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2013 4. AyakliGazete.com Yılın Televizyon Yıldızları Dönem Dizisi En İyi Kadın Oyuncusu 2013 4. Antalya Televizyon Ödülleri Dram Dizisi En İyi Kadın Oyuncu 2013 1. En LAÜ Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 2016 BIAF-Beirut İnternational Awards Festival En İyi Kadın Oyuncu

Etiketler: Meryem Uzerli, ödülleri, biyografisi, hayatı, kimdir, nereli, oynadığı diziler filmler, kilosu, boyu, yaşı,

Hadise kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, albümleri, şarkıları, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, serveti, oyn...

Hadise kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, albümleri, şarkıları, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, serveti, oynadığı diziler ve filmler vb. soruların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz...

Hadise kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, albümleri, şarkıları

Hadise Hakkında Genel Bilgiler

Doğum Tarihi: 22 Ekim 1985 Doğum Yeri: Anvers / Belçika Boyu: 1.69 m Kilosu: 62 Burcu: Terazi Doğal Göz Rengi: Kahverengi Doğal Saç Rengi: Koyu Kahverengi

Hadise Kimdir, Kısaca Hayatı, Biyografisi

Hadise kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, albümleri, şarkıları

Tam adıyla Hadise Açıkgöz, 22 Ekim 1985 yılında Belçika’da doğdu. Çocukluk yılları Belçika’da geçen Hadise, küçük yaşta müziğe ilgi duymaya başladı. Hadise Açıkgöz, Belçikalı-Türk şarkıcı ve şarkı yazarı. Mol, Belçika'da Sivaslı bir ailenin kızı olarak doğup büyüdü. 2003 yılında Idool 2003 yarışmasına katıldıktan sonra albüm teklifi alınca ilk albümünün hazırlıklarına başladı. 2005'te yayımlanan ilk stüdyo albümü Sweat'te yer alan "Stir Me Up" şarkısıyla Belçika'da ve Türkiye'de tanındı. Türk basınının kendisiyle ilgilenmesinden sonra kariyerini Türkiye'ye taşıdı.

2008'de ikinci stüdyo albümü Hadise'yi yayımladı. İngilizce ve Türkçe şarkılardan oluşan albümde yer alan "Deli Oğlan" şarkısı Türkiye'de bir hit oldu. Sonraki yıl Türkiye'yi 2009 Eurovision Şarkı Yarışması'nda "Düm Tek Tek" ile temsil ederek dördüncü oldu. Yarışma sayesinde popülerliğini artırdı. Aynı yıl Fast Life ve Kahraman albümlerini satışa sundu. Kahraman'ın çıkış şarkısı "Evlenmeliyiz" ile tekrar listelerde yer aldı. 2011'de beşinci stüdyo albümü Aşk Kaç Beden Giyer?'i yayımladı. Albümdeki "Superman", "Aşk Kaç Beden Giyer?" ve "Mesajımı Almıştır O" şarkılarına klip çekti. 2014'te Tavsiye ve 2017'de Şampiyon albümlerini satışa sundu.

Christina Aguilera, Brandy Norwood ve Beyoncé'den ilham aldığını ifade eden Hadise, 2011 yılından beri devam etmekte olan O Ses Türkiye yarışmasında jüri üyeliği görevini yürütmektedir. Bir Altın Kelebek Ödülü ve üç TMF Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazanmayı başardı.

Hadise Açıkgöz, 22 Ekim 1985'te Kumuk kökenli Gülnihal ve Lezgi kökenli Hasan Açıkgöz çiftinin ikinci kız çocuğu olarak Belçika'nın Anvers ilindeki Mol kasabasında dünyaya geldi.Kendisi, on bir yaşına geldiğinde anne ve babası evliliklerini sonlandırdı. 18 yaşına geldiğinde Idol yarışmalarının Belçika ayağı olan Idool 2003'e katıldı. Yarışma sonucunda ilk ona giremedi fakat altı ay sonra bir albüm teklifi aldı. Teklifi kabul etmesinin ardından albüm hazırlıklarına başladı.

Hadise, 2 Brains Records şirketi ile albüm sözleşmesini imzaladıktan sonra Yves Gaillard ile çalışarak ilk şarkısı "Sweat"'i hazırladı ve 1 Kasım 2004'te single olarak satışa sundu. Şarkı, Belçika'nın resmi listeleri Ultratop'ta 19 numaraya kadar yükseldi. Mayıs 2005'te ikinci single'ı "Stir Me Up"'ı yayımladı ve kariyerinin ilk klibini de bu şarkıya çekti. Şarkı sayesinde adı Türk basınında yer aldı. Ekim 2005'te üçüncü single'ı Milk Chocolate Girl'ü satışa sundu. Şarkı, Ultratop listesinde 13 numaraya kadar yükseldi ve Hadise'nin listede en fazla kalan single'ı oldu. Kasım 2005'e gelindiğinde ilk stüdyo albümü Sweat'i yayımladı. Albümde yer alan "Ain't No Love Lost" ve "Bad Boy" şarkılarını single olarak da satışa sundu. Bunlardan "Bad Boy", Ultratop'ta 22 numaraya kadar yükseldi.

Şarkıcı, Eylül 2007'de ikinci stüdyo albümünün ilk single çalışması "A Good Kiss"'i yayımladı ve klibini İstanbul'da çekti. Şubat 2008'de albümün ikinci single'ı "My Body" yayımlandı. Şarkının klibi Şenol Korkmaz yönetmenliğinde çekildi. Haziran 2008'de yayımlanan Serdar Ortaç albümü Nefes'te yer alan "Düşman" şarkısında düet şarkıcısı olarak görev aldı. Aynı ay içinde ikinci stüdyo albümü Hadise'yi piyasaya sürdü. Albümdeki on şarkının sözlerini Yves Gaillard ile birlikte yazdı. Bunun yanı sıra "A Good Kiss" şarkısının Türkçesi olan ve Sezen Aksu tarafından yazılan "Deli Oğlan"'ı da albüme ekledi. Ağustos 2008'de, MTV Avrupa Müzik Ödülleri'nde En İyi Türk Şarkıcı kategorisinde aday olarak gösterildi fakat ödülü Emre Aydın kazandı.

Ailesininde desteğiyle 2003 yılında Belçika’da popstar yarışmasına katıldı. Yarışmada iyi bir derece elde edemedi, ancak yarışma sayesinde tanınmaya başladı. İlk albümünü 2003 yılında ”Sweat” adıyla piyasaya çıkardı. 2008 yılında ünlü şarkıcı Serdar Ortaç ile beraber düet yaptı. 2009 yılında ”Düm Tek Tek” parçasıyla Eurovision’da Türkiye’yi temsil etti ve yarışmayı dördüncü sırada tamamladı. Acun Medya’nın yapımını üstlendiği ”O Ses Türkiye” yarışmasının 2011 sezonundan 2018 yılına kadar jüri üyeliği yaptı.

Hadise Oynadığı Diziler, Filmler ve Yapımlar

Hadise kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, albümleri, şarkıları

2003 Idool 2003 Kendisi 2004 Idool 2004 Kendisi 2006 Het swingpaleis Kendisi 2006 De show van het jaar 2006 Kendisi 2006, 2008 Zo is er maar één Kendisi İki bölüm 2006 Avrupa Yakası Kendisi 2009 Wij van België Kendisi 2009 2009 Eurovision Şarkı Yarışması Kendisi 2010 Zonde van de zendtijd Kendisi 2011-18 O Ses Türkiye Kendisi Jüri üyesi 2015 Survivor All Star Kendisi 2018 Survivor 2018 Kendisi 2018 Jet Sosyete Kendisi 20. bölüm

Hadise Albümleri ve Şarkıları

Sweat Albümü (2005)

Sweat(Ter) (featuring Raw Jawz) - 3:15 Bad Boy(Kötü Çocuk) - 3:11 When Ya Breathing On Me (Benimle Nefes Aldığında) - 3:23 Jealous (Kıskanç) - 3:14 Ain't Doing It Right (Doğru Yapmıyor) - 3:50 Milk Chocolate Girl (Sütlü Çikolata Kız) - 3:16 Momma's Boy (Annesinin Oğlu) - 3:25 Never Trust A Man (Asla Bir Adama Güvenme) - 3:21 Sister (Kardeş) - 3:23 Who Do You Believe (Kime İnanıyorsun) - 3:55 Stir Me Up (Beni Heyecanlandır)" - 3:26 On The Beach (Kumsalda) - 3:24 Ain't No Love Lost (Hiçbir Aşk Kaybolmuş Değil) - 3:29 Sakın Gitme - 3:24

Hadise Albümü (2008)

Intro Deli Oğlan Aşkkolik My Man and the Devil on His Shoulder (Adamım ve Omzundaki Şeytan) My Body (Vücudum) Prisoner (Tutsak) A Good Kiss (İyi Bir Öpücük) All Together (Hep Birlikte) Men Chase Women Choose (Erkekler Kovalar Kadınlar Seçer) Creep (Sürünme) Good Morning Baby (Günaydın Bebeğim) Don't Ask (Sorma) Intimate (Samimi) Busy Bee (Meşgul Arı) Comfort Zone (Huzur Yeri) Who Am I? (Ben Kimim?) A Song For My Mother (Annem İçin Bir Şarkı)

Fast Life Albümü (2009)

Düm Tek Tek Fast Life Supernatural Love Long Distance Relationships Hero Married Men On Top Obsession Double Life First Steps I'll Try Not To Cry

Kahraman Albümü (2009)

Baksana Evlenmeliyiz Sıradan Kahraman Adın Ne Biraz Sabret Düm Tek Tek Double Life Supernatural Love Baksana (R&B Version) Düm Tek Tek (Akustik) Düm Tek Tek (Club Mix) Kahraman (Akustik)

Aşk Kaç Beden Giyer? Albümü (2011)

Burjuva 4:06 Mesajımı Almıştır O 3:50 Aşk Kaç Beden Giyer? 3:20 Kalbine Yalan Bulma 4:30 Melek 4:01 Yetenek 3:34 Superman 3:39 Macera 3:09

Harakiri 3:38

Tavsiye Albümü (2014)

Yaz Günü 3:37 Nerdesin Aşkım 3:11 Prenses 3:55 Bu Aralar 4:36 Tokat 3:46 İstisna 4:34 Çok Yaşa 4:11 Tavsiye 4:14 Yolumun Işığı 3:32 Tavsiye 3:36 Yaz Günü 4:48

Şampiyon Albümü (2017)

Farkımız Var 3:24 Telefon Rehberi 2:51 Sıfır Tolerans 3:47 Aşk Dediğin 3:33 Rezerve 3:06 Kafa Tutuyor 3:12 Şampiyon 4:07 Sıfır Tolerans 4:57 Şampiyon 3:46

Etiketler: Hadise, ödülleri, biyografisi, hayatı, kimdir, nereli, oynadığı diziler filmler, kilosu, şarkıları, boyu, yaşı,

Caner Cindoruk kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, ...

Caner Cindoruk kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler, kısaca hayatı, biyografisi, ne mezunu, doğal saç ve göz rengi, serveti vb. soruların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz...

Caner Cindoruk kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler

Caner Cindoruk Hakkında Genel Bilgiler

Doğum Tarihi: 2 Nisan 1980 Doğum Yeri: Adana / Türkiye Eğitimi: Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Boyu: 1.85 m veya 185 cm Kilosu: 74 Burcu: Koç Doğal Göz Rengi: Açık Kahverengi Doğal Saç Rengi: Siyah

Caner Cindoruk Kısaca Hayatı, Biyografisi

Caner Cindoruk kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler Ünlü oyuncu Caner Cindoruk, 17 Nisan 1980 yılı, Adana doğumludur. Annesi Müşerref, babası ise iki kez Orhan Kemal Öykü Ödüllü öykü yazarı Zafer Doruk’tur. Münir Can Cindoruk ve Taner Cindoruk adında iki kardeşi de oyuncu olan Cindoruk, ailesinin de etkisiyle tiyatroya yöneldi. Amcası Erdal Cindoruk'ta tiyatro oyuncusudur. Cindoruk'un çocukluk yılları kuliste geçti. Ortaokulda, lisede, üniversite yıllarında sergilenen oyunlarında kendine hep bir sahne buldu. Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun oldu. İlk profesyonel rolüyse Fehim Paşa Konağı'ndaki Yusuf karakteri oldu. 1997 yılında Adana Seyhan Belediyesi Tiyatro Topluluğu ile beraber ilk profesyonel tiyatro oyununa çıktı. On yıl boyunca Seyhan Belediye ve Adana Şehir Tiyatro'larında oyuncu olarak rol aldı. Caner Cindoruk 2 Nisan 1980 tarihinde ünlü kitap yazarı Zafer Doruk’un oğlu olarak Adana’da dünyaya geldi. Çok küçük yaşlarda ailesinin yardımıyla tiyatroya ilgi duymaya başladı ve üniversite yıllarına geldiğinde okul tiyatrosunda defalarca sahne aldı. Daha sonraları dahil olduğu tiyatro grubunun yönetmenliğine kadar yükselerek kariyerini bir adım ileriye taşıdı. 2006 yılında dört çocukluk arkadaşıyla İstanbul’a geldi. 2006 yılında, Beynelmilel filmi ile beraber sinema kariyerine başladı; bu filmde Özgü Namal ile beraber rol aldı. 2008 yılında ise Kelebek filminde rol aldı. 2007 yılında, Kara Güneş adlı diziyle birlikte televizyon dizilerinde görülmeye başlayan Cindoruk, 2008 yılında Geç Gelen Bahar ve Yaprak Dökümü dizilerinde rol aldı. Yaprak Dökümü'nde canlandırdığı Doktor Nazmi karakteri büyük ilgi gördü. Caner Cindoruk, 2009 yazında başlayan ve Orhan Kemal'in aynı adı taşıyan unutulmaz eserinden uyarlanan Hanımın Çiftliği adlı dizide Kemal rolünü canlandırdı, dizideki rol arkadaşları Mehmet Aslantuğ ve Özgü Namal'dır. 1997 yılında Adana’da bedeliyeye ait bir tiyatro topluluğuyla beraber sahneye çıkarak profesyonelliğe adımını attı. 2007 yılındaysa Özgü Namal’ın başrol oynadığı ”Beynelminel” filminde ufak bir rol alarak ilk kez ekranlara çıktı. Bir yıl sonraysa yayınlandığı dönem geniş izleyici kitlesine ulaşan ”Yaprak Dökümü” adlı televizyon dizisinde Doktor Nazmi karakterini canlandırarak bir anda adını tüm Türkiye’ye duyurmuş oldu. Modayla ilgilenmediğini ve salaş giyinmeyi sevdiğini belirten Caner Cindoruk, ekran karşısındaki oyunculuğunun yanı sıra tiyatro kariyerine de devam ediyor. 2012 yılında Ebru Özkan ile beraber rol aldığı Pandaların Hikayesi adlı tiyatro oyununda oynadı. 2012 yılında yönetmen Bahman Gobadi’nin Gergedan Mevsimi filminde Yılmaz Erdoğan, Beren Saat ve Monica Bellucci’yle oynadı.[4] 2013 yılında Uğur Yücel, Gökçe Bahadır gibi ünlü isimlerle Aramızda Kalsın adlı dizide başrol oynadı. 2014 yılında yönetmenliğini Nesli Çölgeçen’in yaptığı Çalsın Sazlar adlı sinema filminde başrolleri Belçim Bilgin ve Engin Hepileri ile beraber paylaştı. 2015 yılında Iraklı yönetmen Hiner Saleem'in çektiği ve başrollerde Tuba Büyüküstün, Hazar Ergüçlü, İnanç Konukçu, Devrim Yakut ve Canan Ergüder'le birlikte Dar Elbise adlı sinema filminde oynadı. Film 2016 yılı içerisinde vizyonda olacak. Caner Cindoruk, yapımcılığını Türker İnanoğlu’nun yaptığı, başrolleri Nükhet Duru, Pelin Akil, Cezmi Baskın ve Kayhan Yıldızoğlu gibi ünlü isimlerle birlikte paylaştığı İstanbulname adlı müzikalde Tulumbacı Eğrikapılı Ali rolünü canlandırmıştır. (2016) 2016 yılında yönetmenliğini Zeki Demirkubuz’un yaptığı Kor adlı sinema filminde Aslıhan Gürbüz ve Taner Birsel ile başrolleri paylaşan Caner Cindoruk başarılı oyunculuğuyla sinema eleştirmenlerinden tam not aldı. Cindoruk, yine 2016 yılında Gizem Karaca ile başrolleri paylaştığı İstanbul Sokakları adlı dizide yer aldı.

Caner Cindoruk Oynadığı Diziler, Filmler, Yapımlar

Caner Cindoruk kimdir, nereli, yaşı, boyu, kilosu, oynadığı diziler filmler Filmler2006 Beynelmilel 2008 Geç Gelen Bahar Ali 2008 Kelebek Yusuf 2012 Elveda Katya Veli 2012 Gergedan Mevsimi 2012 Yabancı Ferhat 2014 Çalsın Sazlar Mahir 2016 Kor Cemal 2016 Dar Elbise Televizyon (Dizi) 2007 Kara Güneş Alişir 2008 Yaprak Dökümü Doktor Nazmi 2009 Hanımın Çiftliği Kemal 2011 Firar Nadir 2013 Ateş Altında Aşk 2013 Aramızda Kalsın Civan 2016 İstanbul Sokakları Fırat 2016- Muhteşem Yüzyıl Kösem Silahtar Mustafa Paşa 2017 Kalk Gidelim 2017 Kadın Sarp/Alp Tiyatro Oyunları 1998 Fehim Paşa Konağı 1999 Kuğular Şarkı Söylemez 2000 Ada 2001 Yalancı Aranıyor 2002 Soyut Padişah 2002 Kaktüs Kumpanya 2004 Yeşil Papağan Limited 2005 Suçlular Çağı Suçsuzlar Çağı 2006 Komşu Köyün Delisi 2006 Hayvan Çiftliği 2010 Uçurtmanın Kuyruğu 2011 Titanik Orkestrası 2012 Pandaların Hikâyesi 2016 Köpek, Kadın, Erkek Yönettiği Tiyatro Oyunları1999 Kuğular Şarkı Söylemez 2000 Ada 2005 Suçlular Çağı Suçsuzlar Çağı 2006 Hayvan Çiftliği Müzikaller 2016 İstanbulname Etiketler: Caner Cindoruk, ödülleri, biyografisi, hayatı, kimdir, nereli, oynadığı diziler filmler, kilosu, boyu, yaşı,

Yıllardır oldukça keyifle izlediğimiz komedi dalında bir televizyon programı olan Güldür Güldür Show programında bugüne kadar rol almış eski...

Yıllardır oldukça keyifle izlediğimiz komedi dalında bir televizyon programı olan Güldür Güldür Show programında bugüne kadar rol almış eski veya yeni tüm oyuncuların gerçek isimleri, biyografileri ve kısaca hayatlarını bir araya getirip sizler için derledik. Elimizden geldiğince oyuncuların, yaşlarını, boylarını, kilolarını, burçlarını ve hatta daha önce oynadıkları dizileri, filmleri ve diğer yapımlarıda bir araya getirdik.

Güldür Güldür Show Oyuncuları Kadrosu

Güldür Güldür Show Oyuncuları Sayfa İçeriği

Güldür Güldür Aziz Güngör Esen Kimdir – Ali Sunal

Güldür Güldür Aziz Güngör Esen Kimdir – Ali Sunal

Doğum Tarihi ve Yeri: 22 Eylül 1977, İstanbul
Eğitim: Yeditepe Üniversitesi (1999)
Eş: Nazlı Kurbanzade (e. 2018), Gökçe Bahadır (e. 2011–2012)
Kardeşleri: Ezo Sunal
Ebeveynler: Kemal Sunal, Gül Sunal
Boyu: 1.80 cm
Kilosu: 73 kg
Burcu: Başak
Göz Rengi: Kahverengi

Ünlü sinema ve komedi duayeni Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusudur. Babasıyla birlikte oynadığı Propaganda filmindeki "Mahmut " ve En Son Babalar Duyar dizisindeki "Mustafa" rolleriyle ünlendi.

Yeditepe Üniversitesi'nde İşletme eğitimi gören sanatçı, Sadri Alışık Kültür Merkezi Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu gibi topluluklarda çalıştı. Sinema ve dizi filmlerde rol aldı. İstanbul Üniversitesi İşletme bölümünden 1999 yılında mezun oldu. Hâlen Tiyatro İstanbul bünyesinde görev yapmaktadır. 2011 yılının temmuz ayında oyuncu Gökçe Bahadır ile evlendi. Çift 23 Şubat 2012 günü tek celsede boşandı. 2018 yılında avukat Nazlı Kurbanzade ile evlendi.

Rol aldığı yapımlar:

2015 - Hayat Öpücüğü 2013 - Güldür Güldür Show 2004 - Okul (film) 2008 - Benim Annem Bir Melek 1999 - Propaganda 1996 - Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey

Güldür Güldür Taylan Kimdir – Hamza Yazıcı

Güldür Güldür Taylan Kimdir – Hamza Yazıcı

Doğum Tarihi ve Yeri: 1992, Antakya
Eğitim: 8 ay özel bir kursta temel oyunculuk eğitimi aldı

Hamza Yazıcı 1992 yılında Antakya’da doğdu. Çocukluğundan itibaren oyuncu olmanın hayalini kuran Yazıcı, çeşitli kurumlardan temel oyunculuk dersleri aldı. 2008 yılında oyunculuk hayatına başlayan Hamza Yazıcı, başrollerinde Saba Tümer, Mehmet Ali Erbil, Sümel Tilmaç’ın yer aldığı 2015 yapımı komedi filmi Polis Akademisi Alaturka’da ‘Yüce Osman’ karakterini canlandırdı. Genellikle komedi filmlerinde yer alan Hamza Yazıcı ayrıca, Çılgın Kamp, Piyasadan Büyük Alacağımız Var ve Kolonya Cumhuriyeti filminde yer aldı.

Rol aldığı yapımlar:

Kolonya Cumhuriyeti 21 Nisan 2017 Piyasadan Büyük Alacağımız Var 4 Eylül 2015 Çılgın Kamp 23 Ocak 2015

Güldür Güldür Naime Kimdir – Ecem Erkek

Güldür Güldür Naime Kimdir – Ecem Erkek

Doğum Tarihi ve Yeri: 24 Haziran 1989, Ankara
Eğitim: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Boyu: 164 cm
Kilosu: 59 kg
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Oyuncu

Ankara'da dünyaya gelen başarılı oyuncu Ecem Erkek, 2006 yılında Ankara Ömer Seyfettin Lisesi'nden mezun olmuştur. Liseyi bitirdikten sonra oyuncu olmaya karar veren Ecem Erkek 2007-2008 yılları arasında Mamak Belediyesi Konservatuvar'ında Tiyatro eğitimi ve 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Türkçe Topluluğu'nda Diksiyon Eğitimi almıştır. 2009 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu'nda kursiyerlik yapan Ecem Erken sonrasında ise 2010 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Anasanat Dalı bölümünü kazanmış ve 2015 yılında mezun oldu.

Güldür Güldür Bilal Kimdir – Onur Buldu

Güldür Güldür Bilal Kimdir – Onur Buldu

Doğum Tarihi ve Yeri: 4 Ağustos 1982, İzmir
Eğitim: Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü
Boyu: 1.70 m
Kilosu: 63 kg
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Oyuncu
Burç: Aslan

Annesi Tunceli'li ebe hemşire, babası bir öğretmendir. İzmir, Menemen'de büyüdü. Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde eğitim aldı. İzmir Devlet Tiyatrosu'nda bir süre görev aldı ve Keşanlı Ali Destanı oyununda oynadı. Daha sonra İstanbul'a yerleşen oyuncu, birçok dizi ve sinema yapımında rol aldı. "Papatyam" dizisinde Metin Akpınar ile karşılıklı oynadı.

Güldür Güldür Bilal Rol Aldığı Yapımlar:

2014 - Analı Oğullu (TV Dizisi) 2014 - Eyyvah Eyvah 3 (Sinema filmi) 2013 - 2014 - Güldür Güldür (TV Dizisi) 2012 - Berlin Kaplanı (Sinema filmi) 2011 - Aşağı Yukarı Yemişlililer (TV Dizisi) 2009 - 2011 - Papatyam (TV Dizisi) 2009 - Aşk Geliyorum Demez (Sinema filmi) 2009 - Ada: Zombilerin Düğünü (Sinema filmi) 2009 - Yalancı Romantik (TV Dizisi) 2008 - Plajda (Sinema filmi) 2007 - Doktorlar (TV Dizisi) 2007 - Avrupa Yakası (TV Dizisi)

Güldür Güldür İbrahim Kimdir – Onur Atilla

Güldür Güldür İbrahim Kimdir – Onur Atilla

Doğum Tarihi ve Yeri: 18 Mayıs 1986, İstanbul
Eğitim: PERA Güzel Sanatlar Akademisi
Boyu: 1.80 m
Kilosu: 95 kg
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Oyuncu
Burç: Boğa

Onur Atilla, 18 Mayıs 1986 tarihinde İstanbul'da doğmuş; Tiyatrocu, seslendirme sanatçısı ve oyuncudur. Liseyi, Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi'nde; Üniversiteyi ise PERA Güzel Sanatlar Akademisi Oyunculuk Bölümünde okumuştur.

Güldür Güldür İbrahim Rol Aldığı Yapımlar:

2014 - Olur Olur 2012 - Eyyvah Eyvah 3 2014 - Güldür Güldür - İbrahim Çekiç 2011 - Huzurum Kalmadı 2010 - Şen Yuva 2009 - Kahve Bahane 2007 - Kavak Yelleri 2013 - Yola Çıkmak

Güldür Güldür Yeter Kimdir – Doğa Rutkay

Güldür Güldür Yeter Kimdir – Doğa Rutkay

Doğum Tarihi ve Yeri: 30 Ekim 1978, Ankara
Eğitim: Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı
Boyu: 1.62 m
Kilosu: 51 kg
Doğal Saç Rengi: Kumral
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Tiyatro ve Dizi Oyuncusu
Burç: Akrep

Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde eğitim alan Doğa Rutkay, oyuncu, sanat yönetmeni ve aynı zamanda tiyatrocu olan Ünal Aziz Rutkay’ın kızıdır. Rutkay haberci ve sunucu Kerimcan Kamal ile 2014 yılından buyana evlidir.

Kariyeri boyunca televizyondan hiç kopmayan Doğa Rutkay ekranların sevilen yüzlerinden biri olmayı kısa sürede başardı. 3 film, 3 tiyatro oyunu, 8 tane TV dizisi, 2 adet televizyon filmi ve 6 TV programında yer aldı. Şu anda Halen Card Finans reklamlarında oynamayı sürdüren güzel oyuncu, son olarak Güldür Güldür adlı Show programında Yeter Kazak rolünü canlandırdı.

Güldür Güldür Yeter Rol Aldığı Yapımlar:

Güldür Güldür 2013 (Yeter) Yıldızın Parlasın 2011 (Sema Yıldız) Kandıramazsın Beni 2009 Aşkım Aşkım 2008 (Layla) Şölen 2007 Bendeniz Aysel 2005 (Aybike) Halk Düşmanı 2004 (Deniz) Şeytan Sofrası 2004 (Lale) Pembe Patikler 2002 (Zeliş) Her Şey Aşk İçin 2002 Aşkım Aşkım - 2001-2001 (Layla) Çiçeği Büyütmek 1998

Güldür Güldür Burcu Kimdir – Aylin Kontente

Güldür Güldür Burcu Kimdir – Aylin Kontente

Doğum Tarihi ve Yeri: 30 Haziran 1982, İzmir
Eğitim: Dokuz Eylül Üniversitesi
Boyu: 1.73 m
Kilosu: 56kg
Eşi: Alper Kul
Doğal Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Tiyatro ve Dizi Oyuncusu
Burç: Aslan

Aylin Kontente 30 Haziran 1982’de İzmir’de doğdu ve üniversiteyi bitirene kadar hayatının büyük bir bölümünü yine burada geçirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde oyunculuk üzerine öğrenim gördükten sonra İstanbul’a giderek Ferhan Şensoy atölyesinde yine oyunculuk eğitimleri aldı. İlk oyunculuk deneyimini 2003 yılında oynadığı ”Kampüsistan” isimli diziyle yaşadı.

2009 yılında skeçlerden oluşan ”Haneler” adlı komedi programında rol alarak kariyerindeki ilk çıkışını yaptı. Bu programın ardından tiyatroya olan yeteneği sayesinde ”İnsanlar Alemi” programında yer aldı. Ancak kendisine asıl şöhreti Burcu Yerler karakteriyle oynadığı ”Güldür Güldür” yapımı getirdi. Daha önce ”Olur Olur!” filmiyle sinemada da büyük ses getiren Aylin Kontente, 2012 tarihinde meslektaşı ve oynadığı programlardan arkadaşı olan Alper Kul ile evlendi.

Güldür Güldür Burcu Rol Aldığı Yapımlar:

Tatlım Tatlım 16 Mart 2017 Olur Olur! 7 Kasım 2014 İnsanlar Alemi 2012 Babam Sağolsun 2011 Haneler 2009 Limon Ağacı 2008 Son Ders: Aşk ve Üniversite 8 Şubat 2008 Kampüsistan 2004

Güldür Güldür Hüseyin Kimdir – Erdem Yener

Güldür Güldür Hüseyin Kimdir – Erdem Yene

Doğum Tarihi ve Yeri: 8 Mayıs 1981, İskenderun
Boyu: 1.85 m
Kilosu: 72 kg
Mesleği: Dizi Oyuncusu, Müzisyen
Burç: Boğa

1981 yılında Hatay'da doğmuştur. Erdem Yener oyunculuğun yanı sıra şarkıcıdır ve albümleri vardır. Karikatür, radyo programcılığı ve dans ile ilgilenmektedir. 2008 yılında ilk albümü olan Kirli'yi çıkardı. 2013 yılında ise Rüyalar Kızı single'ını çıkarmıştır. 2010 yılında Avea reklam filminde rol alarak ekranların tanınan yüzü haline geldi.

8 Mayıs 1981 tarihinde İskenderun’da doğdu. 7 aylıkken yürümeye, 12 aylıkken konuşmaya başlayan ve okuma-yazmayı 4 yaşında öğrenen Erdem Yener, Altı çocuklu bir ailenin en küçüğüydü.

Erdem Yener 13 yaşında şarkı yazmaya başladı, 1998’de Ankara’ya yerleşti, 18 yaşında gitar çalmaya başladı ve Ankara’da “+4” adlı müzik grubunu kurdu. 5 yıl boyunca Ankara merkez olmak üzere, bir çok şehirde bar proğramı ve konserler vererek, gerek cover şarkılar, gerek kendi şarkılarıyla bir çok seyirciye ulaştı.

2003’te İstanbul’a taşındı. Bir buçuk yıl Hayal Kahvesi’nde verdiği konserleri; bir gün merdivenlerden düşüp ayağını kırınca noktalandı. Bir reklam ajansında reji asistanlığı yapan arkadaşını ziyarete gittiğinde bir ürünün tanıtımı için el mankeni olması teklif edilmiş ve daha sonra da reklam filmleri için cast direktörlüğü yapmaya başladı. Aynı zamanda Kedi Müzik çatısı altında müziğe devam ediyordu. Bu çatı altında bir çok film müziği, albüm ve jingle projelerinde; söz yazarı, besteci, aranjör, solist ve icracı sıfatıyla görev aldı.

Güldür Güldür Sinem Kimdir – İrem Sak

Güldür Güldür Sinem Kimdir – İrem Sak

Doğum Tarihi ve Yeri: 9 Şubat 1986, Sivas
Boyu: 1.71 m
Kilosu: 59 kg
Doğal Saç Rengi: Kızıl
Göz Rengi: Koyu Kahverengi
Mesleği: Tiyatro Oyuncusu,
Burç: Kova

İrem Sak 1986 yılının Şubat ayında Sivas’da dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve liseyi burada tamamladı ve üniversite öğrenimi için İstanbul’a gitti. Ardından Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Lise ve üniversite yıllarında tiyatro oyunlarında yer almaya başladı. 2008 yılında Garanti Bankası, Teknosa ve Domino’s Pizza gibi ünlü markaların reklam filmlerinde yer aldı.

2010 yılında ”Şen Yuva” isimli dizide canladırdığı Şehrazat karakteriyle oyunculuğa başladı. 2012’de ”İnsanlar Alemi” adlı komik skeçlerden oluşan programda Sinem ismiyle oynadı. Fakat asıl şöhreti Gülse Birsel’in yazdığı ”Yalan Dünya” dizisiyle yakaladı. Canlandırdığı Tülay karakteriyIe tanındı ve dizide birçok ünIü oyuncu ile beraber başrol oynadı. Bir süredir işletmeci sevgilisi Engin Sivrioğlu ile beraberlik yaşayan ünlü oyuncu, ”Güldür Güldür” ve ”5’er Beşer” isimli eğlence programIarında da rol aldı.

Güldür Güldür Mehtap Kimdir – Meltem Yılmazkaya

Güldür Güldür Mehtap Kimdir – Meltem Yılmazkaya

Doğum Tarihi ve Yeri: 27 Kasım 1984, İstanbul
Boyu: 1.58 m
Kilosu: 52 kg
Doğal Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Göz Rengi: Kahverengi
Mesleği: Tiyatro Oyuncusu
Burç: Yay

Meltem Yılmazkaya 1984 yılının Kasım ayında İstanbul’da dünyaya geldi ve kendisi henüz altı yaşındayken anne-babası ayrıldı. Ortaokul yıllarında profesyonel olarak animatörlük yaparak oyunculukla çok küçük yaşlarda tanıştı. Yeditepe Üniversitesi’ni burslu olarak bitirdikten sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne girdi. Eğitim hayatını tamamlayınca ekranlarda gözükmeye başladı ve ilk kez 2009 yılında ”Aile Saadeti” dizisinde rol alarak ekran karşısına çıktı.

2010 yılında Emrah Serbes’in senaryosunu yazdığı ve Atv’de yayınlanan ”Şen Yuva” adlı komedi dizisinde Kadife karakterini canlandırarak kariyerini bir adım ileriye taşıdı. Bir yıl sonraysa ”Beşer Beşer” isimli tiyatro programında Alper Kul, İrem Sak ve Mine Tugay gibi ünlü isimlerle beraber oynadı. Program daha sonraları yayın hayatına ”Güldür Güldür Show” adıyla devam etti ve buradaki tiyatro grubuyla beraber büyük ün yakaladı. Oyunculuk kariyerinin yanı sıra bazı sanat okullarında drama dersi de veren Meltem Yılmazkaya, bugüne kadar genellikle televizyon dizilerinde oynamayı tercih etti.

Güldür Güldür Fikri Kimdir – Aziz Aslan

Güldür Güldür Fikri Kimdir – Aziz Aslan

Doğum Tarihi ve Yeri: 1981, İstanbul
Asıl Memleketi: Kastamonu
Boyu: 1.84 m
Eşi: Eylül Çulhacı
Mesleği: Tiyatro Oyuncusu
Burç: Kova

1981 yılında İstanbul'da doğan Aziz Aslan, Ankara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü mezunudur. Bahçeşehir Üniversitesi ileri oyunculuk bölümünde yüksek lisans yapmıştır. 2009 yılında televizyok dünyasına adım atmıştır. BKM Güldür Güldür ekibine katılarak ekranların tanınan yüzü olmayı başarmıştır.

Güldür Güldür Bahadır Kimdir – Burak Topaloğlu

Güldür Güldür Bahadır Kimdir – Burak Topaloğlu

Doğum Tarihi ve Yeri: 4 Ocak 1988, İstanbul
Mesleği: Tiyatro Oyuncusu
Burç: Oğlak

Burak Topaloğlu, 4 Ocak 1988 tarihinde İstanbul, Bakırköy’de doğmuştur. İlkokulu Yeşilköy Hamdullah Suphi Tanrıöver İlköğretim okulunda okudu. Bahçeşehir Atatürk lisesinden mezun oldu. Haliç Üniversitesi Konservatuar Fakültesi Tiyatro Bölümünden mezun oldu.

Tiyatro Belediyesi Tiyatrosunda başladı. Daha sonra Akkaş Tiyatrosu ile beraber Beylicium Alışveriş merkezi Tiyatrolarında sahne almaya başladı.

Şişli de bulunan Best Casting ajansına bağlı olarak Tv ve Sinema dünyasında da yer almaktadır.

Büyükçekmece Belediye Tiyatrosu'nda da Yönetmen Asistanlığı yapmaktadır. Torna-Vida grubu ile Taksim'de bulunan Galapera da Doğaçlama Tiyatro yapmaktadır.

Hobileri; Araba, Bisiklet, Bowling, Bilardo, Futbol, Paten, Yüzme, Kick Boks, Bilgisayar, Playstation, Yemek yapmak, Film İzlemek, Tiyatro İzlemek, DVD Koleksiyonu, Gitar, Ud, Piano, Klavye ve Org da çaldığı bazı enstrumanlar arasındadır.

Güldür Güldür Bahadır Rol Aldığı Yapımlar:

2016 - Dedemin Fişi (Ivan) (Sinema Filmi) 2015 - Kocan Kadar Konuş: Diriliş (alpdirek) (Sinema Filmi) 2015 - Kocan Kadar Konuş (Kuaför) (Sinema Filmi) 2013 - BKM Güldür Güldür (Bahadır) (TV Dizisi) 2012 - İsmail Baki Tv (Tv Programı) 2012 - Sabit Kanca (Sinema Filmi)

Güldür Güldür Mustafa Kimdir – Özgür Aydın

Güldür Güldür Mustafa Kimdir – Özgür Aydın

Özgün Aydın, 6 Eylül 1984 tarihinde Ankara'da doğmuştur. 2006 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümünden mezun olmuştur.

2006 – 2009 yılları arasında Ankara'da "Öteki Tiyatro" ve "Tiyatro Oyunbaz" tiyatro guruplarında çalıştı. 2009 yılında İstanbul'a giderek önce Duru Tiyatro, Tiyatro Dan ve Levent Kırca Tiyatrosu'nda görev aldı. Levent Kırca'nın Olacak O Kadar TV Programı'nda sunucu ve oyuncu olarak çalıştı.

2010 yılında Oğulcan Kırca'nın yönetmenliğini yaptığı ve senaristliğini Oğulcan Kırca ile Tekin Duman'ın yaptığı "Son İstasyon" adlı sinema filminde Levent Kırca, Başak Daşman, Suna Selen ile beraber rol aldı. 2012-2013 sezonunda Ankara Sanat Tiyatrosu kadrosuna dahil oldu.

"Güldür Güldür" adlı televizyon şovunda Ali Sunal, Çağlar Çorumlu, Aylin Kontente, Aziz Aslan, Burak Topaloğlu, Alper Kul, Doğa Rutkay, Doğukan Polat, Meltem Yılmazkaya, Onur Atilla, Onur Buldu, Dilşah Demir, Şirincan Çakıroğlu ile beraber oynadı.

2014 yılında senaryosunu Alper Kul'un Ali Kobanbay ile birlikte yazdığı "Olur Olur!" adlı sinema filminde Alper Kul, Onur Buldu, Aylin Kontente, Aziz Aslan, Yılmaz Gruda, Selim Bayraktar, Ayten Uncuoğlu, Sinasi Yurtsever ile beraber rol aldı.

Güldür Güldür Mustafa Rol Aldığı Yapımlar:

2010 - Bunu Yapan İki Kişi - Tiyatro Grubu 2009 - Bir Karşılaşma Bir Nedir - Tiyatro Oyunbaz 2008 - Şah Mat - Duru Tiyatro 2007 - Çıkışyokland Cumhuriyeti - Öteki Tiyatro 2006 - Belgelerle Kurtuluş Savaşı - Öteki Tiyatro 2014 - Olur Olur! (Sinema Filmi) 2013 - 2014 - BKM Güldür Güldür (Mustafa) (TV dizisi) 2010 - Son İstasyon (Özgür) (Sinema Filmi) 2009 - Olacak O Kadar (Sunucu) (TV dizisi) 2006 - Kod Adı (TV dizisi) 2005 - Ne Seninle Ne Sensiz (TV dizisi) 2005 - Karanlıktaki Umut (Umut) (TV dizisi) 2005 - Kaleiçi (TV dizisi) 2005 - Emret Komutanım (TV dizisi) 2002 - Koçum Benim (TV dizisi) 2002 - Canım Kocacığım (TV dizisi) 2000 - Bizim Evin Halleri (TV dizisi)

Güldür Güldür Mesut Kimdir – Uğur Bilgin

Güldür Güldür Mesut Kimdir – Uğur Bilgin

Doğum tarihi: 24 Temmuz 1980, İstanbul
Boy: 1,84 m

Uğur Bilgin, Türk sinema ve tiyatro oyuncusu. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde eğitim gördüğü süreçte Tiyatro Kolu’na katılan Bilgin, tiyatro üzerine eğitim görmek istemiş ama ailesi müsaade etmediği için okulu bitince 9 Eylül Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’ne girmiş ve buradan da başarılı şekilde mezun olmuştur.

Güldür Güldür Mesut Rol Aldığı Yapımlar:

Güldür Güldür Show Mesut 2013 Arka Sıradakiler 2010 Aşağı Yukarı Yemişliler (Hayri) 2011 Boynu Bükükler 2014

Güldür Güldür Samet Kimdir – Korhan Herduran

Güldür Güldür Samet Kimdir – Korhan Herduran

Doğum Tarihi: 06.08.1988 Antalya
Medeni Hali: Bekar
Boy: 1.72
Kilo: 71
Burç: Aslan
Meslek: Oyuncu

Korhan Herduran Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunudur. 1988 doğumlu oyuncu ilk dizi oyunculuk deneyimini Üsküdar’a Giderken adlı yapıt ile gerçekleştirmiştir.

Sonrasında İşler Güçler adlı dizide rol almış 2013 yılında ise Düğün Dernek adlı sinema filminde oynamış yeni sezonda ise Kardeş Payı dizisinde Muhasebeci Oğuzhan karakterini canlandırmıştır. Bir dönem Eğlendirme Dairesi isimli güldürü programındada yer alan Korhan Herduran aslen Antalya’lıdır.

Bugüne kadar Üsküdar’a Giderken, İşler Güçler, Kardeş Payı, Deliha, Düğün Dernek ve Kardeşim Benim 2 gibi sinema ve dizilerde rol almıştır.

Güldür Güldür Hayati Kimdir – Mahir İpek

Güldür Güldür Hayati Kimdir – Mahir İpek

Doğum Tarihi ve Yeri: 1 Ocak 1972 Kahramanmaraş, Afşin
Burç: Oğlak
Meslek: Oyuncu
Ebeveynler: İsmail İpek
Çocuklar: Söz İpek
Kardeşler: Mehmet İpek
İlişki Durumu: Evli (Veda Yurtsever İpek ile)
Boy: 182 cm
Kilo: 79 kg
Eğitim: Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü

Ünlü oyuncu Mahir İpek 1 Ocak 1972 tarihinde Kahramanmaraş, Afşin şehrinde doğmuştur. 46 yaşında olan Mahir İpek Oğlak burcudur. Mehmet İpek adında kardeşi vardır. Mahir İpek oyuncu olarak tanınmaktadır. Veda Yurtsever İpek ile evlidir. Mahir İpek 182 cm boyunda ve 79 kilodur. Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümünden mezun olmuştur.

Güldür Güldür Gülşen Kimdir – Aslı İnandık

Güldür Güldür Gülşen Kimdir – Aslı İnandık

Doğum Yeri ve Tarihi: 1989 Ankara
Eğitim: Gazi Üniversitesi - Ankara Üniversitesi

1989 yılında Ankara’da doğmuştur. Sanata olan ilgisi küçük yaşlardan beri var olan Aslı İnandık, sanat eğitimine Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müzik bölümü ile başlamıştır. Dört senelik lise ve üniversite eğitiminde çello ve piyano eğitimi almıştır. Hatta çello ve piyano bilgisi vine’larına konu olmuştur. Üniversite eğitimine Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği ile başlamıştır. Kariyerine oyunculuk üzerine devam ederek bir sene boyunca oyunculuk eğitimi almış ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Oyunculuk Bölümünü kazanmıştır. Halen bu bölümde eğitimine devam etmektedir. Kendisi Yalan Dünya adlı dizide kameralar karşısına geçmiştir. Piyano ve çello dersleri veren Aslı İnandık 2013 yılında Youtube Kanalı kurmaya karar vermiştir. Youtube kanalını geliştirmeye ve Vodafone ile seslendirme projelerine devam etmektedir.

Güldür Güldür Kudret Kimdir – Ünal Yeter

Güldür Güldür Kudret Kimdir – Ünal Yeter

Doğum Yeri ve Tarihi: 3 Haziran 1977 Samsun
Eğitim: Oyunculuk Bölümü Mezunu
Boy: 1.70 m

1977 yılında dünyaya gelen Ünal Yeter komik tavırları ile akıllarda yer etmiştir. Oyunculuk bölümü mezunu olan Yeter, eğitim aldığı süre içinde de pek çok tiyatro oyununda sahne almıştır. TV izleyicisi ile ilk defa 2007 yılında ‘Hakkını Helal Et’ adlı dizi ile tanıştı. Ünal Yeter, 2 Haziran 1977’de Samsun’da dünyaya geldi. Evli ve bir kız çocuk babasıdır. 2009 yılında yayınlanan Aile Reisi adlı dizide ise Mesut karakterini canlandırdı.

‘Türk Malı’, ‘Nuri’ ve ‘Türk’ün Uzayla İmtihanı’ adlı dizilerden sonra ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisine dahiI olarak hayranlarını biraz olsun şaşırtmayı başarmıştır. Ünal Yeter bu dizide Afife Hatun’un yardımcısı Kiraz Ağa rolünü üstlenmiştir. 2014 yılında yayınlanan ‘Galip Derviş’ dizisinin senaryosunu da kendisi yazmıştır. ‘Geym Of Bizans’ filminde de roI alan oyuncu dizilerdeki şaşkın kimliği ile olay yaratmaktadır.

Güldür Güldür Şükran Kimdir – Tuğçe Karabayır

Güldür Güldür Şükran Kimdir – Tuğçe Karabayır

Aslen Erzurum'lu olan Tuğçe Karabayır, daha çok Şükran olarak biliniyor. 1988 doğumlu oyuncu, Kuşadası’nda doğdu. Oyuncunun ekranlarla ilk tanışması ise Komedi Türkiye oldu. Yarışmayı katıldığı dönemde birinci olarak tamamlayan Tuğçe Karabayır, böylece oyunculuk alanında da kendini gösterme fırsatı buldu. Oyuncunun önemli projeleri arasında Küçük Esnaf filmi yer alırken, birincilik ile birlikte pek çok farklı yapım ve projeden teklif almaya başladı. 2017 yılı itibari ile Güldür Güldür Show ekibine dahil olan Tuğçe Karabayır, ilk bölümler itibari ile komedi programında başarılı bir performans sergileyerek büyük bir beğeni topladı. Aydın Kuşadası doğumlu olan Tuğçe Karabayır, "Komedi Türkiye" yarışmasında hem izleyicinin hem de jürinin büyük beğenisini kazanmış ve yarışmayı birinci olarak tamamlamıştır. Yarışmanın ardından Güldür Güldür Show'da oyunculuğa devam etmektedir.

Doğum Yeri ve Tarihi: 1988 Aydın Kuşadası
Mesleği: Oyunculuk

Güldür Güldür Şevket Kimdir – Çağlar Çorumlu

Güldür Güldür Şevket Kimdir – Çağlar Çorumlu

Doğum tarihi: 4 Aralık 1977, Merzifon
Eş: Gaye Çorumlu (e. 2012)
Ebeveynler: Yüksel Çorumlu, Vedat Çorumlu

Çağlar Çorumlu, Türk sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu. 4 Aralık 1977'de Merzifon'da dünyaya geldi. Eğitimci bir aileden gelen Çağlar Çorumlu'nun annesi ve babası öğretmendir. 1994 yılında, Merzifon Lisesi'nden mezun oldu.

2000 yılında İstanbul'a yerleşti. Bir yıl "MSM ACTOR STUDIO"da tiyatro eğitimi aldı ve 2001 yılında mezun oldu. Profesyonel olarak çalıştığı ilk tiyatro olan Kabare Taksim'e katıldı.

Ardından, Kabare Taksim ekibinin yaptığı bir dizi olan 7 Numara dizisinde Yusuf Güdük karakterini canlandırdı. "Kabare Taksim"den sonra Komedi Kılçık adlı grupta kabare oyunculuğu yapmaya devam etti. 2007 yılında İstanbul Efendisiadlı oyunu ile İstanbul Şehir Tiyatroları'na dahil oldu, 2013 yılında kendi tiyatrosu TiyatrOPS'u kurdu.

Tiyatro oyunculuğunun yanı sıra, 2001 yılından bu yana pek çok dizide ve sinema filminde rol alan Çağlar Çorumlu, Çağan Irmak'ın 2010 yılı yapımı Prensesin Uykusu adlı filmindeki Aziz karakteri ile dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca 2012 yılında 16. Yapı Kredi Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde, Şark Dişçisi adlı oyunda Taparnigos rolü ile "Yılın En Başarılı Müzikal Komedi Erkek Oyuncusu" ödülüne layık görüldü. Ali Sunal’ın yönettiği komedi programı Güldür Güldür’deki tiplemeleriyle adından söz ettiren Çağlar Çorumlu, Cem Yılmaz’ın 2017 yapımı Arif V 216’daki ‘Zeki Müren’ rolüyle büyük beğeni kazandı.

Güldür Güldür Şevket Rol Aldığı Yapımlar:

Jet Sosyete : Yaşar - 2018 Cebimdeki Yabancı : - 2018 Arif V 216 : Zeki Müren - 2018 Kolonya Cumhuriyeti : Peker - 2017 Tatlım Tatlım:Haybeden Gerçeküstü Aşk 2017 Kor : Aslan - 2016 Bulantı: Beşir - 2015 Yok Artık! : Semih 2015 Pek Yakında : Zeki - 2014 Daire : Necip - 2014 Aldırma Gönül : Levent - 2013 Cesur Hemşire : Babür - 2013 Güldür Güldür : Şevket - 2013 İbret-i Ailem : Kenan - 2012 Koyu Kırmızı : Galip - 2012 Prensesin Uykusu : Aziz 2010 Rina : Umut - 2009 Teyzanne : Şaşkın Bakkal - 2009 Haneler : Çağlar - 2009 Osmanlı Cumhuriyeti :Piştici 2008 Üvey Aile : Feyyaz - 2008 Derman : Güven - 2008 Avrupa Yakası : 2007 Ezo Gelin 1. Sezon : Zeki - 2006 Kader (film) : Kamil - 2006 Hayat Türküsü : Sezgin - 2006 Ah Polis Olsam : 2006 Yanılgılar : Mehmet - 2006 Ters Köşe : Sinan - 2005 Gece Yürüyüşü : Hakan - 2005 Yedi Numara : Yusuf 2000

Güldür Güldür Nezaket Kimdir – Özge Borak

Güldür Güldür Nezaket Kimdir – Özge Borak

Doğum tarihi: 14 Şubat 1982, İstanbul
Boy: 1,72 m
Eş: Ata Demirer (e. 2012–2014), Bülent Şakrak (e. 2006–2010)
Ebeveynler: Selçuk Borak, Buket Borak
Kardeşleri: Selim Borak

Özge Borak, Türk oyuncu. 8 yaşındayken açılan bir sınavla Şehir Tiyatroları çocuk bölümünü kazanarak sanat hayatına adım atan Borak, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçısı, başkoreografı Selçuk Borak'ın kızıdır.

8 yaşındayken açılan bir sınavla Şehir Tiyatroları çocuk bölümünü kazanarak sanat hayatına adım atan Borak, İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) sanatçısı, başkoreografı Selçuk Borak'ın kızıdır. Sanatçı bir aileden gelen ve İstanbul Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olan sanatçının annesi, balerin Buket Borak olup, Kardeşi Selim Borak İDOB'un baş dansçılarından, eski kocası Bülent Şakrak, İDOB baletidir. 2010 yılında Bülent Şakrak ile boşanmışlardır. Daha sonra Ata Demirer ile 11 Kasım 2011 tarihinde nişanlanıp 22 Nisan 2012 tarihinde evlenmişlerdir. Çift evliliklerini 14 Kasım 2014 tarihinde sonlandırmıştır.

Özge Borak, ilk olarak 2003 yılında kamera karşısına geçerek bir dizide rol almış, film dünyasına da katılmıştır. 15 Ekim 2012 tarihinde, Leyla ile Mecnun adlı dizinin 68. bölümünde "Pakize" rolünde konuk oyuncu olarak oynamıştır. Ayrıca Özge Borak 2009 yılında bir Kürt filmi Roja Reş'te (Karanlık Gün)'de "Rozêrîn" karakterini canlandırmıştır.

Güldür Güldür Nezaket Rol Aldığı Yapımlar:

İstanbullu Gelin 2017 Kırgın Çiçekler 2016 Güldür Güldür : (Nezaket) - 2014 - Günümüz Bana Adını Sor - 2014 Eyvah Eyvah 3 : Hakan Algül - (Müjgan) - 2014 Bir Yastıkta : (Ahsen) (TRT1) - 2013 Roja Reş (Rozêrîn) Eyyvah Eyvah 2 : Hakan Algül - (Müjgan) - 2011 Eyyvah Eyvah : Hakan Algül - (Müjgan) - 2010 Küçük Kadınlar : Hakan Arslan - (Eylül) - 2009 - 2010 Eşref Saati : Zeynep Günay Tan - (Reyhan) - 2007 - 2009 Ihlamurlar Altında : Aydın Bulut - (Elif) - 2005 - 2007 Ömer Seyfettin Hikâyeleri : "Fon Sadristsyn Karısı ve Oğlu" Erhan Tursun - 2005 Sultan Makamı : Aydın Bulut - (Nazlım) - 2003 - 2004 Kara Gün : Cem Akyoldaş - 2003

Güldür Güldür Dilek Kimdir – Ayşegül Akdemir

Güldür Güldür Dilek Kimdir – Ayşegül Akdemir

Doğum tarihi: 23 Mayıs 1979, İstanbul
Boy: 1,65 m
Eş: Gökhan Şahin (e. 2014)

Ayşegül Akdemir, Türk tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu. Tiyatroya başlaması Müjdat Gezen Sanat Merkezi Aktör Stüdyo’da olmuştur. Daha sonra Ayla Algan’dan tiyatro beden dili ve plastik makyaj eğitimi almıştır.

Ayşegül Akdemir 1979 yılında İstanbul’da doğmuştur. Ayşegül Akdemir boyu 1.65 m. kilosu 46 kg. Göz rengi kahvedir. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü mezunudur. İstanbul Akademi Sanat Merkezi’nde Dekor-Sanat eğitimi almıştır.

Tiyatroya başlaması Müjdat Gezen Sanat Merkezi Aktör Stüdyo’da olmuştur. Daha sonra Ayla Algan’dan tiyatro beden dili ve plastik makyaj eğitimi almıştır. BKM’nın sınavını kazanıp atolyede yer almıştır. 2014 yılında Güldür Güldür’de Dilek karakterini canlandırmaktadır.

Güldür Güldür Dilek Rol Aldığı Yapımlar:

Bebeğim (tv dizisi) Çok Film Hareketler Bunlar (sinema filmi) Bir Demet Tiyatro (tv programı) Çok Güzel Hareketler Bunlar (tv programı) Neşeli hayat (sinema filmi) Güldür Güldür Show

Güldür Güldür Aysel Kimdir – Derya Karadaş

Güldür Güldür Aysel Kimdir – Derya Karadaş

Doğum tarihi: 4 Mayıs 1981, İstanbul
Eş: Haki Biçici (e. 2016)
Meslek: Oyuncu, Eğitmen

Derya Karadaş, Türk oyuncudur. 1980’de İstanbul’a taşınana kadar Bingöl’de yaşayan ailesi Kürt ve Alevi kökenlidir. Yalan Dünya adlı dizide canlandırdığı Zerrin karakteriyle tanınmaktadır. Müjdat Gezen Sanat Merkezi konservatuvarında öğrenim görmüş olup, aynı yerde eğitmenlik yapmaktadır.

4 Mayıs 1981 yılında dünyaya gelen Derya Karadaş İstanbul’da doğmuş ve aslen Bingöllü'dür. 1980'de İstanbul'a taşınana kadar Bingöl'de yaşayan başarılı oyuncu rol aldığı karakterler ile hafızalara kazınmayı başarmıştır. Müjdat Gezen Sanat Merkezi konservatuvarında öğrenim görmüş olup, aynı yerde eğitmenlik yapmaktadır.

Kanal D'de yayınlanan Gülse Birsel imzalı Yalan Dünya dizisinde Zerrin karakteri ile seyirci karşısına çıkan Karadaş, bu rol ile adını duyurmuştur. Daha sonra Komedi Dükkanı, Güldür Güldür Show gibi yapımlarda yer almıştır.

Birçok sinema ve dizi projesine imza atan Karadaş, yine Gülse Birsel imzası taşıyan Aile Arası filminde Engin Günaydın, Demet Evgar, Gülse Birsel gibi isimlerle beraber rol almıştır. Yetenekli oyuncu Derya Karadaş 1 Aralık Cuma akşamı Beyaz Show konuklarından olacaktır.

Güldür Güldür Aysel Rol Aldığı Yapımlar:

Jet Sosyete (2018) Cici Babam (2017) Komedi Türkiye (2015) Güldür Güldür Show (2015) Fırtına (2008) Geniş Aile: Yapıştır (2015) Şeytan Tüyü (2015) Yalan Dünya (2012-2014) Dur Bi Dakka (2012) Şen Yuva (2010) Bana Bunlarla Gel (2009) Gemilerde Talim Var (2007) Kurtlar Vadisi Terör (2007)

Kaşgarlı Mahmut kimdir, kısaca hayatı, eserleri, Kaşgarlı Mahmud sözleri ve kitabı, Kaşgarlı Mahmut eser adı, coğrafya Kaşgarlı Mahmut S...

Kaşgarlı Mahmut kimdir, kısaca hayatı, eserleri, Kaşgarlı Mahmud sözleri ve kitabı, Kaşgarlı Mahmut eser adı, coğrafya

Kaşgarlı Mahmut Kimdir Kısaca Hayatı Eserleri ve Sözleri

Kaşgarlı Mahmut Sayfa İçeriği

Kaşgarlı Mahmut - Kimdir, Kısaca Hayatı

Kaşgarlı Mahmud, tam adı: Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed El Kaşgari (Arapça: محمود بن الحسين بن محمد الكاشغري, Uygurca: Mehmud Qeshqeri), d. 1008 - ö. 1105), Türk dilleriyle ilgili çalışmalarıyla tanınmış 11. yüzyıl leksikografı. Kaşgar'ın 45 km güney batısındaki Opal kasabasında dünyaya geldi. Bazı kaynaklara göre ise Isık Göl yakınındaki Bars Kul'da doğmuştur.

Kaşgarlı Mahmud, 1008 yılında Kaşgar’da dünyaya geldi. Hamirler diye çağrıldığını, bunun Oğuzların Emir (Arapça: أمير ) yerine''Hemir'' (Arapça: حَمِر ) demelerinden kaynaklandığından bahsetmektedir. Kendisinin verdiği bu bilgilerden, Türk tarihinin önemli devletlerinden birisi olan Karahanlı Devleti'nin hanedan sülalesine mensup olduğu anlaşılmaktadır.

Başka araştırmalara göre Batı Karahanlı hakanlarından Buğrahan Muhammet Yağan Tekin (Bogra Yagan Tégin)’in torunu ve Şehzade Hüseyin Emir Tekin'in oğludur. Yağan Tekin, 18 aylık kısa Hakanlık döneminden sonra tahtı kendi isteği ile Kaşgarlı Mahmud’un babası Hüseyin Emir Tekin (Hüseyin Çağrı Tégin)’e devretmek istemiştir.

Kaşgarlı Mahmud, Kaşgar'ın Opal kasabasında 1008 yılında dünyaya geldi. Karahanlı soyundan asil bir ailenin oğludur. Saciye ve Hamidiye Medreseleri'nde tahsil gördükten sonra kendisini Türk dili incelemelerine adamıştır. Bu amaçla Orta Asya'yı boydan boya kat ederek Anadolu'ya oradan da Bağdat'a gitmiştir. 1072-1073 yılları arasında hazırladığı meşhur kitabını (Divan-ı lügat-it Türk) Abbasi halifesine armağan etmiştir. Kitabın asıl nüshası bugün Ayasofya Müzesi'nde muhafaza ediliyor. "Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kitabü divan-i lugat it-Türk (Divanü Lügati't-Türk) adlı Kaşgarlı Mahmut'un bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslam'dan öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik niteliktedir.

Kaşgarlı Mahmut İslamiyet'in kabulünden sonraki Türk milliyetçiliğinin ilk temsilcisidir. Türk dilinin, Türk milliyetçiliğinin en büyük sözcüsü Kaşgar'da doğdu.

Saciye ve Hamidiye Medreseleri'nde tahsil gördükten sonra kendisini Türk dili incelemelerine adamıştır. Bu amaçla Orta Asya'yı boydan boya kat ederek Anadolu'ya oradan da Bağdat'a gitmiştir. 1072-1073 yılları arasında hazırladığı meşhur kitabını (Divan-ı lügat-it Türk) Abbasi halifesine armağan etmiştir. Kitabın asıl nüshası bugün Ayasofya Müzesi'nde muhafaza ediliyor. Kitabın Uygurca çevirisi ancak 1978'de yapılabilmiştir.

Kaşgarlı Mahmud'un "Türk Dillerinin Gramatik İncelemesi" başlıklı başka bir kitabının daha olduğu söylenir. Divanı Lügatit Türk'ün 3. cildinde bu kitabına atıfta bulunurmuş. Ne yazık ki, bu kitabın ne aslı ne de kopyaları bugüne dek bulunamamış. Türklerin yaşadığı şehirleri, köyleri, obaları bir bir dolaşarak hazırladığı sözlük, İslamiyet'ten önceki sözlü edebiyatımızı aydınlatan dev bireserdir. Yazılış amacı, Araplara Türkçe'yi öğretmekten çok, Türkçe'nin Arapça ile koşu atları gibi yarış edebileceğini, Türk dilinin zenginliğini, her duygu ve düşünceyi anlatmaya elverişli olduğunu ispat etmektir.Kaşgarlı Mahmut, iyi silah kullanan bir asker olmakla beraber, dilimizi, ulusal kültürümüzü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük dil bilginimizdir. Kitabının önsözünde şu ilgi çekici tümceleri okumaktayız: "Türk'ün, Türkmen'in, Oğuz'un, Çigil'in, Yagma'ın, Kırgız'ın lisanlarını ve kafiyelerini tamimiyle zihnimde nakşettim. Bu hususta o kadar ileri gittim ki, her taifenin lehçesi bence en mükemmel surette elde edilmiş oldu... Türk dili ile Arab dilinin at başı beraber yürüdükleri bilinsin diye..."

"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kaşgarlı'nın bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslamiyet öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik bir eserdir. Bilindiği üzere, XI. yüzyıl hemen bütün İslam ülkelerinde Türklerin egemen olduğu bir dönemdir. Karahanlılar devletinin, özellikle Büyük Selçuk İmparatorluğu'nun askerlikçe ve uygarlıkça en parlak zamanı bu dönem içerisindedir. O tarihlerde Türklerin egemenliğindeki uluslar Türk dilini öğrenmek ihtiyacını duyuyorlardı. Divan-ı Lügat-it-Türk işte bu maksatla, yani yabancılara Türkçe'yi öğretmek amacıyla 1073 -1077 tarihleri arasında Bağdat'ta yazılmış bir sözlüktür. Eser, Türk dilini Araplara tanıtmak maksadıyla yazıldığından, Arapça olarak kaleme alınmıştır. İçinde pek çok Türkçe deyim, şiir, atasözü yer almaktadır. Türk sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını bize ilk bildiren Kaşgarlı Mahmut'tur.

Divan-ı Lügat-it-Türk'teki sözcüklerin anlamları Arapça olarak yazılmıştır. Türkçe 7500 sözcüğün Arapça karşılığı verilirken, sav denilen atasözleri, sagu denilen ağıtlar, koşuk denilen şiirler ve destan parçaları alınmıştır. Sözcüklerle ilgili bol bol seci, mesel, hikmet, şiir, efsane; tarih, coğrafya; halk edebiyatı folklor bilgi ve örnekleri verilmiş; dilbilgisi kuralları ortaya konulmuş; Türkoloji'nin sağlam temelleri atılmıştır. Türkologların görüşü : "Göktürk Yazıtları ile Divan-ı Lügat-it-Türk'ün bulunuşu Türklük için tasavvur edilemeyecek kadar büyük kazanç olmuştur." Divan-ı Lügati't Türk, Türkçe'nin neden öğrenilmesi gerektiğini şöyle anlatır: "Ant içerek söylüyorum, ben Buhara'nın, sözüne güvenilir imamlarının birinden ve başkaca Nişaburlu bir imamdan işittim. İkisi de senetleri ile bildiriyorlar ki, Yalvacımız (Peygamber), kıyamet belgelerine, ahir zaman karışıklıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkacaklarını söylediği sırada Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır buyurmuştu. Bu söz (hadis) doğru ise sorguları kendilerinin üzerine olsun Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur. Bu doğru değil ise akıl bunu emreder. Tanrı, Türk burçlarını yükseltmiş ve onların mülkleri üzerinde felekleri döndürmüştür. Tanrı onlara Türk adını vermiş ve yeryüzüne ilbay kılmış, hakanları onlardan çıkartmıştır. Dünya uluslarının yularların onlar eline vermiş, herkese üstün kılmıştır. Onlarla birlikte çalışanları aziz kılmış ve Türkler onları her dileklerine ulaştırmış, kötülerin şerrinden korumuştur. Onlara hedef olmaktan korunabilmek için, aklı olana düşen şey, onların yolunu tutmak, derdini dinletebilmek gönüllerini alabilmek için dilleriyle konuşmaktır."

Kaşgarlı Mahmud, Türklere hayran, yaptığı işe yürekten inanan bir bilim adamıdır. Divan daha sonraları pekçok bilim adamı tarafından kullanılmıştı. Antepli Ayni diye bilinen Bedreddin Mahmud, İkdü'l-Cuman fi Tarihi Ehli'z-Zaman'da ve Katip Çelebi Keşfü'z-Zunun'da Divan'dan söz ederler. Ancak sonradan yıllarca unutulmuş, neden sonra İstanbul'da Ali Emiri'nin (1857-1923) eline geçen Savi'nin nushası Sadrazam Tal'at Paşa'nın (1874-1921) aracılığı ile Kilisli Rıfat Bilge'nin (1873-1953) gözetiminde basılmış hemen bütün dünya Türkologlarının ilgisini çekmiştir.Divan Batıda ilgi uyandırmış, 1928 yılında C. Brochkelmann Kaşgarlı üzerinde araştırmalar yapmıştır. Dankoff 'un Divanü Lugat-it Türk çevirisi ile James Kelly'nin makaleleri de son çalışmalar olarak sözkonusu edilmesi gerekir. Divani Lugat-it Türk'ün bilinen tek nüshası İstanbul'dadır.

Kaşgarlı Mahmut - Ailesi ve Eğitim Hayatı

Kaşgarlı Mahmut (Arapça: محمود بن الحسين بن محمد الكاشغري, Uygurca: Mehmud Qeshqeri), d.1008 - ö.1105). Kaşgar’dan 45 km. güney batıda Opal kasabasında dünyaya geldi.(Bazı kaynaklarda Isık Köl yakınındaki Bars Kul'da doğmuştur-Jean Paul Roux_Türklerin Tarihi) Tam adı "Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed"dir. Yani Muhammed oğlu Hüseyin oğlu Mahmut'dur. Karahanlı soyundan asil bir ailenin ferdi olan Muhammed bin Hüseyin(Husayn Çağrı Tégin)’in oğludur. Annesinin ismi Bibi Rābiy'a al-Basrī'dir. Babası Barsgan şehrinde yaşamakta iken bilinmeyen bir sebeple Kaşgar(Kaxgar; Uygurca: قەشقەر / K̡ǝxk̡ǝr; Çince: 喀什; pīnyīn: Kāshí) şehrine gelip yerleşmişti. O dönemde Kaşgar, önemli bir ilim ve kültür merkezi idi. Günümüzde, Çinliler’in hakimiyeti altında olan Doğu Türkistan sınırları içerisindedir. Kaşgarlı Mahmud, 1008 yılında Kaşgar’da dünyaya geldi. Hamirler diye çağrıldığını, bunun Oğuzların Emir (Arapça: أمير ) yerine Hemir (Arapça: حَمِر ) demelerinden kaynaklandığından bahsetmektedır. Kendisinin verdiği bu bilgilerden, Türk tarihinin önemli devletlerinden birisi olan Karahanlı Devletinin hanedan sülalesine mensuptur.

Başka araştırmalara göre (Yakup Deliömeroğlu, Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı); Batı Karahanlı Hakanlarından Buğrahan Muhammet Yağan Tekin(Bogra Yagan Tégin)’in torunu ve Şehzade Hüseyin Emir Tekin’in oğludur. Yağan Tekin, 18 aylık kısa Hakanlık döneminden sonra tahtı kendi isteği ile Kaşgarlı Mahmut’un babası Hüseyin Emir Tekin(Husayn Çağrı Tégin)’e devretmek istemiştir. Bu devir teslim için büyük ziyafetler hazırlanmış davullar dövülmüştür. Bu ziyafet sırasında Yağan Tekin’in eşlerinden Hanısı, tahta kendi oğlu İbrahim’i geçirebilmek için diğer şehzadeleri zehirlemiştir.

Kaşgarlı Mahmutun babası da zehirlenenler arasındadır. Bu saray darbesinden sonra İbrahim 1057 yılında Batı Karahanlıların Hakanı olmuştur. Kaşgarlı Mahmut ise bu tuzaktan kendisini kurtararak Batı Karahanlı Devletinin topraklarından kaçmıştır. Ancak İbrahim Hanın adamları her yerde onu aradıklarından o kendisini gezgin veya bilgin gibi sıfatlarla takdim ederek sık sık yer değiştirmek zorunda kalmıştır.

Ancak yine de kesin olarak Kaşgarlı Mahmut dönemin bütün klasik ilimlerini tahsil etti. Arapça ve Farsça öğrendi. Saciye ve Hamidiye Medreseleri'nde tahsil gördükten sonra kendisini Türk dili tetkikatına vakfetmiştir. Bu amaçla Orta Asya'yı boydan boya kat ederek Anadolu'ya oradan da Bağdat'a gitmiş. 15 yıl boyunca Türkler’in yaşadığı bütün illeri, şehirleri, obaları, dağları ve çölleri dolaştı.

Bu geziler inceleme amaçlı idi. Türkler’in örf ve adetlerini mahallinde araştırdı. Gezileri sırasında, ana dili Türkçe’nin Hakaniye, Oğuz, Kıpçak, Argu, Çiğil, Kepenek şivelerini de öğrendi.

İyi öğrenim görmüş, İslamiyet'le ilgili bilimsel çalışmaları yakından izlemiştir. Arapça ve Farsça'yı da çok iyi öğrenmiştir. Türklerin bulunduğu bölgeleri gezmiş , ana dili olan Türkçenin bütün lehçelerini yerlerinde öğrenmiş, geleneklerini göreneklerini yakından izlemiştir. Bütün Seyhun (Siri derya) kıyılarını dolaştığından kitabında söz etmektedir. Sonradan anlaşıldığına göre bu geziler, Divanü Lugati’t-Türk kitabına, kendi en büyük eserine, önhazırlık olmuş.

Kaşgarlı Mahmut - Kaşgar’dan ayrılışı Bağdat’a yerleşimi

Kaşgarlı Mahmut 1057’de Kaşgar’dan ayrılarak Bağdat’a yerleşti. Kitabında belirttiğine göre, ailesi Kaşgar'dan Irak'a göç etmişti. Melikşah'ın (1072-1092) eşi Terken Hatun'un maiyetinde pekçok Kaşgarlı, bu dönemde Irak'a gelmişti. Mahmut'un ailesinin de bunlarla birlikte gelmiş oldukları düşünülebilir. O sıralarda Irak İslam Dünyası'nın en önemli kültür merkezlerinden biri idi. Bu nedenle bilimle uğraşanların buraya gelmek istemeleri doğaldı. Ayrıca Bağdat bu dönemde Türk nüfuzu altına girmiş ve halifeleri ayakta tutan da buradaki Türklerdi.

Kaşgarlı Mahmut "Divanü Lugati’t-Türk" isimli, dünyaca bilinen eserin yazarıdır. Ünlü eserini 1072 yılında Bağdat’ta yazmaya başladı. 12 Şubat 1074 tarihinde tamamladı. Eserin tamamlanmasından sonraki iki yıl içerisinde dört defa baştan sona gözden geçirerek 1076‘da son şeklini verdi. 1077 yılında, Abbasi Halifesi Muktedi-Biemrillah’ın oğlu Ebü’l-Kasım Abdullah’a armağan etmiştir.

Kitabın asıl nüshası bu gün Millet Kütüphanesi'nde muhafaza edilmektedir. Kitabın Uygurca çevirisi ancak 1978'de yapılabilmiştir.

Yazılış gayesi, Araplara Türkçeyi öğretmekten çok, Türkçenin Arapça ile koşu atları gibi yarış edeceğini, Türk dilinin zenginliğini, her duygu ve düşünceyi anlatmaya elverişli olduğunu ispat etmek içindir. Türkçenin zengin gramer özelliklerini ilk ve en çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Kaşgarlı Mahmut, iyi silah kullanan bir asker olmakla beraber, Türk dilinin, türk ulusal kültürü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük türk dilinin bilginidir. Kitabının önsözünde şu ilgi çekici tümceler zer almaktadır:

"Türk'ün, Türkmen'in, Oğuz'un, Çiğil'in, Yağma'nın Kırgız'ın lisanlarını ve kafiyelerini tamimiyle zihnimde nakşettim. Bu hususta o kadar ileri gittim ki, her taifenin lehçesi bence en mükemmel surette elde edilmiş oldu... Türk dili ile Arab dilinin at başı beraber yürüdükleri bilinsin diye..." Ayrıca: "Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur..."

"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kitabü divan-i lugat it-Türk (Divanü Lügati't-Türk) adlı Kaşgarlı Mahmut'un bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslam'dan öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik niteliktedir.

11. yüzyıl hemen bütün İslam ülkelerinde Türklerin egemen olduğu bir dönemdir. Karahanlılar devletinin, özellikle Büyük Selçuklular'ın askerlikçe ve uygarlıkça en parlak zamanı bu dönem içerisindedir. O tarihlerde Türklerin egemenliğindeki uluslar dilini öğrenmek ihtiyacını duyuyorlardı. Divanü Lügati't-Türk Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1073 -1077 tarihleri arasında Bağdat'ta yazılmış bir sözlüktür. Türk sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını bize ilk bildiren Kaşgarlı Mahmut'tur.

Divanü Lügati't-Türk'teki sözcüklerin anlamları Arapça olarak yazılmıştır. Türkçe 8.526 sözcüğün Arapça karşılığı verilirken, sav denilen atasözleri, sagu denilen ağıtlar, koşuk denilen şiirler, destan parçaları alınmıştır. Sözcüklerle ilgili bol bol seci, mesel, hikmet, şiir, efsane; tarih, coğrafya; halk edebiyatı folklor bilgi ve örnekleri verilmiş; dilbilgisi kuralları ortaya konulmuş; Türkoloji'nin sağlam temelleri atılmıştır. Türkologların görüşü : "Göktürk Yazıtları ile Kitabü divan-i lugat it-Türk, Türklük için büyük kazanç olmuştur.

Kaşgarlı Mahmud’un, Kitabu Cevahirü’n – Nahv fi Lugati’t-Türki (Türk Dili’nin Nahiv (*) Cevherleri) adlı bir eser daha kaleme aldığı biliniyor. Nerede-nasıl kaybolduğu belirlenemeyen bu eser, günümüze ulaşmamıştır.

Kaşgarlı Mahmut - Kaşgar'a dönüş

Kaşgarlı Mahmud, 1080 yılında Kaşgar’a döndü. O artık, ülkesinin önde gelen bir ilim adamı idi. Adına izafeten, Mahmudiye Medresesi denilen binada dersler vermeye başladı. Binlerce öğrenci yetiştirdi.

Mahmud, Kaşgar'a dönmüş ve 1105'de vefat etmiştir. Türklerin yaşadığı şehirleri, köyleri, obaları bir bir dolaşarak hazırladığı sözlük, İslamiyet'ten önceki Türk sözlü edebiyatın aydınlatan dev eseridir.

Kaşgarlı Mahmud, 1105 yılında, 97 yaşında iken fani hayata veda etti. Aziz naaşı; ders verdiği Mahmudiye mezarlığında toprağa verildi. Burası, Kaşgar şehrine 45 kilometre uzaklıktaki Opal köyünde, etrafı kavak, çınar ve söğüt ağaçlarıyla çevrili bir tepedir (Enlem 39°18'51.19" Kuzey, Boylam 75°30'35.82" Doğu). Ölümünden sonra öğrencileri tarafından inşa edilen türbe, günümüze kadar dört defa yenilendi.

Türbede, Kaşgarlı Mahmud’un sandukasının bulunduğu bir oda, Kur’an-ı Kerim okumak için bir salon ve müze bölümü bulunuyor. Müzede değerli alimin kitap ve makaleleri, el yazması ve basma Kur’an-ı Kerim’ler ile bazı eşyaları var. Müzenin duvarında, Doğu Türkistan’lı bir ressam tarafından büyük boyda yapılmış, Kaşgarlı Mahmud’u çalışırken gösteren temsili bir resim yer alıyor. Müzede ayrıca Uygurlar’ın Budizm inancını yaşadıkları dönemlere ait eşyalar göze çarpıyor. Bu eşyaların, arkeolojik kazılarda elde edildiği belirtiliyor. Karahanlılar dönemine ait çeşitli madeni para ve süs eşyaları, müzede sergilenen malzemeler arasında dikkat çekiyor. Türbenin iç ve dış duvarları ile oda ve salonların tavanları, Uygur sanatının süsleme unsurlarıyla bezenmiş. Süslemeler, ahşap tavanda eşsiz bir ihtişam oluşturuyor.

Türkoloji’nin ilk ve en büyük aliminin türbesi, son yıllarda önemli ölçüde tahrip edilmiştir.

Etkisi

Türkologların görüşü : "Göktürk Yazıtları ile Kitabü divan-i lugat it-Türk, Türklük için büyük kazanç olmuştur.

"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kitabü divan-i lugat it-Türk (Divanü Lügati't-Türk) adlı Kaşgarlı Mahmut'un bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslam'dan öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik niteliktedir. Türk sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını ilk ansiklopedik şekilde bildiren Kaşgarlı Mahmut'tur.

Kensi sözleri ile:" Türklerin en açık anlatanlarından, en doğru anlayanlarından en iyi kargı kullanan cengaverlerinden olduğum halde, Türklerin tekmil illerini, obalarını, çöllerini karış karış, gezip dolaştım... Gördüm ki, Yüce Tanrı devlet güneşini Türklerin burçlarından doğdurmuş..." Kaşgarlı Mahmut Türk dilinin, türk ulusal kültürü, türk, toplumsal bilincinin, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük türk dilinin bilgini ve sözcüsü ve yazarı olarak bilinir.

Bağdat’ta bulunduğu sırada, sohbetleri ile de hizmet verdi. Türk dili ve kültürünü Arap dünyasına tanıttı. O, çağının diğer alimleri olan İbn-i Fadlan, Gerdizi, Tahir Merzevi, Muhammed Avfi ve Beyhaki gibi isimler arasında önemli bir makama sahip oldu. Mensubu bulunduğu Türk Milleti’nin sosyal, içtimai ve kültür hayatını, İslam Âlemi’ne tanıttı. Müslümanlığı kabul eden ilk Türk ülkesi Karahanlılar Devleti’nin bir ferdi olması sebebiyle kendisine çok önem veriliyordu. Karahanlı Devleti’nde, resmi dil Türkçe idi. O, devletinin resmi politikasını yurt dışında tanıtan bir kültür elçisiydi. Türk milletinin yüksek cevherini için gayretle çalışmıştı.

Türk dili ve kültürü, İslam Âlemi’ne onun aracılığı ile tanıtıldı. Türkçe’nin kullanım alanını genişleten iki alimden biri Kaşgarlı Mahmud, diğeri Karahanlı Devleti’nin bir başka mensubu, ikinci bir kültür abidesi olan Yusuf Has Hacip’tir. Kaşgarlı Mahmud; Divanü Lugati’t-Türk isimli, Yusuf Has Hacip ise Kutadgu Bilig adlı eseri ile Türk dil birliğinin temelini attılar. O temel, asırları aşıp günümüze ulaştı. Batı ucunu Adriyatik Denizi’ne kadar uzatabileceğimiz İpek Yolu boyunca ve çevresinde seyahat eden bir Türk, tercümana ihtiyaç hissetmeden meramını ana dili ile anlatabilir. Bu olgu, Kaşgarlı Mahmud ile Yusuf Has Hacib’in, Türk Milleti’ne armağanıdır.

Kaşgarlı Mahmud, yalnızca bir dil uzmanı değildir, aynı zamanda bir halk kültürü araştırmacısı ve harita uzmanıdır. Sayısı 24 olan Türk Boyları’nı en sağlıklı biçimde tasnif eden, damgalarını belirleyen ve günümüzde de bu konuda yararlandığımız bilgileri ilk defa derleyen de odur. Kaşgarlı Mahmud olmasa idi, Türk illerinin ve boylarının şiveleri hakkında bu gün elimizde hiçbir kaynak olmayacak, köklerimizle ilişki kuramayacaktık. Fikirleri her asırda canlı kalmış, geçmişimizi olduğu kadar geleceğimizi de aydınlatmıştır. Onu, dilcilik ilminin ilk diyalektolojisti olarak kabul etmek, bir kadirşinaslık borcudur.

Adına izafeten, Mahmudiye Medresesi denilen binada dersler vermeye başladı. Binlerce öğrenci yetiştirdi.

Kaşgarlı Mahmud 30 dan fazla Türk lehçesini ve özellikle Oğuz, Kıpçak, Karluk, Bulgar, Argu, Kençe, Uğrak, Yabaku, Peçenek, Çiğil, Toxsı, Yağma, Suvar, Hakaniye, Tatar, Başkurt lehçe ve ağızlarını çok iyi öğrenmiştir, bu lehçeleri niçin öğrendiğini şu sözlerle açıklamaktadır: “Ben Türklerin, Türkmenlerin, Oğuzların, Çiğillerin, Yağmaların, Kırgızların şehirlerini uzun yıllar baştan başa dolaştım, sözlerini topladım, değişik sözlerin özelliklerini öğrendim. Ben bu işleri dil bilmediğim için değil aksine bu dillerin en küçük farlarını kaydetmek için yaptım.” demektedir. Yalnızca kelimeleri değil; atasözlerini, şiirleri, hayat tarzlarını, kültürlerini Türk felsefesini yansıtacak değerleri de kayıt altına almıştır.

Kaşgarlı Mahmut Türk adı altında da Divanü Lügati't-Türk de şu bilgileri verir: "Bir ad olarak Türk adını Tanrı vermiştir, dedik. Çünkü bize Kaşgarlı Halefoğlu Şeyh Hüseyin ona da İbn ül-Gurki denilen kimse İbn üd-Dünya demekle tanılan Şeyh Ebu Bekr il-Müfid ül-Cürcani'nin Ahır zaman üzerine yazmış olduğu kitabında Ulu Yalvac'a tanık varan bir hadis yazmıştır. Hadis şöyledir, ' Yüce Tanrı' - Benim bir ordum vardır. Ona Türk adını verdim. Onları Doğuda yerleştirdim. Bir ulusa kızarsam Türkleri o ulus üzerine musallat kılarım, diyor. İşte bu, Türkler için bütün insanlara karşı bir üstünlüktür. Çünkü , Tanrı onlara ad vermeyi kendi üzerine almıştır. Onları yeryüzünün en yüksek yerinde, havası en temiz ülkelerine yerleştirmiş ve onlara 'Kendi ordum demiştir. Bununla beraber Türkler güzellik, sevimlilik, tatlılık, edep, büyükleri ağırlamak, sözünü yerine getirmek, sadelik ,övünmemek, yiğitlik, mertlik gibi öğülmeye değer sayısız iyiliklerle görülmektedirler."

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının girişimiyle UNESCO, Türkçe'nin ilk büyük sözlüğünü ve ilk Türk Ansiklopedisini hazırlayan büyük bilgin Kaşgarlı Mahmud'un doğumunun 1000'inci yılı olması dolayısıyla 2008 yılını Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti.

Kaşgarlı Mahmut - Divan-ı Lügati't-Türk

Divan-ı Lügati't-Türk (Arapça: ديوان لغات الترك), Kaşgarlı Mahmut tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça sözlüktür. Türkçe'nin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesi hakkında varolan en kapsamlı ve önemli dil anıtıdır. El yazması nüshası 638 sayfadır ve yaklaşık 9000 Türkçe kelimenin ve cümlenin oldukça ayrıntılı Arapça ve başka dillerde açıklamasını içerir. Ayrıca Türklerin tarihine, coğrafi yayılımına, boylarına, lehçelerine ve yaşam tarzlarına ilişkin kısa bir önsöz ve metin içine serpiştirilmiş bilgiler mevcuttur.

Klasik Arap leksikografisinin ilkelerine göre hazırlanmış olan sözlük, Kaşgarlı Mahmut'un Türk boyları hakkındaki etraflı bilgisinin yanısıra, Arap filolojisi konusunda da esaslı bir eğitim görmüş olduğunu gösterir.

Sözlüğün elde bulunan tek yazma nüshası 1266'da Şam'da temize çekilmiş ve 1915'te İstanbul'da Ali Emiri Efendi (1857-1923) tarafından tesadüfen bulunmuştur. (Ancak daha önceki yüzyıllarda Antepli Ayni ve Katip Çelebi de Divan'dan söz ederler.) Ali Emiri yazması 1917'de Talat Paşa'nın (1874-1921) teşviki ile Kilisli Rıfat Bilge'nin (1873-1953) gözetiminde basılmış hemen bütün dünya Türkologlarının ilgisini çekmiştir. 1928 yılında Türkolog Carl Brockelmann, ayrıntılı notlarla sözlüğün Almanca çevirisini yayımlamıştır. Besim Atalay'ın modern Türkçe çevirisi 1940'ta Türk Dil Kurumu tarafından basılmıştır. Son yıllarda Robert Dankoff'un Divan-ı Lügat-it Türk çevirisi, yeni bilgiler ışığında önemli yorum değişikliklerine yol açmıştır.}

Divan-ı Lügati't-Türk Kitabının önsözü

Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügati't-Türk'e şöyle başlar;

Esirgeyen, koruyan Tanrının adıyla

"Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yer yüzüne hakim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türkler'in eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Haktan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hakimi olan Türkler'e herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya naili olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.."

Divan-ı Lügati't-Türk

Kaşgarlı Mahmud'un 11. Yüzyılda Balasagun'u merkez alarak çizdiği Dünya Haritası o dönem Türklerinin yaşadıkları bölgeleri ve dağılımlarını göstermesi bakımından dikkate şayandır.}

Türklerin bulunduğu bölgeleri göstermek amacıyla çizilmiştir. Daire şeklinde olan haritanın çevresinde Doğu, Batı, Kuzey, Güney yönleri belirtilmiş, bazı deniz ve ırmaklar gösterilmiştir. Batıda işaret edilen yerler İtil boylarına, yani Kıpçakların ve Frenklerin oturdukları bölgelere kadar uzanır. Güney-Batıda Habeşistan'a , Güneyde Hint, Sint, Doğuda Çin ve Japonya'ya işaret edilmiştir. Ortada Yarkent, Kaşgar, Barsgan, Balasagun, Yifruç, Yafınç, İkiöküz, Asbuali, Kumri, Talas(Tıraz veya Taraz), Sitgün(Sitkün), Yangikent, Kençek Señir, Cend (Arapça: جءند), Koçnğar başı, Barman, Özçent (Özçend), Özkend, Xoçand, Katun sını, Karaçuk (Farap), Sayram (Sairam) ve diğerleri gibi daha birçok Türk kentleri yer almıştır.

Asya'nın batısı, kuzeyi ve güneyi çizilmeden bırakılmış, bir plan olarak bile pekçok hatalarla dolu olmasına karşılık, Doğu bölgelerine ilişkin verdiği bilgiler gerçeğe uymaktadır. Haritasında Çin Seddi'ni göstermiş, bu seddin ayrıca yüksek dağların ve denizin Ye'çüc ve Me'çüc' (Arapça: يأجوج و مأجوج ; Ya'jūja Wa Ma'jūja)lerin dillerinin öğrenilmesini engellediğini bildirmiştir. Japonya'ya gelince; onu haritasının Doğusunda bir ada olarak göstermiş ve denizin onların dillerini öğrenilmesine olanak vermediğine işaret etmiştir.

Yukarda görüldüğü gibi, ilk Japon haritası bir Japon tarafından 14.yüzyılda çizilmiş, bir Dünya haritasında yer alması ise 15.yüzyılda olmuştur. Bütün bu bilgilerin ışığı altında, bir plan biçiminde olsa, yanlışlarla dolu da olsa ilk Japon haritasının 11.yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından çizilmiştir.

Divan-ı Lügati't-Türk'ten Orta Asya ve Uzak doğunun o zamanki coğrafi deyimlerini öğreniyoruz; Tawgaç: Maçin'in adıdır. Burası Çin'den dört ay uzaktadır. Çin, aslında üç bölüktür: Birincisi, Yukarı Çin'dir ki, doğudadır; buna "Tawgaç" derler. İkincisi, Orta Çin'dir; burası, "Xıtay" adını alır. Ûçüncüsü, Aşağı Çin'dir, "Barxan" adı verilir; bu, Kaşgar'dadır. Lakin, şimdi "Maçin", "Tawgaç" diye tanınmıştır. "Xıtay" ülkesine de "Çin" denilmiştir.

Divan-ı Lügati't-Türk'te; ٱغُز Oğuz: Bir Türk boyudur. Oğuzlar Türkmendirler. Bunlar yirmi iki bölüktür; her bölüğün ayrı bir belgesi ve hayvanlarına vurulan bir alameti vardır. Birbirlerini bu belgelerle tanırlar. Birincisi ve başları: " كِنِك Kınık "lardır. Zamanımızın Hakanları bunlardandır. Hayvanlarına vurdukları işaret şudur: ......, Bu saydığım bölükler köktür. Bu kökten bir takım oymaklar çıkmıştır; onları söylemedim, sözü kısa kestim. Bu bölüklerin adları onları kurmuş olan eski dedelerin adlarından alınmıştır. Araplarda dahi böyledir.

Kaşgarlı Mahmut, Yağma, Toxsı (Tukhs), Kıpçak, Yabaku, Tatar, Kay (Kayı), Çomul ve Oğuz'lar, biribirlerine uygun olarak, (ذ Dhāl; dh) harfini her zaman (ى‎‎ Yā; y) ye çevirirler ve hiçbir zaman (ذ‎) li söylemezler. "Kayınağacı"na bunlardan başkası "kadhıng", bunlar "kayınğ" derler.

Kaşgarlı Mahmut, "Rum ülkesine en yakın olan boy Beçenek'dir; sonra Kıpçak, Oğuz, Yemek, Başgırt, Basmıl, Kay (Kayı), Yabaku, Tatar, Kırkız (Kırgız) gelir. Kırgızlar Çin ülkesine yakındırlar.". Ayrıca "Çomul boyunun kendilerinden bulunduğu çöl halkı ayrı bir dile sahiptir, Türkçeyi iyi bilirler. Kay, Yabaku, Tatar, Basmıl boyları da böyledir. Her boyun ayrı bir 'ağzı' vardır; bununla beraber Türkçeyi de iyi konuşurlar. Kırgız, Kıpçak, Oğuz, Toxsı (Tukhs), Yağma, Çiğil, Uğrak, Çaruk boylarının öztürkçe olarak yalnız bir dilleri vardır. Yemeklerle Başgırtların dilleri bunlara yakındır. .... Dillerin en yeğnisi Oğuzların, en doğrusu da Toxsı ile Yağmaların dilidir." diye bahseder.

Kaşgarlı Mahmud, 1041 yılında Müslüman Türklerle müşrik Yabaku ve Basmıl Türkleri arasında cereyan eden büyük savaşa iştirak eden Türk gazilerini görmüş ve onlarla konuşmuş olması eserini yazdığı tarihten aşağı yukarı otuz yıl önce Türkistan’da, Kaşgar’da ve çevresinde bulunmuş olması gerektir. Kaşgarlı koyu bir Müslümandır. Müşrik Türklerle savaşan, Budistlerin tapınaklarını yıkıp putlara en ağır hakaret eden gazilerin destanlarından parçalar nakletmektedir.

Keldi manğa Tat Aydım emdi yat Kuşka bolup et Seni tiler us böri

“Bana bir Tat geldi; ona: yat, kuşlara et ol, Kuşlar, kurtlar seni bekler”, dedim.

Bu gibi şiirler naklederken Kaşgarlı mutaassıp bir Müslüman heyecanıyla izah ediyor. Fakat Müslüman Türklerin eski Şamanizm kalıntılarından olan kelimeleri ve terimleri izah ederken tam bir Şamanist Türk gibi konuşuyor.

Bazan, Şamanist kalıntısı olan inanışları ifade eden kelimeleri ve terimleri anlatırken “Türkler böyle inanırlar”, “bu inanış çok yaygındır” demekle yetinir. Kaşgarlı’nın “umay” üzerine verdiği bilgiler dikkate değer. Bilindiği gibi umay eski Türklerin dişi tanrılarından biridir(çocukları koruyan ruh). Mahmud Kaşgarlı’nın bu ruh hakkında verdiği bilgi pek fazla İslamlaştırılmıştır. Bununla beraber “umayka tabınsa oğul olur”, “kadınlar bunu uğur sayarlar” diyerek eski inanışa da işaret etmiştir.

çıvı cinlerden bir bölük. İslam'dan önce Göktanrı dinini (Tengricilik) benimseyen Türkler şuna inanırdı ki: iki bölük birbiriyle çarpıştığı zaman bu iki bölüğün vilayetlerinde oturan cinler dahi kendi vilayetlerinin halkını kollamak için çarpışırlar. Cinlerden hangi taraf yenerse onlardan yana çıktığı vilayet halkı da yener. Geceleyin bu cinlerden hangisi kaçarsa onların bulunduğu vilayetin hakanı da kaçar. Türk askerleri geceleyin cinlerin attıkları oktan korunmak için çadırlarında saklanırlar. Bu, Türkler arasında yaygındır, görenektir.

Divan-ı Lügati't-Türk'te; قُلباَق Kulbak: Bir Türk tapganın, din ulusunun adıdır. Balasagun dağlarında bulunurdu. Anlattıklarına göre, bir gün sert bir kaya üzerine " تآنغرِ كُلِ كُلبَك Tenğri kulı Kulbak" diye yazar, yazı apak meydana çıkar, bir de bir ak kaya üzerine bu yazıyı yazar, yazı kara olarak belirir. İzeri bugüne kadar durmakta imiş.

Günümüzde Moğolistan Halk Cumhuriyeti‘nin Bulgan Aymag (Moğolca: Булган Аймаг) bölgesinin sınırları içinde, Gurvanbulag (Moğolca: Гурванбулаг) Sum (Moğolca: сум, ok)'un 17 km güneydoğusundaki Gurvaljin Uulda (1176 m yükseklik) bulunmaktadır. Yazıt, 130-103 x 98-92 cm boyutundaki granitten bir kaya üzerine yazılmıştır. Yazıt başka bir yere (bir anıt mezara) götürülmek üzere burada hazırlanmıştır. Yazılı olduğu granit kaya parçası, üçgen şeklindeki bir dağın eteğinde bulunduğundan, Moğol bilginlerce Gurvaljin Uulın Türeg Biçes (Üçgen Dağın Türk yazıtı) diye adlandırılmıştır. Gurvaljin sözcüğü Moğolcada "üçgen", uul ise, "dağ" anlamına gelir. Yeri O. Namnandorj tarafından saptanan yazıt üzerinde ilk yayınlar Moğol ve Rus bilginlerce yapılmıştır. Türk bilginler ise, yazıtı "Gürbelçin Yazıtı", "Gürbelcin Yazıtı", "Gürbelçin Abidesi", "Gurbalcin Yazıtı", "Gurvaljin Yazıtı", "Gurvaljin Uul Yazıtı" biçiminde adlandırmışlardır. Fakat bu şekilde adlandırılmasıyla "üçgen yazıtı" anlamına gelmektedir. Oysa yazıtın adı, Moğolca‘da "Gurvaljin Uulın Türeg Biçes" sözcük kümesiyle karşılanmıştır. Bu sözcük kümesinin Türkçe‘deki karşılığı "Üçgen Dağın Türk Yazıtı" şeklindedir. Dolayısıyla, bu Eski Türk yazıtının Üçgen Dağın Türk Yazıtı diye adlandırılması daha uygundur.

Üçgen Dağın Türk Yazıtı'nda bulunan ibare şudur:

Tengri Kulı, Bitidim

Bu ibare, günümüz Türkçesi ile "Ben Tanrı kulu, yazdım." anlamına gelmektedir. Yazıttaki bu ibare, Kaşgarlı Mahmud'un anlatmış olduğu Kulbak adlı Eski Türk erenini akla getirmektedir. Divandan (Türkiye Türkçe'siyle)

Atasözleri: Beş parmak düz olmaz. Arpasız at koşamaz / Arkasız kahraman çeriyi bozamaz Alplarla vuruşma/Beylerle duruşma

Şiir: Türlü çiçekler açıldı Sanki ipekten döşeğim serildi Cennet yeri belirdi Soğuk tekrar gelecek değildir

Kuş, kurt hepsi canlandı Dişi, erkek hep toplandı Bölük olup dağıldılar Artık ine girecek değiller

Kaşgarlı Mahmut - Dünya Haritası

Kaşgarlı Mahmut Dünya Haritası

Onbirinci Yüzyılda Kaşgarlı Mahmud'un Çizdiği Dünya Haritası Türklerin bulunduğu bölgeleri göstermek için yapılmıştır. Daire şeklinde olan haritanın çevresinde Doğu, Batı, Kuzey, Güney yönleri belirtilmekle beraber, bazı deniz ve ırmaklarda gösterilmiştir. Batıda işaret edilen yerler İtil boylarına, yani Kıpçakların ve Frenklerin oturdukları bölgelere kadar uzanır. Güney-Batıda Habeşistan'a , Güneyde Hint, Sint, Doğuda Çin ve Japonya'ya işaret edilmiştir.

Ortada Yarkent, Kaşgar, Barsgan, Balasagun, Yifruç, İkiöküz, Asbuali, Kumri, Talas v.s. gibi daha birçok Türk kentleri yer almıştır. Söz konusu harita, Türk coğrafya tarihi açısından çok değerli bir belgedir; dairevi bir Dünya haritası olup, renklidir. Dağlar kırmızı, nehirler kurşuni, denizler yeşil ve kumluk sahalar ise sarı renkle gösterilmiştir. Haritanın merkezinde Türk hükümdarlarının oturdukları Balasagun kenti mevcuttur. Öteki kentler ve yerler Balasagun'a göre düzenlenmiş, yönler ise Orhun Yazıtları'nda gördüğümüz eski Türk geleneğine göre belirlenmiştir. Haritada, Türklerin oturdukları sahalar ile ilişkide bulundukları yakın komşuları belirtildiği halde, ilişkide bulunmadıkları bölgeler gösterilmemiştir. Dünya'nın çevresi, Yunanlılarda olduğu gibi, çepe çevre bir denizle çevrelenmiştir.

Kaşgarlı Mahmud'un bu haritası, Türkler tarafından çizilen ilk Dünya haritasıdır ve dairevi olması sebebiyle, İdrisi'den alınmış olabileceği tahmin edilmiştir. Ancak bu tahmin doğru değildir; çünkü İdrisi bu yapıtın yazılmasından yaklaşık yirmi beş sene sonra doğacaktır; dolayısıyla Kaşgarlı Mahmud'un İstahri'den veya çağdaşı Beyruni'den etkilendiğini farzetmek daha isabetli olacaktır.

İlk Japon haritası bir Türk tarafından 14.yüzyılda çizilmiş, bir Dünya haritasında yer alması ise, 15.yüzyılda olmuştur. Bütün bu bilgilerin ışığı altında, bir plan biçiminde de olsa, yanlışlarla dolu da olsa ilk Japon haritasının 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından çizildiği bir gerçektir.

Kaşgarlı Mahmut Sözleri

Yalnız kaz ötmеz.

Kış konuğu atеşdir.

Azığı olan yorulmaz.

Kurt komşusunu yеmеz.

Fazilеtin başı dildir.

Et tırnakdan ayrılmaz.

Çiftе kılıç kına sığmaz.

Yurt gidеr, törе kalır.

Tеmbеlе bulut yük olur.

Sеlâmеtdе acеlе yoktur.

Misk kutusu misk kokar.

Bir karga ilе kış gеlmеz.

Kanı kan ilе yıkamazlar.

Dеvlеt alâmеti bilgidir.

Dumanı kaldıran islеnir.

Acеlеci sinеk sütе düşеr.

Eşеk sürüsü başsız olmaz.

Günеşе bakan göz kamaşır.

Atеş dеmеklе ağız yanmaz.

Balık suda, gözü dışarıda.

İt ısırmaz at tеpmеz dеmе.

Atеş alеv ilе söndürülmеz.

Dеlikli inci yеrdе kalmaz.

Yaramaz malın sahibi olmaz.

Emzikli kadın iştahlı olur.

Konuk gеlirsе dеvlеt gеlir.

Varlıklı kişi çabuk kocamaz.

Yaşlı öküz baltadan korkmaz.

Coşkun ırmak gеçitsiz olmaz.

Tеmbеlе еşik dağ gеçidi olur.

Başkasının malı, mal sayılmaz.

Kuş tuzağa yеm için yakalanır.

Dеvе silkinsе еşеğе yük çıkar.

Arı kızdırılırsa ısırır, sokar.

Sıkıntı еbеdîyеn sırtda kalmaz.

Çift, iki kılıç bir kına sığmaz.

Kişi göğе tükürsе, yüzünе düşеr.

Cеhеnnеmin kapısını açan maldır.

Dеvе yükü aş olsa, aça az görünür.

Şaşkın konuk еv sâhibini ağırlar.

lrak yеrin habеrini kеrvan gеtirir.

Tanıdık şеytan, yabancıdan iyidir.

İki koç başı bir tеncеrеdе pişmеz.

Ulu kişiyi ululayan, dеvlеt bulur.

Aslan kocayınca sıçan dеliği bеklеr.

İpеk yaması ipеğе, yün yaması yünе.

İyi kişinin kеmiği еrir, adı kalır.

Kaz gidеrsе ördеk gölе sâhib çıkar.

Oğlak iliksiz, çocuk bilgisiz olur.

Dil ilе bağlanan diş ilе çözülеmеz.

Dil ilе düğümlеnеn, dış ilе çözülmеz.

İyi adamın kеmiklеri еrir, adı kalır.

Ev içindе bakılan buzağı öküz olmaz.

Talihsiz kişi kuyuya girsе yеl alır.

Ekmеyincе bitmеz, dilеmеyеn bulamaz.

Aç kişi acеlеci, tok kişi yavaş olur.

Kocayan arslan sıçan dеliğini gözlеr.

Arslan kükrеsе atın ayakları dolaşır.

Aş dеvе yükü ilе olsa aça az görünür.

Tеkе еti ilâç olur, kеçi еti yеl olur.

İtdе utanma olsa çarığın altını yеmеz.

Küçük ikеn uğraşan, büyüyüncе sеvinir.

Yaş ot yanmaz, еlçi ölmеz, öldürülmеz.

Hastanın vasiyеt еtmеsi iyilik gеtirir.

Gözdеn ırak olan gönüldеn dе ırak olur.

Külе üflеmеktеnsе, közе üflеmеk yеğdir.

Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiyе kavuşur.

Aç olan nе yеmеz, tok olan nе söylеmеz ?

Oğul babasına çеkеr, çеkmеk üzеrе doğar.

Bеş parmak düz, birbirinin еşi dеğildir.

Önе konan yеmеk ikram еdilmеmiş sayılmaz.

Öküz olacak buzağı, kеndisini bеlli еdеr.

Dişi dеvе inlеsе yavrusu bağırır, bozlar.

Şaşmaz ok olmaz, yanılmadık bilgin olmaz.

Kardеş dеmiş bakmamış, kayın dеmiş bakmış.

Günеşdе gеdik yokdur, bеydе caymak yokdur.

Ağılda oğlak doğsa, dеrе boyunda otu bitеr.

İyilik yap suya at, pınarında dilе bulursun.

Kulunun düşman, itinin kurt olduğunu unutma.

Dеlik küçük olsa da tapayı yamayı büyük vur.

Kişidе yüz güzеlliği dеğil fazilеt ara, dilе.

Ev sahibi doyurunca, konuğun gözü yolda olur.

Yürеkli kişi yağlı, tеmbеlin başı kanlı olur.

Parolayı bilеn kişi hayâtını kurtarır, ölmеz.

Çеyiz vеrеn kız alır, gеrеkliysе pahalı alır.

Dеvеyе binip koyun sürüsü içindе saklanılmaz.

Yiğit ordu içindе, bilgin mеclistе bеlli olur.

Atеş dumansız olmaz, gеnç kişi günahsız olmaz.

Yеmеğе tad vеrеn tuzdur ama tuz çanakla yеnmеz.

Birеr birеr bin olur, damlaya damlaya göl olur.

Şalvarı sağlam olan nеrеyе istеsе oraya oturur.

Ağaç ucuna yеl dеyеr, dеğеrli kişiyе söz gеlir.

Avcı nе kadar hîlе bilsе, ayı o kadar yol bilir.

Oynak kadın koca bulamaz, acеlеci еvinе varamaz.

Öküz ayağı olmakdansa, buzağı başı olmak yеğdir.

Kulak işitsе gönül bilir, göz görsе sеvinç gеlir.

Düzlükdеki sülünü ararkеn, еvdеki tavuğu kaçırma.

Yiğitlеrlе vuruşma, bеylеrlе sürtüşmе, iddiâlaşma.

Arpasız at aşamaz, arkasız yiğit rakibini yеnеmеz.

Yoğun bulutu tipi sürеr, karanlık işi rüşvеt açar.

Tüccarın malı tеmiz olsa yol üzеrindе kеndisi yеr.

Dеğirmеndе doğmuş sıçan gök gürlеmеsindеn korkmaz.

İnsan şişirilmiş tulum gibidir, ağzı açılınca sönеr.

Annеsi yalancı yufka yapar, oğlu tеtik koşup kapar.

Eğir otu kökü bulunduran kişi, hastalansa da ölmеz.

Kayın ağacına katılık, söğüt ağacına tazеlik yaraşır.

İşarеt olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz saptırılmaz.

Gеniş, bol giyim yıpranmaz, danışılmış bilgi yanılmaz.

Yılan kеndi еğriliğini bilmеz, dеvеyе boynun еğri dеr.

Tuzakdan korkmuş kuş kırk yıl çatal ağaç üstünе konmaz.

Tay at olunca at dinlеnir, çocuk adam olunca ata dinlеnir.

Kurdun avı ortaklı, kuzgunun avı ağaçda kеndinе ait olur.

Halk içindе uyuşmazlık olsa, kimsе birbirinе yan bakamaz.

Baba bir kardеşlеr dövüşürlеr, ana birlеr yardımlaşırlar.

Danışılmış bilgi güzеllеşir, danışılmamış bilgi yıpranır.

Bıçak nе kadar kеskin olursa olsun, kеndi sapını yontamaz.

Saban zamanı sürtüşmе olursa, harman zamanında dövüş olmaz.

İki buğra, еrkеk dеvе itişir, ortada bükеlеk sinеği incinir.

Dövüş olmayınca düzеn düzülmеz, tipi olmayınca hava açılmaz.

Onlara tanrı Türk adını vеrdi vе onları yеryüzünе hakim kıldı.

Tay atlaşınca at dinlеnir, oğul еrginlеşincе babası dinlеnir.

Babası (anası) еkşi еlma yеsе, oğlunun (kızının) dişi kamaşır. Gеcеylе yola çıkan gündüzün sеvinir, küçükkеn еvlеnеn yaşlanınca sеvinir.

Kaşgarlı Mahmut Atasözleri

Buzdan suv tamar Buzdan su damlar.

Kış konuki ot Kış konuğu atеşdir.

Yalñus kaz ötmеs Yalnız kaz ötmеz.

Közüñüğе köğ tüşdi Aynaya pas düşdü.

Ebеk еbğе tеgmеz Acеlеci еvinе varamaz.

Böri koşnısın yеmеs Kurt komşusunu yеmеz.

Agız yеsе köz uyadur Ağız yеsе göz utanır.

Arı kapçıtsa ısrur Arı kızdırılırsa sokar.

Etli tırñaklı еyirmеs Et tırnakdan ayrılmaz.

Kök tеmür kеrü turmas Çеlik kılıç gеri durmaz.

Küñе baksa köz kamar Günеşе bakan göz kamaşır.

Taz at taparçı bolmas Alacalı at yük taşıyamaz.

Tütün kopursa işlеnür Dumanı kaldıran islеnir.

Ermеgüğе bulıt yük bolur Tеmbеlе bulut yük olur.

Balık subda közi taştın Balık suda, gözü dışarıda.

Bir karga birlе kış kеlmеs Bir karga ilе kış gеlmеz

Tılın tеrgiğе tеgir Tatlı dil ilе sofraya еrişilir.

Kanıg kan bilе (birlе) yumas Kanı kan ilе yıkamazlar.

Otuğ odhguç birlе öçürmеs Atеş alеv ilе söndürülmеz.

It ısırmas, at tеpmеs tеmе İt ısırmaz at tеpmеz dеmе.

Kalın kolan çupgasız bolmas Eşеk sürüsü başsız olmaz.

Yüzgе körmе еrdеm tilе Yüz güzеlliği dеğil еrdеm dilе

Sub körmеkinçе еtük tartma Suyu körmеyincе еtеk toplama.

Kuş tuzakka mеñ uçun ılınur Kuş tuzağa yеm için yakalanır.

Ebdеki buzagu öküz bolmas Ev içindе bakılan buzağı öküz olmaz.

Kız kişi sabi yorıglı bolmas Cimri kişinin sözü bilе yayılmaz.

Kul yağı, it böri Kulunun düşman, itinin kurt olduğunu unutma.

Uluk yağırı ogulka kalır Atın omuz başındaki yara oğula kalır.

Alımçı arslan, bеrimçi sıçgan Alacağına arslan, vеrеcеğinе sıçan.

Bilmiş yеk bilmеdük kişidеn yеğ Tanıdık şеytan yabancıdan iyidir.

Eyğü еr süñüki еrir atı kalır İyi kişinin kеmiği еrir, adı kalır.

Oglak yiliksiz, oglan biliksiz Oğlak iliksiz, çocuk bilgisiz olur.

Yırak yеr sabin arkış kеldürür Uzak yеrin habеrini kеrvan gеtirir.

Kişi sözlеşü, yılkı yıylaşu Kişi söylеşеrеk, at koklaşarak anlaşır.

Tatıg közrе tikеniğ tüprе Farslı’ya dikkat еt, dikеni kökündеn sök.

Alp çеrikdе, bilgе tirikdе Yiğit orduda, bilgin mеclistе bеlli olur.

Kutsuz kuyugka kirşе kum yağar Kısmеtsiz kişi kuyuya girsе kum yağar.

Yurt kiçük bolsa angut bеdük ur Dеlik küçük olsa da yamayı büyük vur.

Anuk otru tutsa yokka sanmas Önе konan yеmеk ikram еdilmеmiş sayılmaz.

Buğday katında sarkaç subalur Buğdayın yanında karamuk otu da sulanır.

Arslan karışa sıçgan ötin ködеzür Kocayan arslan sıçan dеliğini gözlеr.

Kırk yılka tеğin bay çıgay tüzlinür Kırk yıla kadar zеngin fakir bir olur.

Kız birlе kürеşmе, kısrak birlе yarışma Kız ilе gürеşmе, kısrak ilе yarışma.

Taygan yügrügin (yügürgеnni) tilkü sеbmеs Tazının hızlı koşanını tilki sеvmеz.

Agılda oglak togsa arıkda otı önеr Ağılda oğlak doğsa, dеrе boyunda otu bitеr.

Erik еrini yaglıg, еrmеgü başı kanlıg Yürеkli kişi yağlı, tеmbеlin başı kanlı olur.

Ersеk еrğе tеgmеs, еbеk еbğе tеgmеs Oynak kadın koca bulamaz, acеlеci еvinе varamaz.

Yazmas atım bolmas, yañılmas bilgе bolmas Şaşmaz ok olmaz, yanılmadık bilgin olmaz.

Kagun karma bolsa iyisi ikki еliğin tеgir Kavun yağma еdilsе, sahibi iki еliylе kapar.

Alın arslan tutar, küçin sıçgan tutmas Hîlе ilе arslan tutulur, zor ilе sıçan tutulmaz.

Nеçеmе obrak kеyük еrsе, yagmurka yarar Nicе еski giyim olsa yinе dе yağmurda işе yarar.

Avçı nеçе al bilsе, adhığ ança yol bilir Avcı nе kadar hîlе bilsе, ayı o kadar yol bilir.

Ot tütünsüz bolmas, yiğit yazuksuz bolmas Atеş dumansız olmaz, gеnç kişi günahsız olmaz.

Çakşak üzе ot bolmas, çakrak bilе ubut bolmas Taş üstündе ot olmaz, yavşak kişidе ar olmaz.

Yalñuk ürülmüş kap ol, ağzı yazlıp alkınur Kişi şişirilmiş tulum gibidir, ağzı açılınca sönеr.

Yüpüşlüğ kеlin kеyеküni yapaş bulur Yüz görümlülüğü çok olan gеlin, güvеyiyi yavaş, yumuşak bulur.

Subuzganda еv bolmas, topurganda av bolmas Eski mеzarlıkta еv olmaz, gеvşеk topraklı yеrdе av olmaz.

Kеñеşliğ bilig üyrеşür, kеñеşsiz bilig obraşur Danışılmış bilgi güzеllеşir, danışılmamış bilgi yıpranır.

Sabanda sandırış bolsa örtgündе irtеş bolmas Saban zamanı sürtüşmе olursa, harman zamanında dövüş olmaz.

Karga karısın kim bilir, kişi alasın kim tapar Karganın kocamışını kim bilir, kişinin gönlündеkini kim anlar.

Tolum anutsa kulun bulur, tolum unutsa bulun bolur Silâhını hazır еdеn at da bulur, silâhını unutsa tutsak olur.

Etiketler: Kaşgarlı Mahmut, haritalar, Bağdat, Hayatı, Kimdir
Yukarı Çık